son zamanlarda dikkatimi çeken bir şey var. esnaf statüsünde olmamızdan ve küçük şehirde yaşamamızdan kelli şehirdeki tüm 'deli'leri tanıyoruz. hepsi ile bir şekilde muhabbetimiz var. deli derken akli dengesi bozuk, sokakta dolaşan esnafın baktığı kişileri kastediyorum. bunların hep ortak noktası kolaya olan düşkünlükleri. yani birine "karnın aç mı?" diye soruyorsun. "aç değil abi de kola alır mısın?" diyor. iki litrelik kolayı bir defada içiyor falan. bu hemen hemen hepsinde gözlemlediğim bir ayrıntı.

sonra flashback yaşıyorum. dedeme gidiyor aklım. kendisi alzheimerdı, hastalığının ileri evrelerinde tek istediği şey kola idi. açılayabilecek biri var mı. nedir bu beyininde problem olanların kola sevdası?


 

kolay bulamayacağı değişik gelen bir tadı olduğu için ve en zararsız olduğu için onu öneriyorlardır. deliler de çocuklar gibidir bakınız çocuklar da kolayı çok sever. kola için maç yaptığınız günleri hatırlayın. kola hem ulaşılabilir hem de değişikti bir zamanlar. ha büyüdük artık içmek istemiyorum pek ama yine ne içersin diye sorsalar kola diyorum. deli miyim?

ozdek

elbette, fakat şöyle bir durum da var. kimsenin bu kişilere özellikle kola verdiği yada bir doktorun kendilerine kola tavsiyesi yok. şarap yada kola teklif et, kola diyorlar. veyahut su mu kola mı de, yine kola. şu güne kadar bir istisnasına rastlamış değilim.

guybrush threepwood

enteresan, benim rahmetli dedem de vefat etmeden 1-2 sene önce kola bağımlısı gibi birşeydi. kolayı sudan daha fazla tüketirdi, halbuki pek sevmezdi o yaşına kadar.

vincenzo

kolada kafeın olması, kafeinin bağımlılık yapıyor olması, delilerin genelde bulunduğu çevredeki esnaf tarafından besleniyor olması ve kolanın kolay ulaşılabilirliği sokak delileri dediğimiz kişilerin ondan çok miktarda tüketmesini ve haliyle seviyor oluşlarını açıklayabilir, ki bende yaşadığım yerlerde bu tür durumlarla karşılaştım. zihinsel problemi olan diğer insanlarda şekerli şeylere karşı bir ilgi olur sanırım beynin beslenmeye daha fazla ihtiyaç duyduğunu düşünmesinden kaynaklanıyor olabilir, aynı zamanda kafeinin uyarıcı etkiside beynin kolayı insana zorla sevmesini emretmesi gibi bir sonucu doğurabilir. tabi bu benim hüsnü kuruntum da olabilir

rpmcmurphy

ben de alıştırılma ile ilgili olduğunu düşünüyorum. konu hakkında pek bilgim olmamasına rağmen, bizim mahallemizdeki zihinsel engelli bir vatandaştan gözlemlediğim kadarıyla böyle. mesela bu kişinin ev dışı dünya ile ilişkisi 50 liranın(eski) bir şeyler almaya yettiği zamanlarda oluşmuş. Gördüğü her insandan 50 lira istiyor( elli... elli.... demek ve elini açmak sureti ile). Ve o para ile "gago" almak istiyor(gazoz). Zamanında buna alışmış, ben onu bildim bileli(yaklaşık bir 15 sene) elli... elli... gago.... diye dolaşıyor ortalıkta. Gazozunu aldığı zaman aynen senin dediğin gibi bir dikişte biiriveriyor, öyle bir iştahla içiyor ki gören herkesin içesi geliyor.

Ek olarak bir diğer düşüncem de kafeinli - gazlı ve şekerli içeceklerin içindeki kimyasalların, beynin ödül mekanizması ile etkileşime geçmeleri ile ilgili. Bu maddeler bazılarına bizim hayal edebileceğimizden fazla bir mutluluk duygusu veriyor olabilir. Belki de bizim kadar etkiliyordur ama normal hayat akışında beyin bu duyguyu onlara bizimki gibi hissettirmiyordur, ve relatif olarak hissettirdiği şeyin şiddeti bu yüzden artıyor olabilir(yani mutluluk mutsuzluk arasındaki dinamik genişlik normal bir insanınkinden çok daha geniş oluyor olabilir). uyduruyorum ama sadece...

kurukafa
1

mobil görünümden çık