neler var bu odada? ne kadar süre veriyorlar? kayganlaştırıcı veriyorlar mı? sanki birileri sabun ve tükürük kullanmak yasak diyordu. spermleri etkileyebileceği için sanırım. kuru kuru mu yapmamızı istiyorlar yani? nedir, ne değildir olay?




 

spermiyogram basliginda biraz bilgi var konu hakkinda.

tom riddle

yarım saat içinde ulaştırmak kaydıyla evden yapıp getirilebiliyor denmişti.

ex902

evet kuru,
sırada bekleyen yoksa (ki olmuyor) süre sınırlaması yok,
kimi yerlerde içeride dergi olurken kimi yerlerde sürekli akıp giden film oluyor, bazı yerlerde ise hiçbişey olmuyor ibiş gibi kalıkalıyorsun.

(hayır defalarca ölçtürmedim :) genel bilgi birikimi bu)

hedep

bundan daha önce 2 kere yaptırmış biri olarak:

- ilkinde elime kabı tutuşturan kız "lavabo yukarda" dedi sadece.
- ikincisinde bir hasta bakıcı beni ultrason odasına götürdü. anahtarı bana verdi "hadi kitle içerden takıl rahat rahat"

bu yani. ve bunlar kalburüstü özel polikliniklerdi. öyle "sperm testi odası" gibi bir fasilite varsa direk şanslısın yani.

sabun mabun olmasa daha iyi evet, örnek steril kalmalı. en büyük kaygın elinde o kapla koridorlarda gezerken ne düşüneceğin olsun.

celeron 300a

eskişehir askeri hava hastanesinde yaptırmıştım,
boş bir oda, başka bir şey yok,
fanteziden fanzteziye atlayarak o minik, ağzı kapaklı plastik kutuya denk getirmek zor oluyor.
yani helikopterden helikoptere atlarken şarjör değiştirmenin askeri hastane versiyonu.
unutmadan herkese 4 gün perhiz demişler ama binbaşı bana 3 gün demişti.
sabın,su, bilmem ne yasak.

seyduna6687

bir tanıdığımın eşi medicana da bu işlemi yaptırmıştı, kadının anlattığına göre eşi girmiş odaya, bir tv ve dvd varmış, rahat bir de koltuk varmış, tv yi açtığı anda gayet sesli bir şekilde film? başlamış :) sesi kısmış falan rahatmış yani, daha ayrıntısını da bilemiyorum.

pinking of you

çapada, küçük bir oda, porno film oluyor ama genelde tv bozuk, ki ben zaten porno sevmem, anlamsız yani elin şeyini izlemek.

ve lavabo ve pisuvar, aynı odada.

truvaiti

Sperm kültürü için, Çapa-Cerrahpaşa arasındaki bir ÖZEL hastanede şahsıma (2007 yılında) şöyle olmuştu;

Gide gele muhabbeti ilerlettiğimiz laboratuvardaki kıza, elimdeki tahlil kağıdını istemsizce uzattım. Verdiği karşılık; "Eyüp aaabiiiiiii" oldu. Eyüp abi elinde iki kapla geldi. Birini verdi "buna idrar örneği vereceksiniz. İdrarın ilk ve son kısmı tuvalete, orta kısmı kaba." dedi. Diğer kabın üzerine S harfi çizdi.. "buna da.. su ve sabun kullanmadan.. sperm örneği vereceksiniz" dedi ve TUVALETİ işaret etti..

Daha önceden sözlükte ve internet camiasında okuduklarıma göre hemen her hastanede süper lüks, tv, dergiler ve kanepenin bulunduğu, geniş ferah bir "31 odası" olmalı idi. Fekat bana tuvaletin yolu işaret edilmişti..

Tuvaleti tarif etmeme bilmem gerek var mı ama yine de bir iki şey söylemem gerekirse;

Ben laboratuvarın kapısında beklerken, ihtiyar bir dayım, ikide bir tuvalete girip çıkıyor, yarım bardak (bildiğimiz plastik bardak) çişi karısına sanki bir çay bardağı tutar gibi bir eda ile veriyor, halam da onu örnek teslim kutusuna koyuyor..

Böyle bir ortamda ben o tuvalete girdim. "Bak arkadaş" dedim, "Anlaşalım. Ömrünün performansını bekliyorum senden. Işık hızı ile olmalı ne olacaksa. Hadi bak senden bir daha ömür boyu böyle bir şey isteyecek değilim" falan dedim ama dinlemedi. Oralı bile olmadı. Sallamadı beni.. "Hadi noolur gözünü seveyim şudur budur.." ı-ıhh..

Tuvalet, 2 metreye 1,5 metre kadar bir alanda, laboratuvarın önündeki kalabalıktan, sadece 2 parmak kalınlığındaki tahta kapı ile ayrılan, dışarının sesini aynen içeri aktaran; üstten geçen merdivenlerin, tavanını yararak geçtiği, tuvalet kağıtlarının çöp kovasının etrafına atıldığı, ilaç, sidik, bok kokan reziillll ve dapdaracık bir yer!

Eee o da haklı! Nasıl olsun o rezil ortamda? Ufak ufak "acaba mı?" derken, tık tık tık kapı tıklaması! Sen içerde "canın"la cebelleşirken amcaların bardaklara işemek üzere kapıda bekliyor olması. Gözde canlanan, amcanın karısıyla "bunlar da naapıyor içerde yaa o-hooo" gibisinden dedikoduları vs..

Bin bir emeğin de 1 saniyede boşa çıkması, insanın erkekliğinden endişe etmesini de beraberinde getirebiliyor o ruh halinde :)

"Hay böyle işin amk" dedim ve kap cebimde tuvaleti terk ettim. Dışarı çıktım bir hava aldım. Cami tuvaletinde denemek bile geçti aklımdan. Sonra çok da bir fark olmayacağını hatta daha da kötü etki edebileceğini düşünüp vazgeçtim. biraz soğukta dolaştım. Kara kara düşündüm.. Neden sonra jetonum düştü. Hastaneye geri döndüm. Laboratuvar tuvaletini (Zemin kattakini) siktiredip, hasta katlarına çıktım. Aman Allaahh!!! (Koridorda) Bir tuvalet buldum ki, tuvalet değil cennet cennett!! 3 metreye 5 metre! Birkaç dakika bekledim, gelen giden kapıyı tıklatan olacak mı diye. Karışan görüşen olmadıııı...

Gel gelelim, işin diğer bir en pis tarafına.. "Su yok, sabun yok, cibicibis marka krem o da firmamızın hediyesii.."

Bir diğeri de o tempoda 1 parmak derinliğinde, 5 cm çapındaki silindir kutuyu nişan alabilmek..

Durum budur. Oda bulursan süresinin derdine düşme derim ben..

lazor
1

mobil görünümden çık