hele işe güce başlayınca hepten bombok oldu hayat. eski çok da paramın olmadığı ama sıkılmadığım hayatımı özlüyorum. saçma sapan işlerle saatler geçirebilme lüksümün olduğu zamanlar şimdi öyle uzak ki.
sıkıldım. kendimden, hayattan, bir şeyler için sürekli çabalamak zorunda olmaktan, kendini bir bok sanan ve empati yoksunu gerizekalılardan. bugün bana herhangi bir şeyin eskisi gibi zevk vermediğini hissettim ilk defa. şu da olsaydı iyiydi diyebilceğim nerdeyse hiçbir şey kalmamış gibi. iş yerinde aptal gibi olmamak için uyuyor, ölmemkek için yemek yiyor, konuşmak için konuşuyor ve alışkanlıklarım olduğu için bir şeyler yapmaya devam ediyorum hepsi bu.
hangi evresindeyim hayatımın bilemiyorum. çok da isteyerek ve gerçekten çabalayarak geldiğim bir noktadayım iş konusunda. şimdi düşününce, sırada ne var, cevab veremiyorum. hayatım şu an şu noktada bitse gözüm açık gitmem gibi geliyor. yapmayı istediğim tek bir şey var, çocuk sahibi olmak. ama şu anki hayatımı göz önünde bulundurduğumda bunun mümkün olamayacağını görüyorum.
sonra zaten çocuğum olsa ne olacak ki, neye yarayacak. hem benim bile var olmaktan memnun olmadığım bir dünyaya kendi parçamı bırakmanın, belki onun da aynı mutsuzlukları, sıkıntıları yaşamasına sebep olmanın gerekliliği neden? buna da cevap yok. insanları sevmiyorum, sevdiğim biri var ama bu durumu kendim bile anlayamayacağım kadar karışık.
hayatın amaçsızlığını düşünüyorum sıkça. niye yaşadık, niye çabaladık bunca yıl? ben şuncacık ömrüme yeterden fazla güzel şey sığdırdım şimdi bakıyorum devamı gelecek gibi değil. intihar desen, o da lüzum değil. bazen şu an bir şey olsa ölsem kurtulsam diyorum (açıkçası götüm yemiyor intihar etmeye, sanırım ailemi düşünüyorum sadece, kendimi onların yerine koyunca elim kolum bağlanıyor)
ne yazdım niye yazdım bilmiyorum. yazdığımı tekrar okumıycam, okursam silip göndermem çünkü. yoruldum ve sıkıldım. hiçbir hobim kalmamış ve hobi bile amaçsız şu an. film izlemek için delirirdim, içimde ona bile istek yok. başkalarına -bazı şanslı başkaları- bakıyorum, mutlu gibiler, içten içe değillerdir belki bilemiyorum.
özet: hayat boktan, ne yapmak lazım?
kendinizi sokağa atıp saatlerce yürüyün ve müzik dinleyin. 1 hafta sonra sokaktayken gördüğünüz başka aktiviteleri de yapmak içinizden gelmeye başlayacaktır. (en basitinden kitapçının önünden geçerken, içeri girip alayım okuyayım. ya da lego alıp yapayım. ya da sokakta gitar çalan insanlar görüp başlama hevesi gibi gibi)
cancişim yapma bunu, bak bu hataları hepimiz yaptık ruh ikiziymiş bilmem ne bunlar çok yanlış şeyler, böyle abla triplerinde ders vermek istemiyorum da.. sen iyisi mi indir bi yerden 500 days of summer izle, valla çok iyi gelir, olmazsa bi daha izle,sonra hayatta böyle zor zamanların olabileceğini, ileride bu kötü deneyimlerin hayatında ne kadar yeni ve güzel şeylere kapılar açabileceğini düşün, başta mantıklı gelmiyor insana ama yaşayıp göreceksin hayat tam da böyle bişey, tam hiçbişeye heyecanlanmıyorum yaşama sevincimi kaybettim diye düşündüğün anda karşına o kadar heyecan verici şeyler çıkıyor ki.. yeter ki umutsuz olma, doğru şeylerin doğru zamanda karşına çıkabileceğini düşün geyik gibi yazdım ama bu böyle: (bkz: #24544953)