[q]
(4) 

Aristokrasi?

nevarki #262110
Hem soru hem tartışma için, karışık...
Merak ettiğim şey, aristokrasinin günümüzde geçerliliğini neden bu kadar kaybettiği? Direkt Antik Yunan aristokrasinini -yaş ve zenginlik gibi faktörlerin artı değerler olması dolayısıyla- kastetmesem de, "eğitimli ve ehillerin(ilgili alanlarda bilgi sahibi olanların) siyaseti ve dolayısıyla devleti yönetmesi" anlayışı neden günümüzde varlığını yitirmiş? Aslında, eşitlik ekseninde birleşen bir takım insanlık hareketlerinin neden olması da bir yana, onlar malum ama, herhangi konuda, "bilgi sahibi olanların yetki sahibi olması" gibi -bana göre- ideale yakın bir düşünce neden yönetim şekli olarak bir hiç bu dönemde? -Sokrates, Platon dalınca biraz böyle oldu-
Ne diyorsunuz?


 

Çünkü, burjuvazi aristokrasiyi alt etmiş ve bugün de onun yerine geçmektedir. Çünkü, aristokrasi yalnızca toprak kirası ile bu işlerin yürümeyeceğini, sanata, siyasete, felsefeye toprak kirasının yetmeyeceğini farketmiş ve artık o da burjuvalaşmaya başlayarak ticarete, sanayiye girişmiştir. haliyle de geçmiş o "yüksek aristokrasi" denilen tabakası bugün erimiş, "yüksek burjuvazi" haline gelmiştir, ki çok küçük bir kesim dışında da hemen hiçbirisi zaten felsefeyle, sanatla, bilimle uğraşmamakta, çoğu ya paradan para kazanmaya çalışmakta, ya siyasete bulaşmış durumda, ya da kazandığı paralar ile var olan konumunu korumaya çalışmaktadır.

netice itibariyle, "elitlerin iktidarı" kavramı için bugün "elit kim" * sorusu ile karşılaşacağından dolayı yitip gitmiştir.

(*) elit kim? kime göre elit, neye göre elit? elit para sahibi midir? sermaye sahibi midir? sanat, bilim, ilim irfan sahibi midir? yoksa elit kültürel bir geçmişe sahip bir entelijansiya grubu mudur? bu sorunun net bir cevabı bugün bulunamamaktadır.

puro

kapitalist sistemde aristokrasinin yeri mi var ki? bilgiden çok sermayenin kimde olduğu önemli.

hardal

O halde, Aristokrasi bir devlet için salt ekonomik açıdan ve dolasıyla devletin kendini idame ettirebilmesi açısından yeteri kadar ütopik bir yapı. Devletin "bir arada yaşatma" vasfı nedeniyle de, en doğal yönetim yapısının sınıflara ayrılma(en uç noktası bugün olan) temelinde gerçekleşmesi gerekiyor, olarak anlıyorum.

nevarki

aristokrasi ulus-devlet öncesi bir kavramdır. ulus-devletler ile aristokrasi bir süre daha yerini korumuş, bugün ise neredeyse tamamen yok olmuştur. öte yandan aristokrasi, modern toplumun "iş bölümü" ilkesinde de yeri olmayan bir sınıftır. çünkü, aristokrasi kendisi bilse bile bilimi bilim adamına, sanatı sanatçıya, felsefeyi felsefeye parasını verip yaptıran sınıftır. Bugün bu işi yaptıran aristokratlar yerine kurumlar (üniversiteler, stk'lar, özel şirketler, kamu kurumları..vb.) bulunduğu için de aristokrasi, bugün kendisine bir alan bulamamaktadır.

haliyle de, aristokrat bir tavır halkın yükseldiği modern zamanlarda dışlanmış, burjuvazik tavır ise baskın hale gelmiştir. ancak bu devletlerin bir sınıfsal ayrım seçimi değildir, daha çok batı merkezli düşünsel gelişimin sosyo-politik ilerleyişinin toplumlar üzerindeki etkisinden kaynaklı bir durumdur. Dolayısıyla da, sınıf temelli bir toplum Marx'ın öngördüğü şekilde halk ayaklanmasına sebep olacağından, bugünkü burjuva-ulus-devletlerinin temeli, sınıfsız ve ekonomik ve kültürel karışık katmanlı bir yapıda, ancak daha çok, burjuvazinin halka "bahşettiği" yalancı bir eşitlik ve özgürlük arka bahçesindeki katmanlar üzerinde duran bir yapıdadır.

bugün yaşadığımız simülatif-gerçeklikteki devlet düzenleri bunu gerektirmekte olduğundan dolayı da, devletler açısından ideali budur, aksi taktirde toplum kontrol edilemez, talepkar olur.

"en doğal yönetim" (ya da en doğru yönetim) ise gerek göreceli bir kavram, gerekse henüz üzerinde bir uzlaşı bulunan bir sistemin bulunmayışından dolayı ancak Platon'un idealar gezegeninin kenar-köşe bir yerlerinde tozlanmış bir şekilde bizleri bekliyordur.

puro
1

mobil görünümden çık