
ilk yorum benden olsun dostum, emegine sağlik... ayh pardon.
iş giyimiyle ilgili seminerlerde kahverengi giymemek gerektigi anlatilir hep.
ekleme: ha birde dik durmanin, dik yurumenin (abartmadan) oneminden bahsetmeye gerek yok heralde..


tam yerine geldin dostum. hemen tavsiyelerimizi sıralayalım.
- gri, siyah ya da lacivert takım elbise giyebilirsin. ayakkabılara da bakarlar, onlar da uyumlu olmalı. ne kadar şık, o kadar profesyonel görünür. ye kürküm ye kuralları özellikle finans sektöründe geçerlidir...malesef.
-kendine güvenmesen bile güveniyormuş ayağına yatmalısın. rol yeteneğine bakar bu iş. içinden şöyle düşün: ''ya almazlarsa almasınlar. ben daha iyilerine layığım zaten.'' gerçekten işe yarıyor. köpek oluyorlar hatta. çok enteresan ama böyle.
-adamların gözlerinin içine bak sürekli. bol duraklamalı ve ''ımm''lı konuşma. saçma sapan bir soru sorarlarsa ''bir dakika kadar düşünebilir miyim?'' demekten çekinme, düşün. saçma bir cevap vermendense bunu tercih edeceklerdir. odaya girdiğin anda adamların sırayla ellerini orta kuvvette sık ve yine gözlerine bakarak ''merhaba, ben taipan'' de. hoşgeldiniz buyrun falan diyeceklerdir. hemen oturma, oturacağın yeri göstermelerini bekle. sakin ol. biraz gülümse ama öyle 32 diş sırıtma. olumlu bir insan profili çizmeni beklerler. çiz.
-sana kesinlikle eğitiminle finans sektörü arasında bir bağlantı kuramadıklarını söyleyecekler. ''niye çağırdınız lan ozaman?'' denmez tabi, ayıp. bunun yerine şöyle diyebilirsin: ''bankacılık sektörü en başından beri ilgimi çeken bir sektör. üstelik satış ve pazarlama bölümünün bankacılık sektöründe en önemli ve en zor bölüm olduğunun farkındayım. bu yüzden bu bölümü tercih ettim. öte yandan elbette eğitimimi tamamlayacağım ve hukuk gibi kaliteli bir bölümde okuduğum için gayet memnunum. belki de mezun olduktan sonra hazır birbirimizi tanımışken yine bankanızda kendi mesleğimle ilgili bir pozisyonda görev alabilirim, zira bankacılık hukuku üzerine uzmanlaşmayı düşünüyorum; (nasıl yalan!) tabi ki karşılıklı memnun kalırsak. (burada bankayı yıkama yağlama yapmalısın biraz.) bence bana bir şans vermelisiniz. bu işi zevk alarak yapabileceğime inanıyorum.'' gibi.
bol şans!


Öncelikle, bu işe deliler gibi ihtiyacın olduğunu hissettirme, engizisyonun önünde ezilme. İyi giyin (siyah ve grinin "biz birbirimizle çok uyumluyuz!" diye bağırdığı bir takım elbise iyi olabilir, ayrıca kravatının renklerinin biraz canlı olması da fena durmaz), iyi konuş, iyi kok. Beden dilini iyi kullan, sıkıldığını ve strese girdiğini gösterecek bir hareket yapmaktan kaçın. Terlersen, suçu sıcaklara attıktan sonra ceketini çıkarmak istediğini belirt kibar bir şekilde. Çok yapmacık olma, Heidi gibi de aşırı doğal durma. Zaten, herkes birbirinin yeri geldiğinde rol kestiğinin farkında. Konuşurken göz temasını da kaybetme. Kendini mülakat öncesi bir kalıba sokma, hitabetini karşındaki insanların seviyelerine göre ayarla. Seni değerlendirecek kişilerin kurduğu cümlelere dikkat et, örneğin kampüs yerine "yerleşke", ya da tam tersi olarak; seçenek yerine "opsiyon" kelimelerini kullan. Büyük ihtimalle "Bye Bye Turkce" tadı damakta kalacaktır bu güzergahın sonunda ama yine de çıkmadık candan ümit kesilmez. Bir üstteki yorumda da yazıldığı gibi, %90 küsür bir olasılıkla "Hukuk vs. Bankacılık" müsabakası düzenleteceklerdir sana. İstersen bu seferlik bankacılığın kazanmasına izin verebilirsin, ya da dövüşü (yine yukarıda yazan ve benim de tuttuğum şekilde) "Bankacılık Hukuku" şeklinde berabere bitirebilirsin. Tatmin edici bir cevap verip o güruhu kendine inandırabilmen büyük bir önem teşkil ediyor.
Gecenin bu saatinde aklıma gelen öneriler silsilesinin sonuna ulaştık. Umarım yardımcı olabilmişimdir/olabileceğimdir. İyi şanslar, daha sonra neticeyi beyan edersen bizi de merakta bırakmamış olursun. :)


bankanın kredi kartı satılan direkt satış bölümüne başvuruyorsun anladığım kadarıyla. Yüzyüze satış yapılan bu bölümde, genelde paraya ihtiyacı olup kariyer beklentisi olmayan genç arkadaşları tercih ederler. Hukuk eğitimin sadece işe alacak adamın gözünü korkutabilir, şimdi bu çocuk okumuş etmiş, beklentisi fazla olmasın, kafamızı şişirmesin şunu şöyle yapmanız daha doğru diye boş konuşmasın ...gibi
Tavsiyem ; muhtemelen primle çalışacaksın, primle çalışacağın işlerde başarılı olmanın ilk hatta tek yolu paraya ne kadar ihtiyacın olduğudur. Paraya ne kadar ihtiyacın olduğunu vurgula.
yüzyüze satış yapacağın için insanlar üzerinde bıraktığın etkiye dikkat ederler, bir anlamda kendini pazarlaman gerekiyor bu noktada. Ne kadar girişken, pozitif, kendine güvenen bir insan olduğunu vurgula.
Kesinlikle naif ya da hayalci görünme. Hayallerim arasında yok topluma katkı sağlamak yok insanlara faydalı olmak filan olmaz. 5 sene sonra kendi arabanı ya da evini almış olduğunu hayal ettiğini söyle, fazlası onlara da fazla kaçar.
Bir de böyle işlerde eleman sirkülasyonu çoktur, satışı düşük olanlar genelde istifa eder filan, gitmeyeceğini, pes etmeyeceğini belli etmen lazım
son olarak, sizin gibi bir banka ya da bunun gibi bir ekiple çalışmanın sana ve cv ne neler neler katacağını, kariyerine başlangıç için ne kadar doğru bir nokta olduğunu filan söylemeyi unutma.
İyi şanslar diliyorum.


kolay mı bilmem ama bi yolunu bul rahat ol, heyecandan kurtul, kendine güven. (coupling'den öğrendiğim: karşındaki insanları çıplak düşünmek en iyi yöntemmiş bu durumlarda :)) görüşmedeki kendini insan sarrafı sanan şahıslar sizi bambaşka biri olarak değerlendirebilir. hele aday çok, zaman azsa. bi keresinde teyzenin biri, 7 yıldır yalnız yaşayan benden, "kendi işini kendi göremeyen, ailesine muhtaç biri" izlenimi edindiğini söyleyip, sonra da lafı gargaraya getirip teşekkür edip yollamıştı. aman diyim kendinizi doğru ifade edin. biraz arsız, çirkef bile olun gerekirse.
