tabii ki akbil/istanbulkart
eğer ayaktaysam en arkaya gitmeye çalışırım. otobüs içi trafiğin en az olduğu yer orası. gidilemeyecek kadar kalabalıksa tutunabileceğim herhangi bir yer.
oturacaksam da diz genişliği az olmayan koltuklara oturmaya dikkat ederim. geniş yer yoksa, ayakta giderim daha iyi
trafiğe onem veririm . az olsun mumkunse
-düzgün çalışan ve filtreleri temizlenmiş klima (adanada bu filtrelerin temizlendiğini görmedim)
-havalandırma (bir damla oda spreyi vs kullansalar ölürler sanki)
-motor gürültüsünün içeri az girmesi
-egzoz dumanını dümdüz arkaya değil izmir'deki gibi otobüsün tepesine doğru vermesi.
-koltuklar kaymaz olmalı. türkiye şartlarında langır lungur giderlerken bazen koltukta durmak için tutunmanız gerekiyor.
-daha ulaşılabilir "duracak" düğmeleri. adana'da hâlâ sadece tavanda olan otobüsler var. bir çok tutunma direğinde olmalı.
-egzoz dunmanı temiz olmalı. belediyeye ait bir aracın bile yağ vs yakıyor olması çok sinirimi bozuyor.
az otobüs olsun diyen arkadaşa ekümenopolis ucu olmayan şehir gibi belgeselleri izlemesini öneririm.
trafik az olsun dedim ben yanlıs anlamıssın.
hani minik dolabımsı şeyler var ya, otobüsün arka tarafında, yanlarda. onların kilitleri de düzenli olarak kontrol edilsin bi zahmet.
(şehir belirtmem gerekli mi bilmiyorum ama) adana'da bir otobüsün o yanlardaki dolabımsı kapılarından biri seyir halindeyken açıldı ve kaldırımdaki bisikletliye çarpıp adamı yaraladı. tabi otobüs durmadı; hızlandı, 2 de kırmızı ışıkta geçti.
şoför insan olsun öncelikle, duyguları falan olsun.
ben dış görünüşünden çok karakterine...
koltuk arası mesafesine. karşıda ki adam ya da kadının bacaklarını okşamak istemiyorum. ayrıca kliması olsun mümkünse. ve otobüse insanları zorla sokuşturmasınlar. camdan çıkıyoruz artık reyizler.
Önce karakterine sonra dış görünüşüne.