sevgili gönüldaşlar,
ikilemdeyim bana yol yordam gösterin.
aylar önce dil kursuna başladığımda ilk dersimizde öğretmenime aşık oldum. aramızda sadece bir yaş var yanlış anlaşılma olmasın.
ilk başlarda aramız arkadaş olarak çok çok iyiydi. rahatlıkla her konu hakkında konuşabiliyorduk. dersin olmadığı zamanlarda dışarı çıkıyor, beraber takılıyor, zaman geçiriyorduk. bir ara onun bir sorunu üzerine konuştuk ve ben ertesi gün dersim olmamasına rağmen dil kursuna onu görmeye gittim. giderken bir değişiklik olsun diye yanımda alırken aslında pek gösterişli olmamasını istediğim bir çiçek yaptırayım dedim ama çiçekçi işi abartıp büyük, kocaman bir çiçek tutuşturdu elime. mecburen o kadar para bayıldığımdan almak zorunda kaldım. verdiğimde çok ama çok mutlu oldu. bana "şimdiye kadar eski sevgililerim de dahil olmak üzere kimse bana böyle çiçek almamıştı." demişti. neyse onun akşamında her türk erkeğinde olan sabırsızlık ve deli cesaretiyle facebookta "ona çiçek verip 5 dk zaman geçirmek : paha biçilemez" yazıp şu anki durumumun bence temellerini attım. ertesi gününde dersten sonra bu konu hakkında konuşmak istedim. "verdiğim çiçek yanlış anlaşmalara yol açabilir diye bunu konuşuyoruz. aramızda öyle bir şey yok. sen benim arkadaşımsın. böyle bir yanlış anlaşılma olmasından korkutuğum için konuşuyoruz." diye salakça bir konuşma yapma gereği duydum onu kaybetmemek adına. onu kaybetmemek için ondan vazgeçmek istedim. onun bu konuşmaya verdiği karşılık " ben yanlış anlamadım zaten. biz arkadaşız, öyle takılıyoruz, kankayız tabii senin açından öyle bir şey yoksa ? "dedi gözlerrimin içine bakarak " ben yok arkadaşız biz" diyebildim sadece. o an yerin dibine girip çıkmamak istedim ama olan olmuştu işte. bu konuşmanın üstüne benimle neredeyse 1 ay doğru düzgün konuşmadı. hep kaçtı benden. kaçamak cevaplar verdi. sonunda nedendir bilinmez sıcak davranıp, eskisi gibi olmak için ilk adımı attı. eskisi gibi derken ilk başlardaki gibi arkadaş moduna geri döndük. haziranın başından şimdiye kadar hemen hemen her hafta komşu şehirlerde yaşamamıza rağmen bir şekilde buluştuk, görüştük. onun benim şehrimdeki resmi işlerine hep beraber koşturduk. yeri geldi beraber tatile çıktık. ama bunları hep arkadaş modunda yaptık. yanımda eski sevgililerinden bahsetti, çevremizde bulunan yakışıklı bulduğu çocukları bana gösterdi. ama benim ona duygularım ilk anından beri değişmedi. aksine arttı. onu düşünmeden geçen bir anım bile yok. o 15 gün sonra 6 ay süresince yurtdışında bulunmak için gidecek. beraber baş başa geçireceğimiz 2 günümüz var bu zaman diliminde. sonrasında onu şubatta dönene kadar göremeyeceğim.
işte asıl soru burda başlıyor. ben ona gerçek duygularımı söylemeli miyim ? yoksa susup başlangıçta yaptığım salaklığın faturasını mı ödemeliyim ? söylersem, bu arkadaşlık bozulacak, onu kaybedeceğim. hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. bana bu kadar yakın olmayacak, yanımdayken rahat davranmayacak. söylemezsem, bu arkadaşlık bozulmayacak ama birini bulduğunda, onun yanında ben kendim gibi davranamayacağım. hatta bana bir arkadaşı, dostu olarak en ihtiyacı olacağı zamanlarda ben onun istediği kişi olamayacağım. ona her zaman destek veren kişi olamayacağım.
yılbaşında pariste beraber olalım diyor. beraber kutlayalım yeni yılı diyor. bunu söylerken neyi söylemek istediğini kestiremiyorum. aşıklar şehrinde, yılbaşında beraber, başbaşa olmak ne anlama gelecek kestiremiyorum.
ortak arkadaşlarımızdan birinin ağız araması sonucunda "beni arkadaş olarak çok sevdiğini, değer verdiğini, kaybetmek istemediğini ama sevgili olarak bana karşı hiç bir şey hissetmediğini" öğrendim.
bir yol gösterin be dostlar.
1- o gitmeden söylemeliyim yoksa susup kaderime mi sövmeliyim ?
2- söylersem, yılbaşında parise gitmeli miyim ? gidersem nasıl davranmalıyım ?
3- söylersem, olmayacağını bilerek söylersem, yani "senden bir beklentim yok, sadece bil diye söylemek istedim" dersem ?
4- 3. maddeyi söylersem, parise gitmeli miyim ?
5- söylemezsem, yılbaşında parise gidip, şimdi nasılsak öyle mi devam etmeli miyim ?

 

öncelikle her hafta sonu beraber gezip tozup, beraber tatile çıkıp nasıl "arkadaş" kalıyorsunuz ben anlamadım ya.. neyse. yapacağın en mantıklı şey yolcu ederken öpmek olur sanırım, al sana temel. sonra yıl başına kadar öylece beklersin, bu da en başta yaptığın hatanın bedeli olur. sonra da yola girer gibi, şimdiye kadar bi şeylerin olmaması bile garip. senin gay olduğunu düşünmeden hamleni yap..

efendy

yine araya giriyorum ama, burada durum bence "en iyi arkadaş" falan değil. direk çekingen iki tip canlandı benim gözümde, darılmaca yok..

efendy

Yılbaşına kadar kimseyi bulmaz ise, büyük ihtimal paris'teyken yanında en son isteyeceği insan arkadaşı olur. Bu durumda zaten sevgili olarak veya bir şeylerin olma ihtimalini düşünerek seninle gitmiş olacak.

Tabi bunlar kimseyi bulmaması durumunda...

Ya birini bulursa ve tüm sene planı yapılan programdan seni çıkarıp yarine falanca kişiyi koyarsa daha mı az üzülürsün?

Bu şekilde yaşayacağına hiç yaşama daha iyi. Gidin bir akşam barda takılın. bilinçli olarak çakırkeyif moda gel. Çakır keyif olduğunu anladığın anda. Bir tane daha ne içiyorsan ondan iç. Sonrasında aklına ne geliyorsa söyle be kardeşim.

Kızlar adet döneminde, erkekler alkollüyken yaptıklarından meshul değildir...

baktın boka sardı...oooo ben bu konuyu açtıysam çok içmişim de. özür dile.

janavarorion

@efendy
bu kadar "rahat" olmamız aslında benden kaynaklanıyor. o beğendiği çocuklardan bahsederken ben set koymuyorum önüne. ters cevap verip susturmuyorum. bir ara onunla sarhoş olduğumuzda söylediğim "eğer ben birine karşı bir şeyler hissedersem söylerim" sözüne güvenip benim yanımda bu kadar rahat davranıyor olabilir diye düşünüyorum.
evet kabul ediyorum buradaki hikayede de mal benim.

@janavarorion
haklısın, birini bulursa -ki her fırsatta "neden benim bir sevgilim yok" diye yakınıyor- plandan beni çıkarabilir. bu da haliyle beni mutlu etmez. o günün hayaliyle yaşayıp sonra köşeye atılmak kahreder adamı.

baris daima

söylersen iki ihtimal kalıyo kanka. ya yılbaşında paris, ya hiçbirşey. kız senin hislerini bildikten sonra yine kanka olacagınızı düşünmüyorsun sanırım?

söylemezsen bir şey kazanamazsın. 5. madde (söylemeden parise gitme) mantık hatası. madem bir ömür söylemeyeceksin, kanka olacaksın: ne diye paris'e gidiyorsun? yok diyosan, parise gideyim sonra söylerim nasılsa: o zaman niye şimdi söylemiyorsun? söylemeden geçirilecek 6 ayda çok rahat birileri bulunulur.

kız "ona karşı birşey hissetmiyorum" diyorsa yine 2 ihtimal var: ya rol yapıyo yada ciddi. rol yapıyorsa, her ihtimalde onu kazanıyosun. ha ciddiyse: paris'e de gitsen, vegas'a da uçsan ihtimal yok.


matematiksel sonuç: beraber olmanız için, gitmeden önce söylemen daha yüksek ihtimal taşımakta.
özet: SÖYLE

0dy

hatun fransa'ya mı gidiyor? öyleyse unut o kızı...

:/

@madyb
doğru zamanlamayı bulmak için yeterince süre kalmadı ki. haftaya perşembe, cuma ve olursa belki cumartesi başbaşa olacağız tatil bahanesiyle. doğru zamanı o zaman bulabilirim bulabilirsem. çünkü sonrasında o gitmeden görebilmem imkansıza yakın.

@0dy
şimdi söylersem 6 ay içinde her şey soğuyup, olanlar unutulup eskisi gibi olabiliriz diye bir düşünceye kapılmıştım bir aralar.
ben "ona karşı birşey hissetmiyorum" dediğinde ciddi olduğunu düşünüyor(d)um. araya paris olayı girince ve bunu her arkadaşımıza "yılbaşında pariste beraber olacağız, istersen sen de gel" deyince aklımı karıştırdı. ha hala dediğinde ciddi ve arkadaş olarak benim parise gelmemi istiyorsa ben boş yere debeleniyorum sanki.

baris daima

dostum matematik yalan söylemez.

diyorsun ki: kız hissetmiyorum derken ciddi. o zaman 6 ay yurtdışında kaldıktan sana karşı neler değişebilir ki. birini bulma ihtimali mevcut.

sen ciddi olmama ihtimalini kullanacaksın. ya uzun lafın kısası; git konuş arkadaş. rahatla. içinde tutup kız gidince 6 ay boyunca afedersin mal gibi gezersin. gelince de yeni birini buldugunu ögrenince kendine kızıp dinginleşmen için 3 ay geçer. 9 ayını çöpe atma :)

0dy

heba edilecek 9 ay sakin kafayla düşününce çok fazladır eminim.

söylemek, her şeyi açık açık anlatmak gerisini ona bırakmak en sağlıklısıdır heralde.

en azından ben söyledikten sonra şubata kadar (paris olayını es geçerek söylüyorum) görme imkanım yok. yani burada olup görüşememektense, orada olması daha iyi olacaktır ikimiz açısından.

söylemek ve sonuçlarına katlanmak..

ben o matematiği bulan adamın !

baris daima

bana sanki ilk başta söylesen olumlu yanıt alacakmışsın gibi geldi. sonradan kız da bir süre kendini geri çekip durumu kabullenmiş ve tekrar eskisi gibi arkadaşça takılmaya başlamışsınız?

hocam şu yukarıya yazdığın "ben yok arkadaşız biz diyebildim sadece. o an yerin dibine girip çıkmamak istedim ama olan olmuştu işte." cümlesini söylemen yeter ya. hani yoluna yordamına uygun söylersen, kız da hislerini koruyorsa, erimemesi mümkün değil. :)

robin crusoe

bana sorarsan şimdi söylemenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum..neden dersen sen kendini açarsan muhtemelen olumlu bir cevap alıcaksın buraya kadar iyi güzel ama sonrasında o gidicek 6 ay boyunca, daha sevgili olduğunuz fikrine bile alışamadan..yurtdışına gidince birinin aklını çelmesi büyük olasılık ve biri onun aklını çelerkem sen mutlu mesut saf duygularla onu bekliyor olaaksın o yüzden bence arkadaş olarak kalman ve yine gönderdiğin gibi bekar olarak dönmesini umut etmek en iyisi..

anisston

tut ki söylemedin, sonsuza kadar onun kankası, arkadaşı olarak kalamazsın. mümkün değil. adam verem olur lan. onu sevdiğin için, onu görmeden duramadığın için kaybetme korkusu beynini bloke etmiş. gittiği yere kadar deme, böyle devam edemezsin, hem senin için haksızlık olur, hem de onu bir bakıma aldatıyorsun dürüst olmayarak. ayrıca kızın suratına "bak ben senden hoşlanmıyorum. o çiçek bir şey ifade etmiyordu yanlış anlama" dediğinde "aa ama ben seni seviyordum" mu demesini bekliyordun? gitmeden bir çiçek daha al. işte bu çiçek geçen seferki gibi değil, bu çiçek dürüst çiçek de. yani şimdi bu tam olmadı da onu da sen ayarlarsın artık:)

uche

Benim de basima benzer sey gelmisti.Gerci ikimzide ayrı ulkelerdeydik ve maille bir sure gorustuk. Sonra Pariste bulusup, Barcelona da baslamıstık.:) Hey gidi gunler heeeey..Yani kesinlikle Parise git ve o zamana kadar bu sekilde devam et.Yurtdısında hersey baska oluyor.
Not 1:Umarım yurtdısında yasamaya devam etmez.
Not 2:Burada yazdıklarını okuma sansi varsa "Onu kaybetmemek icin ondan vazgecmek" cumlesi bile kabul etmesi icin yeter bence.

erano

bu kız seni seviyor. beraberken bi jest yap. söyle. evlenirsiniz bile. hadi koçum.

kullanıcı adı

sadece öp bence.

kuytu

@anisston
gidip dönmesini beklemek sorun değil de, orada birini bulabilme ihtimali çok büyük problem.
ama eğer onu tanıyorsam birini bulup döneceğini sanmıyorum. orada ben söylemezsem, yani sevgili olmaz isek, orada tabii ki sevgilisi olur ama bana dediği "orada olanın orada kalacağı" yönünde.

@uche
"onu sevdiğin için, onu görmeden duramadığın için kaybetme korkusu beynini bloke etmiş."
galiba daha iyi tarif edilemezdi.

@erano
belki siz farklı ülkelerden konuşurken, bu mailleşmelerin buluştuğunuzda arkadaşlığınızın sevgili olayına döneceğini bilerek yapıyordunuz. benim durumumda ben aşık, o arkadaş rolünde ya da o ayağa yatıyor bilmiyorum. parise kadar söylemeden bekleyebilirim ama onun parise birini getirmesine engel olamayabilirim. bu riski alabilmek çok büyük cesaret ister.
yurtdışında yaşamayacak bu arada. şubatta ülkeye geri dönecek.

baris daima

bak dostum, sen sen ol şunu aklından çıkarma. bu kadar paylaşım yaptığın bir kız seni zaten 'sevgilim olsaydı keşke' diye içinden geçirmiştir çok defa. bunu aklında tut tamam mı? emin ol diyorum bak emin ol ki sen hislerini şöyle adamakıllı ve samimi bi şekilde anlatırsan o kız sana aşık değilse bile sırf seni kaybetmemek için sana sevgili olmanda şans verecektir. o yüzden rahat ol, git konuş kızla. ha bi de o parise gideceksin arkadaş, çıkarı yok bunun. ilk başta düşünmeliyim, şok oldum falan dese de o seni sürekli düşünecektir pariste. arayı soğutmayacaksın, msndir skype midir nedir görüşeceksin. ve elinde olanağın varsa gideceksin parise.

umarım her şey istediğin gibi olur.

kendal

Nasıl olmuş da kimse söylememş.
Abi seviyorsan git konuş bence.

Saat1

orjinalini yazalım;

seviyorsan git konuş panpa

dokuzeylul
1

mobil görünümden çık