Şaşırtıcı olabilir ama kuşların oturup sicim teorisini tartıştıklarını falan pek sanmıyorum.
ağaçları deldiklerinde, içinden belli aralıklarla emdikleri reçine vesilesiyle beyinlerinde sarsıntıyı emen bir tabaka oluşuyor.
o bahsettiğin adaptasyonlar "beyin kafatasına yapışıkmış nerdeyse"den daha önemli. bir kere beyin küçük, kafatası kalın. arada şok dalgalarını yayacak beynin içinde yüzdüğü sıvı az. kafatasının yapısıyla ilgili de ayrıca detaylar var.
@terp
evet diğer adaptasyonları da okudum ama yine de anlayamadım nasıl bu kadar önleyici olabildiklerini. bir de kuşların da zeki türleri var ama ağaçkakanları pek zeki gelmiyor nedense. yine de etkileniyorlar gibi. tabii bu beyin yapısıyla da alakalı olabilir. beyin sarsıntısını önleyen adaptasyonlar zekadan ödün vermiştir belki de...
inkfish.fieldofscience.com
Şurada yapı bakımında nasıl bir tasarıma ulaştıkları görülebilir sanıyorum özet olarak.
dediğin gibi zekadan ödün vermiş, sonuçta beyin küçülmüş. mesela kartalların da gözler çok keskin, kafa küçük. kafada gözleri hareket ettirmek için kas geliştirecek yer kalmamış, böylece boyunlarına düşmüş iş ve tam görüş için kafalarını çevirmeleri gerekmiş.
sonuçta bu hayvanlardan zeka konusunda pek bir beklentimiz yok değil mi? angut diye bir kuş var, onu düşünürsek ağaçkakanlar kuşların einstein'ı değilse de ali kuşçu'su.
beynin boyutuyla zekanın doğru orantılı olduğuna dair kesin bir bulgu yok ki. zekayla hayvanın beyninin küçük olmasının ne alakası var, öyle olsa filler insanlardan zeki olurdu. beyin yapısı farklı olabilir.