sıdkı baba'nın meşhur haydar haydar'ının 9 kıtalık tam halinin manasını arıyorum. eski türkçe kelimeler ve söz öbekleri zorluyor. bilen el atarsa çok sevinirim.

Çatılmadan yerin göğün binası
Muallâkta iki nura düş oldum
Birisi Muhammed birisi Ali
Lahmike lahmi de bire düş oldum

Ezdi aşkın şerbetini hoş etti
Birisi doldurdu biri nuş etti
İkisi bir derya olup cuş etti
Lâl ü mercan inci dür’e düş oldum

Ol derya yüzünde gezdim bir zaman
Yoruldu kanadım dedim el’aman
Erişti carıma bir ulu sultan
Şehinşah bakışlı ere düş oldum

Açtı nikabını ol ulu sultan
Yüzünde yeşil ben göründü nişan
Kaf u nun suresin okudum o an
Arş-Kürs binasında yâre düş oldum

Ben Âdem’den evvel çok geldim gittim
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm
Bir zaman gül için hara düş oldum

Âdem ile balçık olup ezildim
Bir noktada dört hurufa yazıldım
Âdem’e can olup Sit’e süzüldüm
Muhabbet şehrinde kâra düş oldum

Mecnun olup Leyla için dolandım
Buldum mahbubumu inandım kandım
Gılmanlar elinden hulle donandım
Dostun visalinde nâra düş oldum

On dört yıl dolandım Pervane’likte
Sıtkı ismin buldum divanelikte
Sundular aşk meyin mestanelikte
Kırkların ceminde dara düş oldum

SITKI’yam çok şükür didare erdim
Aşkın pazarında hak yola girdim
Gerçek âşıklara çok meta verdim
Şimdi Hacı Bektaş Pir’e düş oldum

 

Tasavvuf göndermesi dolu. Size bunları bilip bayağı boş vakti olan biri lazım.

sourlemonade

evet aynen öyle, aslında biraz da onun için beraber yapalım dedim. çokta boş vakti olmasına gerek yok aslında =o)
anlamını o söylesin manasını biz çözelim =o)

diyojenimtırak

evet, boş vakit lazım bunu iyice açıklamak için. boş vaktim yok aslında şu an ama hızlıca bir bakıvereyim, içim rahat etmedi :)
biraz aceleye gelecek, o yüzden yanlışlıklar yapabilirim. tasavvufi şeyleri açıklarken çok hata olur özellikle ama elimden geldiği kadar artık... daha iyi bilen biri çıkar belki. anlaşılabilir olan yerlere açıklama yazmayacağım.

Çatılmadan yerin göğün binası (daha yer gök yaratılmadan)
Muallâkta iki nura düş oldum (havada/boşlukta iki ışığa rastladım)
Birisi Muhammed birisi Ali
Lahmike lahmi de bire düş oldum (lahmike lahmi= "etin etimdir" demek ama "de bire" kısmını anlayamadım)

Ezdi aşkın şerbetini hoş etti
Birisi doldurdu biri nuş etti (birisi doldurup birisi içti)
İkisi bir derya olup cuş etti (ikisi bir deniz olup coştu)
Lâl ü mercan inci dür’e düş oldum (lal=kırmızı lal taşı=dudaklar, inci dür=dişler, yani kırmızı dudaklara ve inci dişlere rastlamış, ama burda tasavvufi anlamda kullanılmış, yani sevgilinin dudakları değil bahsedilen)

Ol derya yüzünde gezdim bir zaman (o denizin üstünde gezdim bir zaman)
Yoruldu kanadım dedim el’aman ("kanatlarım yoruldu, yardım et" dedim)
Erişti carıma bir ulu sultan (yardımıma yüce bir sultan yetişti)
Şehinşah bakışlı ere düş oldum (şahlar şahı bakışlı bir ere/erkeğe rastladım)

Açtı nikabını ol ulu sultan (o yüce padişah peçesini açtı)
Yüzünde yeşil ben göründü nişan (yüzünde alamet olarak yeşil ben göründü(?) )
Kaf u nun suresin okudum o an (o an kaf ve nun surelerini okudum)
Arş-Kürs binasında yâre düş oldum (yüce makamda yare rastladım, (yar burda şeyhi oluyor))

Ben Âdem’den evvel çok geldim gittim (ben adem'den bile önce bu dünyaya gelip gittim)
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm (bülbül olup cennet bahçesinde öttüm)
Bir zaman gül için hara düş oldum (bir zamanlar güle ulaşmak için dikene rastladım)

Âdem ile balçık olup ezildim (Adem ile birlikte aynı topraktan oldum)
Bir noktada dört hurufa yazıldım (bir nokta olup dört harfe yazıldım, (burda arap alfabesindeki harflerden bahsediliyor, arap harflerindeki noktalar hani)
Âdem’e can olup Sit’e süzüldüm (burda "Sit" dediği Hz. Şit, yani Adem'den sonraki 2. peygamber olmalı, yani önce Adem'e ruh oldum, sonra ise onun bedeninden çıkıp Şit'in bedenine girdim. reenkarnasyon değil tabii ki bu, yine tasavvufi bir şey)
Muhabbet şehrinde kâra düş oldum (sevgi şehrinde kâra rastladım (sevgiden kazanç elde etmek sanırım))

Mecnun olup Leyla için dolandım (Mecnun olup Leyla'yı aramak için dolandım durdum, Leyla derken yine şeyhinden bahsediyor, yine tasavvufi aşk)
Buldum mahbubumu inandım kandım (sevgilimi bulup onun sözlerine inandım, kanaat getirdim)
Gılmanlar elinden hulle donandım (erkek hurilerin elinden cennet elbisesi giydim)
Dostun visalinde nâra düş oldum (dosta/sevgiliye kavuşmanın ateşiyle karşılaştım)

On dört yıl dolandım Pervane’likte (14 yıl tıpkı pervaneler(ışığa koşan gece kelebekleri, tasavvufta çok geçer bu) gibi dolandım, yani ışığımı aradım)
Sıtkı ismin buldum divanelikte (o aklımın başımdan gittiği sıralarda Sıtkı adında birini buldum)
Sundular aşk meyin mestanelikte (bana sarhoşluk içinde aşk şarabı sundular)
Kırkların ceminde dara düş oldum (kırklar cemi=alevilik ve bektaşilikte bir tür toplu ibadet, ama burda dara düş olmak=sıkıntı çekmek gibi bir anlam mı ifade ediyor, tam bilemedim. kendini o tarikate adamış biri o tarikatte sıkıntıya düşmez. bu kısmı açıklayamadım)

SITKI’yam çok şükür didare erdim (Sıtkı'yım, çok şükür ki artık sevgilinin yüzüne kavuştum, sıtkı=dürüst demek)
Aşkın pazarında hak yola girdim (aşkın pazarında doğru yola girdim, yani dini açıdan doğru yolu bulmuş)
Gerçek âşıklara çok meta verdim (gerçek aşıklara malımı mülkümü verdim)
Şimdi Hacı Bektaş Pir’e düş oldum (şimdi/en sonunda pirim Hacı Bektaş'a rastladım)

hızlı hızlı ancak bu kadar oldu. hatalarım varsa da (ki vardır eminim) biri düzeltir umarım.

daysleeper
1

mobil görünümden çık