dogal olarak kosulluyoruz cunku kendimizi. dogdugumuzdan beri oyle gordugumuz icin olsa gerek. psikolojik bisii
bir bebek tepki vermek icin ne yapmasi gerektigini bilmiyor, vucuttaki elektrik ve kimyasal reaksiyonlar uzuvlarinin (kol, bacak gibi) kasilip, gevsemesine neden oluyor, bu da bize ellerin kollarin ayaklarin hep beraber acilip kapanmasi olarak tezahur ediyor.
yetiskin olarak da sevinince reaksiyon olarak direk sanirim aynisini yapiyoruz. biraz daha kontrolluyuz sadece...
Çünkü havada uçuyormuşsun gibi hissetmeni sağlar, hatta zıplayarak yaparsan daha da etkili olur. Kolları havaya kaldırınca kan basıncı artar, daha çok adrenalin pompalanır. Hatta bu elleri havaya kaldırmayı roller coaster üstünde yaparlar daha çok, yerçekimini daha az, vücudumuzu daha özgür hissederiz...
(bkz: mutluluktan havalara ucmak)
nasıl geçirdik mantığı ile de bütünleşebilir.
kollarini havaya kaldirdiginda agirlik merkezinde yukari cikmis oluyor; boylelikle ayni enerjiyi harcayarak daha yuksege cikabiliyorsun derim ben.
mutluluk hormonu salgılanmasının bir sonucu olarak ani hareket etme güdüsünden kaynaklanıyor. yine en azından genellikle kol ile yetiniyoruz, geçen günkü maçtaki gibi sevinçten bacaklarıyla üzerimde depinen insanlar var.
şımarıklık başka bişi diil.
Ayağı kaldırmaktan daha kolay olduğu için.
İnsan sevinince coşar, hareketlenir. Futbolculara bakın mesela, gol atınca deli gibi koşmaya başlıyorlar.
yuzumuze puskurtulen birsey karsisinda gozumuzu kapatmamiz kadar dogal bir reflekstir bu. hele ki avrupa sampiyonasinda son dakikada gol attiysan daha bi refleks olur bu davranis.