Bu kadınların dertleri nedir ? yani neden trip atmak, saçmasapan hareketler ?
bir derdi var belli ama neden gelip anlatmaz ? senin anlamanı istiyor diyeceksiniz ama anlıyorum bir sıkıntı olduğunu yani, belli ki bir derdin var. ''neyin var ? anlatmak ister misin?'' diyorum, neden ''yok bşi'' gibi saçma salak cevaplar verip sinirlendirmeye kasarlar ? yani derdini insan gibi anlatsa, çözmeye çalışsam, yardımcı olsam, hatalıysam özür dilesem olmaz mı ? neden bu iletişim eksikliği ? ve ısrarla sorsam bile tripte kalmak ?
gerçi sorunun ne olduğu belli olur genelde bu durumlarda ama, direk söylesen de bu sefer itiraf etmez, ''sen yanlış anlamışsın'' gibi triplere girerler bu sefer muhtemelen.
neden böyle yapıyor bu kadınlar ? yani ilgilenmemizi istiyorlar galiba ama, yani ilgileniyorsun, ısrarla soruyorsun ama bıktırdığının ve ters teptiğinin farkına varamıyorlar mı ?
efendim şimdi yok bir şey gibi saçma salak cevap veren kadın size sinirlidir. anlamanızı bekliyordur. pat diye sana kızdım çünkü şöyle şöyle yaptın demez, neden demez, çünkü kendiniz düşünüp bulursanız o hatayı kabulleneceğinizi düşünür ve içgüdüsel olarak bu onun haklı olduğu/zafer kazandığı anlamına gelecektir. maalesef kadınlar, genelleme yapmaktan nefret ediyorum ama, ilişkiyi bir tür güç savaşı olarak görürler. çoğu kadın haklı olduğunu duyarak tatmin olur. çok ağır bir kavga edin mesela, çok da haksız olun, birazcık tartışmadan sonra "aslında haklıydın" dediğinizde o konu kısa sürede kapanır. çünkü kadının beklentisi, belki de bir tür feminist dürtüyle, kazanan taraf olmaktır. erkeklerde nasıldır bilmem. hatalıysan özür dilesen... değil işte. o onu söylediği an "güçsüz" taraf haline gelir, kendin anlaman gerekir. evet, ben de tam anlamıyorum olayın niye güç gösterisine döndüğünü. bunun için ilişki konseptinde derinlere inmek gerekiyor.
atılan tribin bir bölümü de anlamadığınız içindir bu arada.
ya bunun en makul çözümü gerçekten takmamak. bırakın siz o kadını bir iki saat, kendi kendini yiyip bitirsin, sonra canı sıkılır zaten. siz kitap falan okuyun o arada. eğer zor bir kadınla karşı karşıyaysanız schindler's list izleyin. üç saatlik film lan! yok çabuk sıkılgan bir dişi ise karşınızdaki wristcutters izleyin. çok zor durumlarda kundera okuyun ya da. sufle yapın. xhamster açın. ne bileyim.
ne demek istediğimi çok aktaramamış olabilirim, malum, saat. daha ayrıntılı açıklamaya çalışabilirim yarın sabah hatırlar isem.
çünkü kadınlara göre bariz olan bir şey erkeklere göre anlaşılmaz olabiliyor. kadın davranışınızın/öküzlüğünüzün/onu üzen şeyin vs. elbette farkında olduğunuzu düşünüyor ancak siz ısrarla neyin var diye sorunca sinirlenip yok bir şey diyor, yok bir şey demese daha kötü; kavga geliyor!
o yüzden böyle durumlarda neyin var diye sormadan önce biliyorum biraz odunum, bazı şeyleri anlayamıyorum, aslında seni incitmeyi hiç istemiyorum ama bana normal gelen bir olay seni incitebiliyor, konuşmazsak anlayamam demeniz gerekiyor.
bence bu tamamen karşıdakinin bakış açısı. siz neden böyle bir soru sordunuz diyebilirim mesela size ben. Neden sahiden? "Neden erkekler kadınları anlayamıyor, neden onların ifade ettiklerini bir türlü çözemiyoruz" demek yerine "kadınlar derdini anlatamıyor" dediniz? Demek ki siz de farklı noktalardan bakamıyorsunuz! Demek ki siz de kendi bakış açınızı, algı noktanızı değiştirmek yerine, "kendini anlatamıyorsun be kadın" demeyi doğru buluyorsunuz. Kadınlar anlaşılmaz değillerdir, anlayamayan erkeklerdir. Alan rickman güzel bir laf etmişti, "kadınlarda anlaşılmayan ne var bilmiyorum, bizim gibi düşünüyorlar, anlaşılmaları çok kolay, kadın benim en iyi arkadaşımdır, eğer anlayamıyorsak, bizden daha derin düşündükleri içindir" diye.
@yvonne tabire dikkat. anlatamıyor değil anlatmıyor dedim. bir şeye bozulmuş, gidip ''şuna bozuldun biliyorum özür dilerim'' gibi bir cümle kursam neyi çözecek ki ? hatta ''şuna mı bozuldun ?'' dediğinde bile yok öyle bişey bozulmadım ben diye cevap vermiyor mu kadınlar ? yani ben elimden geleni yapıyorum, ama sadece benim çabalamam isteniyor ki sıkıntı da bu. tek istediğim sıkıntısını söylemesi ama ısrarla trip atmak neden ?
(bkz: eşeğin sikinden dolayı) olmakla beraber, ilişkiyi ihtirasa sürüklemekten başka bir istek değil. Sanıyor ki olayı anlaman senin için zor, uğraşıcaksın, niye ? çünki seven bıkmaz seven uğraşır. Bilse ki sadece sadede gelip, vakit kazanıp, olayı çözüp, mutluluğa yelken açmak istediğini demez. Peşinde koşturma ve en temelinde feminist güdüler hani. Aslında her daim "yok birşey"in arkasında ciddi sebepler yatıcak da değil, bu kelimeyi bunların lugatına kazıyan bu güdüler, alışkanlık yaptıran ise toplum, sosyal çevre sik sük sök am göt.
Bi de şimdi @2'ye binaen demek istediğim 2-3 şey var, çoğu kadına sen haklısın amk desen zafer kazandığını değil kaale alındığını düşünür ve sevinir. Olay güç savaşı değil de güçlü göreceği erkeğin onu kaale alması ve onun gücünde kendi tesirini de görmesi, erkeği güçlü olsun ama bi nedeni de ben olayım algısı. Her güçlü erkeğin arkasında bir kadın vardır sözü çift taraflı yani.
erkeğin "kadın algısı"yla ilgili beklentisi, karşılaşmayı umduğu şunlardır:
www.beautyden.com
playlistmusic.org
us.123rf.com
halbuki ilişki başladıktan sonra şuna benzer şeylerle DE karşılaşır:
ledorfineart.com
lrc.wfu.edu
upload.wikimedia.org
ve anlamaz. çünkü kadın, bütün bu altı resmin hepsidir. kadın o kadar karmaşık bir olgudur ki, erkeğin beklentileri belli iken, yüz yüze geldiği şey ona göre "total belirsizlik"tir. çünkü erkeğin algılama ve çözümleme yetisi, kadını kavramaya kâfi gelmez. bunun sonucu "frustration"dır. (bkz: frustration)
bu yetersizlik hissinin sonunda "ne trip atıyo mını sikorsky?" noktasında bulur kendini.
erkeğe, "evlenin, ya mutlu ya da filozof olursunuz" sözü boşuna söylenmemiştir. kadın sürekli emek, zaman, ilgi, ihtimam, tatmin ister. erkek de bekler ki bu ihtiyaçlar, "armut piş, ağzıma düş" kolaylığında halledilebilsin, tam maç seyrederken, tam, arkadaşlarla dört çeker geyiği çevrilirken parazit yapılmasın.
sorun, kadının bu karmaşık yapısından, erkeğin de bu yapıyı kavrayabilecek akıl, hafsala ve olgunluk seviyesine çok geç ulaşmasından kaynaklanır.
Konu hakkında akademik bilgim yok ama kadın ve erkeğin iletişim yollarının farklı olmasını, insanlığın ilk zamanlarından beri erkeklerin her zaman daha sosyal, toplum içinde bir şeyler halleden insanlar olmasına; kadınların ise evden çıkıp topluma karışmalarının çok daha geç olmasına bağlayabiliriz belki. Belki bunun sonucu olarak erkek beyni doğrudan sonuca odaklanmaya alışmıştır.
kadinlar anlamak icin degil sevmek icindir diye bir soz var ya orda ki sevmek kelimesini siz anlayin iste.
genel olarak bir kadinin etrafinda ona yazan bir cok erkek vardir tercih sayisi fazladir.
bir erkegin etrafinda ona yazan kadin sayisi muhtemelen daha azdir.
bir erkek olarak dusunun, size yazan 10 tane kadina tek tek derdinizi mi anlatirsiniz yoksa trip atip, sinir edip, surundurur musunuz?
bir erkek olarak itiraf edeyim kesinlikle doganin verdigi ozellik olarak daha zekiler, ancak bir erkegin cok akilli olmasi lazim ki niye boyle yapiyor demeden bir adim onunde sorulara cevap alsin ya da dogru soruyu sorarak cevabi bulsun.
sonuc olarak derdini anlatamayan insanin uzerine dusmemek gerektigini dusunuyorum. 2 yillik kiz arkadasima kopek cektikten sonra efendi gibi kendini anlatmaya basladi. (bkz: kopek cekmek)
malesef bu kadar basit sanirim derdini anlatmak isteyen anlatir degil mi?
(bkz: 4 s kuralı)
Anlamaya ve anlatmaya çalışma; idare et. Bi de sev..
Temel konu iletişim değil mi? İletişim zor şey, özellikle sinirliyken konuşmam ben eşimle. Neden - çünkü o anda ağzımdan çıkacak kelimeler suçlayıcı olacak, bu durumda o da kendini savunacak, al sana kavga, haklıyken (bir öküzlük yapmıştır vs) ben onu suçladım diye haksız duruma düşeceğim. Olmaz öyle şey. O zaman beklerim, beklerken trip yaparım. Ne zaman ki sinirim yatışır, o zaman alırım karşıma "sen böyle yapınca ben çok üzüldüm, senin bu hareketini ben böyle anladım" derim, bir konuşma ortamı doğar, olayı çözeriz.
İki önemli nokta var yanlız:
* akşam yatak ayrılmayacak - sevişmeyin tamam ama bu çözülmeyecek bir olay değil
* trip süresi çok uzamayacak - takriben üzerine bir gece uyumak yeterlidir.
Bir şey ne kadar soylu ve mükemmelk ise, onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır. ERkek,akli melekesinin ve ruhi kabiliyetlerinin olgunluığpuna yirmisekizinden önce nadiren ulaşır; kadınlar ise, henüz on sekiz yaşlarında... Fakat kadınların durumunda bu ço kzayıf ve dar sınırlar dahilinde gerçekleir.Bu sebebten ötürüdür ki kadınlar, bütün hayatları boyunca çocuk kalırlar, çünkü her zaman içinde bulundukları ana sıkı sıkıya bağlı kalarak sadece kendilerine en yakın olanı, olmak üzerre olanı görürler, gerçek yerine bir şeyin görünüşüne teslim olurlar ve en önemli şeylere karşı önemsiz şeyleri tercih ederler................
Erkeklere göre kadınlar daha zayıf muahkeme melekelerine sahip olmaları nedeniyle, bunun beraberinde getirdiği üstünlükler ve mahzurlar da kadınlarca daha az paylaşılır.Daha ziyade,kadınalr zihni bakımdan miyopturlar,zira sezgiye dayalı kavrama melekeleri kendilerine en yakın olanı çok açbuk ve berrak bir şekilde algılarsa da,görüş alanları çok dardır ve uzakta olan şeyleri ihaya edemez.
bana göre çok da önemli olmayan şeyi, drama haline getirmesi benim suçum değil. çünkü bana göre önemli değil, kendine göre önemliyse, bunu açık açık söylemesi lazım. bu yetiştirilme tarzıyla alakalı bir şey bence, bir çay ikramında bile bir saat tatava dinliyoruz, değil mi?
her hangi bir yerde, her hangi bir muhatabım bir şeyi anlamıyorsa ben ona anlatırım. insan ilişkileri böyle bir şeydir. "herkes beni anlasın" zihniyeti kimseyi hiç bir yere götürmez. defalarca anlattığın halde anlamıyorsa sorun vardır ama.
"bilmeliydin, anlamalıydın" demek çok bencilce bir şey, çok feci derece dramadır bu, bana göre. böyle insanlar ne mutlu olurlar, ne de başkasını mutlu ederler diye düşünüyorum.
ya birakin bu karmasik marmasik ayaklarini.. kadinlarin bir cogu o kadar aciz embesil ve yetersiz ki kendilerini ifade etmek icin ellerinde bir arguman yada fikir cogu zaman bulunmaz. o an oyle hissettigi icin sadece ve sadece oyle istedikleri icin ve bunu ifade edebilecek kapasite olmadigi icin tribe vurur kendini...
neymis cok karmasikmis da cok duygusalmisda .. ayni sey erkekler icin gecerli degil mi ? evet cogu zaman oyle .. siddet vb durumlarin da temel sebebi bu cogu zaman. elinde arguman veya gecerli nedeni olmayan erkekler kendi istek ve arzularini ancak bu sekilde kabul ettiriyor.
erkegin kadina uyguladigi siddet ne ise , kadinin erkege uyguladigi siddet de bu trip olaylaridir. uzak durun. kendini ifade edemeyen biriyle bir omur gecmez verem olursunuz.. omrunuz curur..
halbuki ne kadar basit ,
" bi sorun mu var ? "
"evet soyle soyle oldu bla bla bla ve bu hosuma gitmedi.. "
bu kadar basit bir iletisim seyine neden girmiyorlar sizce ? cunku gerisini dolduracak gecerli bir arguman cogu zaman yok. neden hosuna gitmedi yada hangi kismi hosuna gitmedinin alti hep bencilce ve salakca seyler..
burdan kahveci ahmet abiye baglayarak son noktayi vuruyorum hormonal olsa gerek haci.. baska turlu mantikli bir gerekce yok. kendilerini kontrol ve ifade edebilecek yeterlilikte degiller ... (herkes icin gecerli degil , hemen savunmaya gecmeyin )
Kendi duygularına ve fikirlerine güvenmiyorlar da ondan.
Herkesi bağlamaz söyleyeceklerim ama çoğunluğu kapsar sanıyorum.
Kaadınların çoğu anlık tepki vermez. Yani sinirlenince, bir laftan gözü dönünce verir de, üzülme durumunda tepki verme süresi erkeğe göre daha uzun oluyor. Ya da bir karar aldığında daha enikonu düşünebiliyor. Örneğin, bir erkek daha kolay "Soğudum, ilişki eski haline dönmeyecek, o halde ayrılayım" ama kadın ayrılma kararını verdikten sonra daha ilişki içindeyken ayrılık acısını yaşayabiliyor. Kararı verdiği için ayrılacak biliyor ama daha ayrılınmadığı için aramak, sormak, öpmek, koklamak yasak kapsamında değil; o yüzden ayrılık kararını veren kadın ayrılıktan önceki son günlerde daha çok sevgi gösterisinde bulunabiliyor. Çünkü özleyeceğini biliyor, erkeğini depoluyor. Sonra burada "İki gün önce bana neler diyordu, sonra ayrıldı" duyuruları görüyoruz. Kadın aslında daha önce ayrıldı, sadece biraz daha geç söyledi.
Trip de bunun bir parçası. Tribin iki anlamı olabilir. İlki "Ağzımla söylemedim ama beden dilim kaç zamandır bir sorun olduğunu anlatmaya çalışıyor. İlişki üzerine iki dakika düşünsen bulursun. Çıkar bakalım yakın geçmişte yaptıklarını veya yapmadıklarını" anlamı. (Neden ağzıyla söylemediği kısmına geleceğim) Yani bir kin tutma meselesi. Bu tripler anlık olmuyor genelde, uzun sürüyor. Bazen de kadının yaşıdığını sindirip onunla yüzleşmesi de zaman alıyor. Aynı taciz edildiğinde tepki veremeyip, sonra "Keşke şunu deseydim, keşke şunu yapsaydım" demesi gibi. Tabii taciz ile aynı kefeye koymuyorum da, demek istediğim bir kadın üzüldüğünde uzunca bir süre "Bunu nasıl yapar? Bunu gerçekten yaptı mı? Gerçekten yaptığının farkında değil mi?" diye düşünür, onu işleyip tepki vermesi zaman alır. Eğer o zaman içinde de erkek beklentisini yerine getirmediğinin farkına varmazsa, "Hala da farkına varamadı, inanmıyorum" diye sinirlenmeye başlar. Çünkü ilişkinin her yanını didik didik incelemeye programlıdır. Bu da trip olarak geri dönüyor.
Normalde bu kısa sürmesi beklenen bir şey. Atıyorum dün olan bir sorun için en fazla bugün trip atıp bir iki "Neyin var" sorusuna "Yok bir şey, iyiyim ben" nevrotizminden sonra açılması ve derdini anlatması beklenir. Eğer sarılma çabalarınızı tersliyor ve hala açılmıyorsa o işin şöyle bir evveli olabilir: Bir kere olmuştur, iki kere olmuştur, üçüncüde artık söylemeye utanıyordur. Bunun da nedeni şu, bize "Beğenmiyorsan, git" yaklaşımını ve güçlü kadın olmayı öğretmeye çalışırlar. Kadın sevgilisini terk etmek istemez ona bağlıdır ama bu "Beğenmiyorsan git"in yüzüne çarpmasından çekinir. Ek olarak da sevgilisi/eşi kendi kadar didik didik incelemediği için onun ilişkiye önem vermediğini düşünür. Bunların üstüne de sorunun varlığından da utanır, çünkü onu üzen bir şey onun için ilişkinin başarısızlığı demektir, "Beni eskisi gibi sevmiyor. İlk günler ağzımın içine bakardı, "Gak" desem hemen üstüme titrerdi. Artık sallamıyor eskisi kadar. Aşkımız öldü sanırım"ı kendi kendine itiraf etmesi demektir. Ki bu kadın için ilişkinin en büyük yıkım noktalarından biri; herhalde aldatma ve dayaktan bir sonra da bu gelir. Bunu itiraf etmek ve kabullenmek, eğer zaman içinde olmamışsa ve bu düşünce kafasına dank etmişse çok zor. Çünkü büyük olasılıkla bu yaşananlar ilişkinin o en güzel ilk günlerinde yaşanmayacaktı ve şu an yaşanıyorsa bir şeyler ölmeye başlamış demektir. Bu da iki şeyi doğurur: Kendine ve eşine güvensizlik. Kendine güvensizliği doğurmasının nedeni kadının "Artık ona yetmiyor muyum acaba, bu yüzden mi ilgilenmiyor" sorusunun kafasına gelmeye başlamasındandır, eşine güvensizliği de "Artık o da benimle ilgilenmeyecek, meğer biz özel bir çift değilmişiz. Diğer kınadığımız çiftler kadar dandikmişiz. O da özel değilmiş o kadar" diye düşünmesindendir. Eğer siz o sorunu bulup çıkartıp "Bu yüzden mi" derseniz, onunla hala ilgilendiğinize ikna olacak; sorunu çözmeden kendi haline bırakırsanız da bir süre sonra siniri geçecek, çünkü tüm bunları kabul edecek ama içine de gömecek. Bu da size ileride daha katmerli trip ve daha fazla sorun olarak geri dönecek. Ne de olsa o ilk günkü çift değilsiniz artık, yapılan tüm çabalar da o günlere geri dönebilmek için.
Sonuç olarak ilk yok bir şeyler hareketi sindirme için "O mu bunu bana yaptı? İnanamıyorum" kısmı için, eğer uzarsa eskiden olan şeyler birikmiş demektir. Çünkü sevgilinin ışıklar içinde sana yaklaşan özel bir varlık değil de kanlı canlı bir insan olduğunun kabulü çok zor ve bunu sindirmek zaman alıyor. Bir sorun olduğunu kendine itiraf etmekten korkan bir kişi, size de itiraf edemez.
"Kadınlar bu düşündüğünde haklı" veya "Çok haksız, ne biçim iş" demeyeceğim; sadece bazı kadınların kafasından bunlar veya bunların bir kısmı geçebiliyor. Bunun tabii ki erkek tarafı ve onun da haklı olduğu yönler ve yanlar var. Sadece "Neden böyle yapıyor olaiblirler" sorusuna cevap vermeye çalıştım.
Edit: Yuh, 4 yıllık duyuru hortlamış meğer. Yaman çakalsın sadegazoz.