Düşünüyorum da, ilerde tarihi binalarımız olsa bile kendine has bir mimarisi olmayacak. Bildiğin beton yığını olacak. Ne bir kemeri var, ne bir işlemesi var, ne penceresi süslü.

Yoksa bir 200 yıl sonra insanlar diyecek mi auuwww ne güzel yapmış adamlar diye ?

Şimdi gökdelenler rezidanslar diyeceksiniz veya 200 yıl sonraki insan rezidansa alışacak şimdi oturduğumuz binaların mimarisi güzel görünecek diyebilirsiniz. Öyle de düşündüm fakat şimdiki mimarinin hiç bir cazip özelliği yok.

Şimdiki tarihi yapılara sahip çıkabilecek miyiz ?

 

bunun en önemli nedeni günümüzde bi mimari anlayış yok. eline kürek alan bina yapıyor amk.güzel binalar dahil bi akımın ürünü olmadığından dolayı tarihi olamayacaklar ilerde, sanırım bizim şansımız eskiler ve onlara da sahip çıkamıyoruz..

big bang

günümüzü tamamen ele geçirmiş bir mimari akım dünya üzerinde yok. farklı tasarımcılar farklı akımlarda binalar yaratmaya devam ediyor.
ama türkiye'de mimari akımları sallayan pek yok. işin ucunda yap-kurtul-ötekine-geç-daha-çok-kazan olunca..
big bang'in de dediği gibi, akımın ürünü binalar yok, estetik açıdan nitelikli (yeni) bina neredeyse hiç yok.
tarihi yapılara da evet yeterince sahip çıkılmadığı ortada maalesef.

recollect me darling

kalıcı denilen eski binaların yapılış felsefesi ölümsüzlüktü.
şimdi çözdük ki ölümsüzlük falan tırt.
ee o zaman bu devrin tek tanrısı kim para hadi tapalım. daha fazla daha fazla daha fazla

cecilia

Şimdiki tarihi binaları korusak ona da razıyım. Torun tombalak diyecek gerçi "şu-şu zaman aralığındakiler dünyaya bi sikim katmamış arkadaş, lanet olsun böyle nesile" ama neyse.. Hiçbir şey yapmayarak yok etmekten iyidir korumak.

lazor

İmparatorlukla birlikte sanat da yıkıldı.Köylü insan, varoş insan, kırsal kesim insanı tabii olarak sanata ilgi duymaz.

Geçmişle tüm bağları kopartılan bir milletten aydın yetiştirmesini, sanata katkıda bulunmasını, zevk sahibi bir nesil yetiştirmesini bekleyemeyiz.

debkalebanon

"Bildiğin beton yığını olacak. Ne bir kemeri var, ne bir işlemesi var, ne penceresi süslü." cümlesi üzerine zaten ne desek boş. Mimari estetik kemer yapıp oraya buraya süs attırmak değildir. Öyle olsaydı aptal Keçiören mimarisi ile dünya literatürüne girerdik. Hem beton da güzel malzemedir kullanmasını bilene.

Her dönemin kendine özgü mimari anlayışları var. Modernizmle birlikte geçmiş anlayışlar köklü bir şekilde değişiyor. Yapılar insanların içinde yaşadığı makinelerdir deniyor. Aslolan fonksiyon oluyor. Seri üretim, sosyal konutlar falan çok uzun hikaye bunlar. Günümüzdeki anlayış ise daha da farklı. Bir yandan teknoloji, bir yandan güya yerelliğin önemsenmesi, söylemler çok çeşitli ve tabi şimdiki zaman tarih olmadan bunu toparlaması zor. Ama dünyada konut mimarlığının güncel örnekleri için www.contemporist.com buraya bakabilirsiniz.

Yapım teknikleri açısından da 200 yıl dayanacak malzeme kullanılmıyor artık. Güncel mimarlıkta böyle bir gelecek nesillere aktarılsın düşüncesi yok. Tüketim toplumu binaları da tüketmek istiyor ki yıkalım yapalım derken para dönsün.

Sorunuza geliyorum: Türkiye'deki konut yapıları olarak bakıyorsak halimiz içler acısı hatta daha da kötü. Bu teknolojik gecekondular şimdi bile berbatken bir 20 yıl sonra kentlerimiz ne halde olacak düşünmesi bile rahatsız ediyor. Ama "tasarlanmış" binalar -sizin güzel algınıza uyar veya uymaz bilemem- Türkiye'de de çok az da olsa var.

Tarihi eser konusuna gelince bence 20 yıl sonra böyle bir kavram kalmayabilir bile. Tarihi yapıları koruma işi o yapının turistik özelliği yoksa bir kenara atılıyor. Varsa da restore etmek/korumak yerine yıkıp yeniden aynısını yapmaya çalışan bir hükümetimiz ve bunun saçmalık olduğunun farkında olmayan bu konularda bilgilendirilememiş bir toplumumuz var.

Özeti: Bu yapılar (kötü olanlar) neyse ki tarihi eser özelliğine haiz olmayacaklar, ama tasarlanmış yapılar da tarihi eser olsa bile korunmayacak.

edaydin
1

mobil görünümden çık