bilgisayar mühendisliğinde okuyan kardeşim var.
3.sınıfta kendisi. proje ödevi olarak gitmiş daha önce defalarca yapılmış bir oyun yapmış.çok sıkıcı ve bunaltıcı bir eğitim sistemimiz var.
ülkemizde durumları vasatın üzerinde bir iki tane bilgisayar mühendisiliği bölümü var.
gerisi faso fiso!
4 yıl boyunca okuduktan sonra gidip boktan siteler yapan öğrenciler yetiştiriyoruz.
isveç'te yüksek lisans yapıyorum. ben IT güvenlik bölümünde yapıyorum, bir de sınıf arkadaşım yazılım bölümünde yapıyor. ikimizin sınıfında yaklaşık 70er 80ar öğrenci var(evet biraz fazla kalabalık) her tür memleketten. Programlamanın psini bilmeyen insanlarla dolu iki sınıf da. Çoğu bir kaç sene çalışıp gelmiş falan ama en basit konuda tıkanıp kalıyorlar. Tamam okul dünyanın en iyilerinden değil bu konuda ama teknik anlamda avrupa'da az çok isim yapmış bir okul.
Japonya'yı bilmiyorum. Her öğrenci her hafta robot mu yapıyor? Yoksa yapan öğrenciler mi var sadece yapan?
Şöyle ki Türkiye'de robot anlamında tek yapılan şey bir kaç robot topluluğu üç beş üniversite'de. Ne robot ne de hardware konusunda pek bir gelişmişlik söz konusu değil Türkiye üniversitelerinde. Hep yazılım üstüne yöneliyor üniversiteler ve öğrenciler. Çünkü daha kolay ve ucuz :).
Nitekim doğru düzgün eğitimi verilse robot da yapılmayacak bir şey değil. Ama ilgi yok.
şimdi software'i geçtim, hardware sorularına dair doyurucu bilgiler ve ilişkiler kuramayan öğrenci ile her c# ödevinden sonra 1 saat kendi başına c# kasan öğrenciye kadar hepsini aynı üniversite içerisinde aynı dönemde okurken görüverdim, tabii ki şimdi başka yerdeler bunlar.
öğrencinin kendi özverisi ile üniversite kalitesi birleştirici etki verir. kendinden sakınmıyorsa buyursun asistanlara danışsın yapacak çok konu söylerler kardeşinize.
son sınıf bilgisayar müh. öğrencisiyim. Pazartesi intro. to robotics dersinden demo yapacağım. Her hafta lab saatlerinde yeni robot yaptık. Falan filan. Gayet ülkemizde de yapılıyor bunlar. Hatta geçen sene iki sınıf arkadaşım singapur'da arama kurtarma robot contest'inde dünya birinci oldular. Seneye de türkiyede yapılacak yarışma.
Ülkemizi bu kadar küçük görmeyin.
Robot işi bilgisayar mühendislerinden çok elektrik elektronik mühendislerinin işi. Elektrik elektronik müh.deyim, okulumuzdaki makina mühendisliği ile ortak çalıştığımız oluyor.
Misal 1980 lerden kalma robotlar oluyor, kontrol kartlarını görmen lazım yemek masası kadar olanları var. (DC motor kullanılmış, feedback potansiyometrelerle sağlanıyor vs) Arkadaşlarım bunun için yeni sürücü ve program tasarladılar. Eski kontrol kutusu tamamen kapılarla ve analog devrelerle doluydu. Bizimkiler el kadar bir mikrocontroller lı sürücü tasarladılar, bilgisayar arayüzü tasarladılar...
Şimdi sen bunu uçlarda gezmeyen bilgisayar mühendisliği öğrencilerine ver bakalım tasarlasınlar. Elektronik bilgisi lazım, bilgisayar programlama bilgisi lazım, microcontroller programlama bilgisi lazım, modern kontrol teknikleri bilgisi lazım Her şey tam olsa bile elektronik konusunda yeterli bilgisi yoksa ya yapamıyorlar ya da yaptıkları ezbere iş oluyor.
Misal elektronik mühendisliği öğrencileri de makina mühendislerinden yardım alıyor, çoğumuz mekanik aksam tasarımından anlamıyoruz.
Bu kadar karmaşık olmayan robotlar da var. Misal servo ve step motor kontrolü kolaydır, hazır sürücüleri vardır, sadece programlama ile müdahale edilebilir. Mekanik aksamları nispeten kolaydır, internette hazır bir sürü çizim var. Bilgisayar mühendisliği öğrencilerini elektronikten soğutmadan yönlendirmek için "basit" projelerle sevdirmek lazım, ilgisi varsa kendisini geliştirir zaten.
Bilgisayar mühendisleri de programlama konusunda elektronikçilerden fersah fersah yukarıda geziyorlar. Tasarladıkları algoritmalar daha verimli oluyor.
Bilgisayar mühendisliğinde okuyanlara da robot yaptırılıyor, hatta bir arkadaşım 1 ay önce yardım istemişti. Yukarıda bahsettiğim gibi servo motor kullanacaklardı.
Onu geçtim bir kaç sene önce izmir fen lisesinden manyak bir öğrenci geldi bölümümüze, çizgi izleyen robot yapmak için PIC programlamayı öğrenmek ve kullanılacak komponentler hakkında yardım almak istiyordu. Üşenmeden haftalarca bölüme geldi çocuk.
Bu yüzden bilgisayar mühendisliği öğrencilerini elektronik alanına bodoslama sokmak yerine elektrik elektronik ve makina müh.leri ile birlikte çalışmaları sağlanırsa en başarılı sonuçlara ulaşılır. Dediğim gibi ilgisi olan zaten ucundan bucağından girişiyor işe.
Bütün japon öğrenciler de her gün robot yapmıyordur elbet ama ülkemizde üniversite öğrencileri okula lise mantığı ile devam ediyor.
Olaya bilgisayar ya da elektronik mühendisi olarak değil de genel manada ¨mühendis¨ olarak bakmakta fayda var. Çünkü x mühendisi y dalındaki bir tasarımdan anlamasa da o alandaki kaynakları okuyup araştırabilecek matematik ve fizik bilgisine sahip olmalıdır ki mühendislik fakültelerinin ilk senesinde ağırlıklı bu dersler verilir. Ama bizdeki öğrenciler yüksek ya da düşük farketmez sırf öss puanları oraya yetiyor diye mühendislik yazıyor ve dersleri de lisedeki gibi takip ediyorlar, birilerinin gelip onlara tüm terminolojiyi öğretmesini bekliyorlar.
Bilgisayar mühendisliğini bilemeyeceğim ama elektronik mühendisliği okuyup, bir devreye bakarak ¨of japonlar nasıl yapmış abi bunu¨ diyen adamlar çok fazla. Öte yandan evinde, okuldaki laboratuarlarından çok daha iyi bir ortam oluşturan öğrenci de var. (ha diğerleri araya tanıdık sokarak acacip tesislerde staj yaparken bu öğrenci staj yeri bulamıyor o ayrı:D)
Yani özetle üniversitelerdeki fiziki koşullar pek iyi değil (ama üniversitelerin, tübitak'ın, sanayi bakanlığının yüksek meblağlı teşvikleri var yararlanmak isteyenler için), öğretim görevlilerinin bilgileri de çok yetersiz düzeyde; ama aslında bunlar hiçbir şekilde bahane olamaz. Bu toplumsal olarak tembelliğe çok yatkın olduğumuz için böyle ne yazık ki.
ilk cevap beren nilly nicki arkadaşın da dediği gibi bu sadece bilg. mühendisliğine has bir şey değil. her bölüm böyle bizim ülkede, diğer ülkeleri bilmiyorum ben. mesela dün işyerimde şöyle bir muhabbet döndü; bizim şef ile bosch fabrikasında çalışan bir tekniker muhabbet ediyorlar. tekniker işyerindeki mühendislerin birşeyden çakmadıklarını, okulda teorik öğrenip, iş başına geçince hiçbirşey yapamadıklarını anlamadıklarını söylüyordu. haklı da adam. bize soruyorlar nasıl işlediğin işin deyu. ne yazık ne acı değilmi? ama burada yine öğrencinin de suçu var tabi. yani okurken gidip kendini yetiştirmen lazım bir işyerinde fabrikada vs. yarı zamanlı da olsa çalışman işi kapman lazım. ben bedava çalışırım yeterki birşeyler öğreneyim dediğinizde sizi 1 yerden kovarlar 2 yerden kovarlar 3. de kabul ederler. ama öğrenciler hala uyanamadı. o 4 senelik okulu bitirince kral olacaklarıını sanıyorlar. bende sanıyordum.. 2 üni bitirdik şimdi lise mezunularının çalıştığı bir işte asgari ücretle çalışıyorum. yani hata öğrencide de var.
@daglien
bence bahsettiğiniz anlaşmazlıkta problem öğrencide değil üniversiteden yeni çıkan bireyin herşeyi yapabilmesini bekleyen teknikerde.
Tam zamanlı bir lisans okuyan öğrenciye part time köle olmadığı için kimsenin yüklenmeye hakkı yok. Gel gör ki üniversiteler de bu öğrenciye her pratik şeyi öğretemez. Sanayi çok geniş bir alan, her birini tek tek 4 senede öğretemezsiniz. Belli başlı temeller verilir ve genelde de teorik olur üniversitelerde bunlar. Girdiği yeni işte ise işi 1-2 ayda öğrenmesi beklenilir aldığı temellerle.