evet evet evet!
500 lira taksitle araç satılıyor az bile.
aynen ya son 1 aydır farkettim ben de bunu. lanet olsun... 1 saatlik yolu 3 saatte gidiyorum resmen.
otomobilden ziyade o bölgedeki nüfus arttı. bloklar, insanlar = kalabalık
tek çözümün kirada oturuyorsan işinin olduğu yere taşınmak. yoksa her zaman trafik olacak.
garip tesadüf...
şimdi işe geldiğimde bunu söyledim geçen sene bu kadar trafik yoktu diye...
çin'i bildiğiniz levent'e taşımışlar sanki...
her ehliyet alan 500.tl taksitle altına araba çekince böyle oluyor. kimse toplu ulaşıma bakmıyor bile haa tabi toplu ulaşmında pek olduğu söylenemez. en güzeli memlekette geri dönmek ne varsa su istanbul da kopan buraya geliyor.
kesinlikle gittikçe artıyor ama içinde olduğumuzdan çok öyle fark etmiyoruz
1 sene kadar yurtdışında kalıp istanbul a geri döndüğümde şoklardan şok beğenmiştim
napıcaz ya :(
abi ne zaman yola çıksam trafik var.
trafik olmayan zamanlarda çıkmaya çalışıyorum ama her zaman mı var ya?
bi sike benzemeyen, insanlari koyun yerine koyan, ucuz da olmayan toplu tasimadansa tabi ki kendi aracini alip insan gibi yolculuk etmek daha mantikli. bu yontem trafigi arttirsa da hayvan yerine konmaktan iyidir.
işte tamm da bu kafa.
insanlar toplu olarak taşındıkları her yerde koyuna benzetilcekse ben sonu gelmez araba kuyruklarını daha çok benzetiyorum
toplu taşımaya rağbet yok
topbaşa kıl olduğu için kullanmayan bile gördüm tuhaf tuhaf işler
şişli'den kadıköy'e arabayla giden var mesela. metrobüsü reddediyolar filan.
sorun toplu olarak tasinmak degil ilk yazdigimdan da anlasilacagi gibi. koyun gibi tasinmak.
istanbul'dan bahsediyorum ben, iett'den, halk otobuslerinden. klima diye bir seyin olmadigi, yazin sicak, kisin soguk, durakta bekleyen 10 yolcudan sadece 5'inin balik istifi yaparak ancak binebildigi toplu tasimalardan ve buna ragmen bir sonraki durakta soforun 'arkalar bos, ilerleyin...' dedigi otobuslerden.
istanbul'un bir cok yerinde yasadim, bundan baska turlusune de pek rastlamadim.
ben de bu türlüsüyle az karşılaşıyorum
en azından kafam rahat, kitabımı okuyorum, müzik dinliyorum, uyuyorum
trafiğin içinde debriyajdan kopma raddesine gelen bi ayak bileğim yok ve uykusuzlukla sinir stres karışımı bi ruh hali içinde diilim
sadece her sabah ayakkabılarımı yeniden boyamam gerekiyor
basıyolar çünkü :)
bence değer yahu.
Toplu taşımanın kullanılmamasıyla ilgisi yok. İstanbul'da yoğun saatlerde toplu taşıma araçlarına binilemiyor bile. (bkz: #20646375) Kalabalığız ve giderek daha da kalabalıklaşıyoruz. İstanbul da mâlûm, hep söylenir "kocaman bir şantiye" diye. Her yerde inşaat/çalışma var. Çağlayan kapalı, tünel girişleri yoğun vs.
ben metrobusu 3-4 aydir kullaniyorum, belki 1-2 defa oturmuslugum vardir, o da alakasiz saatlerde bindigim icin. hatta oturmayi gectim, duraga gelen ilk metrobuse binebilme oranim bil cok dusuk.
otobusleri saymiyorum bile; oturmak, muzik dinlemek, uyumak gibi luksleri gectim, bir fortcuya kurban gitmeden ulasmak yeter gidecegim yere.
benim bi teorim var ama kim ciddiye alır bilmiyorum. işten 17.30 çıkıyorum. saatler geri alınmadan önce nadiren trafikte kalıyordum. fakat nolduysa 4 gündür tem de E-5 de bombok arkadaş. karanlıktan kaynaklanıyor bence. millet hızlı gitmeye tırsıyor. kaza maza yok çünkü. yol aynı yol. neyse ya kafayı yedim herhalde...
bi de 15 milyonluk şehirde adam gibi 2 metro hattı olursa olcağı budur. ah o paris'in metro ağına gurban oliyim ben...
Oturup kitap okuyabilecegim bir toplu tasima aracini diger her turlu araca tercih ederim.
Ama cok zor bu dedigin, hele is giris/cikis saatlerinde.