göz ardı etmişler?
neden deprem bölgesi istanbul'da birikmişler?


neden deniz mi?
o yillar orda deprem olacağından haberleri mi yokmuş.

ve sanayilerini neden neden bu yönde geliştirmemişler.

 

Su yüzünden. Şehirler su olan yerde kurulur en başta. herhangi bir köye gidin yerleşimi bir pınar veya dere kenarındadır. sonra diğer etkenler varsa o köy kasaba olur sonra da şehirleşir. su nerede olur? ya yeraltında birikir ya da dağlardan iner. yani yağmur ve kar suları. dağ demek kar demek yükselti demek. yükselti demek genelde dağ veya sıradağ demek. bir yerde sıradağ varsa orasının deprem bölgesi olması muhtemeldir. (celal şengör kuran ve deprem yorumu) ayrıca volkanik bölgeler de lavların içindeki minerallerden dolayı verimli araziler oluşur. buralarda da nüfus zamanla artar. o volkan sönmüş olabilir ama bir deprem bölgesidir. benim kişisel pratiğimden edindiğim çıkarımlar bunlar. konya düzdür deprem olmaz ama yüksek bir yerdedir. platodur. kışın karlı geçer sular sadece yeraltındadır. karadenizin bir kısmı da bu dediklerime uyma ama kuzey anadolu fay hattı da bu bölgededir. amerikada da batı sahili tamamen dağlıktır. ve deprem bölgesidir. güney amerikanın da batısı aynı şekildedir. japonya everest çevresindeki ülkeler 9 şiddetinde deprem üreten yerlerdir. ayrıca tektonik bölgeler kırılmalardan dolayı ve yeraltı sıcak su kaynaklarının yeryüzüne ulaştığı bölgelerdir. oralarda da nüfus yoğunlaşır.

ground

istanbula leonarda da vinci geliyor. o zamanda istanbulun düzgün bir yerleşke olmadığı anlaşılıyor. bu kültürel bir seçim. bizim gibi göçebe toplumlarda suya yakın yerleşmek gelenek olduğu için deprem pek belirleyici olmamış. biz daha 6 şubat depremini unutmuşken depremi mi öncelik alacağız? sosyolojik bir durum.

mikahakkinen

aç bırakılan anadolu; iş,hastane,okul olan lokasyona doğru aktı,

sorumlusu halk ve seçtikleri yöneticiler,

2014 yılında Jeolog Ahmet ERCAN istanbul belediye başkan adayı olmuştu,fakat kimsenin ilgisini çekmemişti.

halkımız ağzı laf yapan ,ülke kaynaklarını kendi çıkarları için kullanandan hoşlanıyor.

designer

Çoğunluğa göre hareket etme meselesi.
Çiftlik bankta da herkes kazanıyordu ama bir vakte kadar.

diyecevaplandı

insanlar kolay unutur.

ülkemiz genel olarak deprem kuşağında ama istanbul konuşulduğu kadar riskli bir bölgede değil.

zemini nispeten sağlam ve altından fay geçmiyor istanbulun.

nuisance2

su konusundan bahsedilmiş. bunun yanında deprem ve volkanik aktivite olan yerlerde toprak verimi de yüksek oluyor, tarım açısından onun da etkisi muhakkak vardır. bir de ortaçağa kadar zaten kırsal yaşam ve tek katlı hafif evler yaygın olduğu için deprem büyük bir risk yaratmıyordu denebilir. öncelik deprem riskine değil savaşlarda korunabilmeye (kaleler, şatolar, taş yapılar) ve yangın riskine verilmiş.

orient blue

(bkz: bu ne bilimsizliktir)

İstanbul konuşulduğu kadar riskli bir bölgede bir kere onu bir netleştirelim.

i.imgur.com

Bu haritada Kuzey Anadolu fayının konturlarını incelerseniz, özellikle güney İstanbulda PGA değerinin 0.5-0.6'lar civarında olduğunu görebilirsiniz. Bu da bu bölgede 7.5 şiddetinde deprem meydana gelebileceği anlamına gelir.

Bu bilimsel verilere ulaşmak bu kadar kolayken nasıl böyle içi boş yorumlar yapılıyor hala anlamış değilim.

Ek olarak İstanbul'daki problem sadece fay hattına yakın olması değil. İstanbul'da kayıtlı ~16 milyon + kayıtsız nüfusu da düşünürsek inanılmaz yüksek bir nüfus yoğunluğuna sahip ve bu nüfusun büyük çoğunluğu da İstanbul'un daha tehlikeli olan güney kısmında yaşıyor. Ayrıca Türkiye'de sanayi işletmelerinin %41,1'i Marmara Bölgesinde yer alıyor. Sadece Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli hattını düşünsek bile burada olması beklenen yıkıcı depremden sonra ülkede üretimde de çok ciddi sorunlar oluşacak.

Asıl soruya dönecek olursak bunu sadece suya yakın diye cevaplamak eksik kalır. Elbette suya yakınlık -belki de- birinci derecede önemli. Bu sadece bizim gibi göçebe toplumların suya yakın yerleşme geleneği değil. Avrupa'ya bakarsanız birçok şehrinden nehir geçer ve yerleşim merkezi bu nehirlere yakındır. Ayrıca İstanbul özelinde düşünürsek, suya yakınlıkla birlikte olanaklara erişim de ana sebeplerden. Neredeyse her şey İstanbul'da toplanmış. Birkaç yıl öncesine kadar finans merkezi Ankara iken onu da tutup İstanbul'a getirdiler. Hem de şehrin göbeğine kurdular. Üretim burada, finans burada, eğlence sektörü burada, daha aklıma gelmeyen bir sürü şeyin merkezi İstanbul. Bence bunun sebebi de tamamen rant peşinde koşan siyasiler.

Yani düşünün o kadar şey saydım. Bu deprem olduğunda bırak İstanbul'u, ülkede oluşacak kaosu bile öngörmek bu kadar zor değilken hala tutturmuşlar Kanal İstanbul gibi bir saçmalığa devam etmeye çalışıyorlar. Tamamen Araplara değerli arsa satabilmek için yapıldığını herkes biliyor. Kim bilir hangi siyasiler ne kadar para yedi o arsaları zengin Araplara satmak için.

himmet dayi
1

mobil görünümden çık