öğrencilerinizden biri derste dersle ilgili bir soru sordu ve siz bilemediniz. nasıl toparlıyorsunuz durumu?
Öğretmen değilim ama formasyonda böyle bir durumla karşılaştıklarında hiç durumu belli etmeyip "güzel soru, bunu sana/sınıfa ödev olarak veriyorum, yarına araştırın getirin" demeleri öğütleniyormuş.
biz lisedeyken soru sorduğumuzda bir öğretmen direk bilmiyorum çocuklar , araştırıyım sonraki derste anlatırım bunu size diyordu. açıkcası kıvırmaya çalışan, hadi sana ödev olsun vs. vs. şekillerle kurtulmaya çalışan öğretmenlerden daha samimi ve daha bizden biri gibi geliyodu. size de bunu öneririm.
bir matematik öğretmeni olarak söyliyeyim;
soru yazılı ise bu soruda eksik bir şey var.
sözlü ise öyle kafadan soru olmaz orjinalini bulup getir derim.
esenbogan +1
ben de akademisyen olacagim; bize de bilmiyorsaniz bilmediginizi acikca soyleyin derler hep.
stajda öğrencinin teki seksek oyununun ingilizcesini sormuştu. bilmiyorum tenefüste bakıp söylerim dedim ve öyle de yaptım. güzel soru, ödev olsun denmesini yeni neslin hiç de yediğini zannetmiyorum. aksine ahahaha bilmio olm bu bişi durumuna sokuyor. onun yerine dürüst olup araştırıp gelmek en iyisi.
ayrıca yeni öğretim modellerinde de öğretmen öğreten değil, yol gösterendir ve herkes birbirinden öğrenir.
Bilmediğimi açıkça söylerim. Ve bundan dolayı utanıp sıkılmam, hatta bazen bilen var mı diye soruyu sınıfa yöneltirim, ama her zaman bir dahaki derse bu konuyu araştıracağımı söylerim, merak edenler varsa onlardan da araştırmalarını bir dahaki derste de bu bilgileri paylaşmalarını rica ederim. Daha önce aklıma hiç gelmemiş, ilginç bir soruysa, soran öğrenciye iltifatta bulunmayı ihmal etmem. Bütün bunların hepsinde samimi olduğum için öğrencilerimin yüzünde "vaay hocaya bak bilmiyo lan" gülümsemesi yerine şaşkınlıkla karışık "helal lan delikanlı (kadınları tenzih ederim) hocaymış". ifadesini görürüm.
Bütün bu saydıklarım içinde en önemli şey galiba bilmemenin utanılacak bir şey olmadığı duygusunu öğrenciye geçirebilmek.
bilmiyorum demek karşıdaki muhatabınla ilgili.
ilkokul çağındaki özellikle ilk 3 sınıfta öğretmeninin bilmemesi algı sorunu yaratabilir. yani öğretmene karşı özel bir hayranlık var. dolayısıyla o yaştaki çocuklara bilmiyorumdan ziyade dolaylı da olsa o soruyla alakalı yuvarlak cevaplar verilebilir. zaten ne sorduğunu ne duymak istediğini tam bilemeyebilir.
lise ve ünive öğrencilerinin karşısında dürüst cevaplar vermek daha makul.
efruz'un yaptığı ayrım çok doğru. ben üniversite öğrencilerinden bahsediyordum. bu yaz kampta iki ilköğretim öğrencisi gelip bulmacada çözemedikleri bir kelimeyi sordular. ben de bilmiyorum deyince, "ohoo sen nasıl türkçe öğretmenisin" diye beni aşağıladılar.