beni çok mutlu edeceğini bildiğim biri var tanıdığım. sorsan dünden razı bana kul köle olmaya. ama olmayınca olmuyor. ona karşı bir şey hissedemiyorum. bir de çok sevdiğim ve beni de çok seven biri var ama onunla da olmuyor. 5 yıllık bir sevgililik geçmişimiz var kendisiyle, ama olmayacağını görüyorum. mümkün değil, nedeni yok, öyle..

sevginin peşinden gidip olmayacağından emin olduğum kişiyi umutsuzca beklemeye devam etmeli miyim yoksa beni el üstünde tutacağından emin olduğum kişiye şans vermeli miyim? çıldırıcam napmalı?

sevgi mi mantık mı kararsızım. beni mutlu edecek kişiye şans versem ona karşı ne hissederim onu da bilemiyorum. öfff ne zor!!

 

geçen gün ceyhun yılmaz radyo programında şuna benzer bir laf etti. %100 aynı cümleyi hatırlamıyorum fakat şöyle ki:

"herkes sevdiği değil sevildiği kişiye gitse dünya rayına oturur"

mr rosebud

hayat çoktan seçmeli bir sınav. ama bu sınav sadece iki şıktan ibaret değil.

yani demem o ki, bu iki kişi arasında kendini kapana sıkışmış hissetme. işaretleyebileceğin yüzlerce, binlerce başka seçenek var.

ama şöyle de bi mantık hatası var söylediğinde: "beni çok mutlu edeceğini bildiğim biri var" diyosun. e, maksat mutlu olmaksa, ver şansı ona, ve seni mutlu etsin.

compadrito

ne oluyor, ne olmuyor onu bir bilsek belki daha makul cevaplar verilir. lakin eldeki verilerle, ikisi de degil gibi geliyor bana.

fortisvita

ne mantık ne sevgi bekleme niye bekliyorsun

stayout

dediğin gibi, olmayınca olmuyor.
bir şey hissetmedikten sonra seni el üstünde tutsa da pek bir şey ifade etmiyor. aksine bu sefer gönlüne göre birini bulunca onu yüz üstü bırakıp gidiyorsun. o daha fena. zira; kozmik bu işler, kimseyi yüz üstü bırakmamak lazım.

tanterosa

sevmek güzeldir ama sevilmek daha güzeldir.
ne olursa olsun, sizi seveni tercih edin.

Sevdirmeye gayret etme kendini, sevilmeye terket. ///Charles Bukowski///

pesen
1

mobil görünümden çık