@m e b'in aşağıdaki duyurusunu görünce aklıma geldi. Duyurusu soru şeklinde olsa onun altına yazacaktım. Böyle olunca ayrı başlık açayım dedim.

Nizamü'l-Mülk'ün siyasetnamesini okuyorum. Mehmet Taha Ayar tarafından Türkçeye kazandırılmış. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan.

Eserde tek tük de olsa argo kelimelere rastlıyorum.
Mesela:
Cenabet cenabet oturup kalkıyorlar, ana, bacı ve kızlarına sarkıyorlardı. (Sayfa 318)

Bu cümle çok garip geldi bana. Böyle bir eserde argo kullanılmamalı.

Ne dersiniz?

 

Eleştiri çevirmene mi Nizâmülmülk'e mi? Yazar öyle yazdıysa çevirmen ne yapsın? O cümleyi kitaptan mı atsın? Böyle peş peşe soru sorunca sinirli gibi oluyor da öyle değil merak ettim bakış açınızı :d

nundu

anlatmak istenen seyi anlatiyor argo yok bence.

cenabet yerine ne kullanacak baska?
ana, baci ve kiz da gayet halk kullanimi.

buenosdias

Kitap padişaha yazılmış bir 'Neler yapılıyor, Neler yapılmalı' raporu. Dil sade, Anlatım ve üslup son derece saygılı. Bu yüzden orijinal metinde argo kullanım olabileceğini hiç sanmıyorum. Bu yüzden eleştirim çevirmene.

@arbre, 'Su akar, yolunu bulur.' mantığı dilde yanlıştır. Kendi haline bırakıldığında ingilizce, argo karışımı 200-300 kelimeyle konuşan, dolayısıyla hukuk dilini, tıp, dilini, bilim dilini anlamayan bir toplum haline gelinir ve zaten de son sürat gidiş bu yönde.

Dilde yanlış yapanın ağzına biber sürelim demiyorum ama, dilimizin zenginliğini, güzelliğini yaşatmada Edebiyatçıların titiz olması gerektiğinden yanayım.

Sezonunda şezlongda güneşlenirken okunacak, vakit geçirmelik bir kitapta argo kullanımını anlarım ama böyle kült bir eserde yadırgarım açıkçası.

Hakaretamiz sözlerle veya edeple ilgili bir sıkıntım yok. Cümlenin tamamına da bir şey demiyorum ben. 'Sarkmak' kelimesi argo olan.

Mirket

Eğer kitabın orijinalinde kullanılan üslup resmi ve mesafeliyse güncel dile aktarımı da güncel dilin resmi ve mesafeli sınırları içerisinde olmalı bence de.

Belki eserin orijinalinde cenabet, ana, bacı sözcükleri kullanılmıştır bilmiyorum ama eğer öyleyse bile bu sözcükler bugün uslüp kaymasına uğramış durumda. Resmi konuşurken kullanımları tercih edilmemeli. Haliyle bunun yerine daha uygun sözcükler seçilebilirdi.

Ben katılıyorum bu konuda.

Baya bir zaman önce duyuruda "çevirmenlik neden çok büyütülüyor" gibi bir soru vardı. Çevirmenlik cidden zor bir iş. Konu sadece metni çevirmek değil.

Örneğin iyi eğitimli bir kişinin padişaha hitabetiyle, eğitimsiz birinin padişaha hitabeti aynı olmaz. Okurken ikisi arasındaki karakter farkını anlıyor olmak gerek.

Ben Nizamü'l Mülk'ün siyasetnamesini okumadım. Ama benzer bir konudan ben de şikayetçiyim onun için söylediğiniz şeye katılıyorum. Nizamü'l Mülk özelinde doğru mudur yanlış mıdır bilmiyorum.

akhenaten

aynı anlamı günümüz türkçesi ile argosuz vermek istesek, saygılı bir dille ne diyebiliriz?

mesela "ana, bacı ve kızlarına cinsel tacizde bulunuyorlardı".

e olmadı ki, yani o anlamı verebilecek günümüz türkçesindeki argosuz ifade bu sefer de dönemin eserine uymuyor ki. şöyle yazsa daha çok hoşuna gidecek miydi? bence gitmeyecekti, benim gitmedi.

yani ağır bir argo değil. hem günümüz türkçesi, hem eski bir ifade olarak durumu tam olarak karşılayan bir kelime.

kibritsuyu

@kibritsuyu en basitinden cümlenin büyük bölümü aynı bırakılsa ve bu konuya pek kafa yorulmasa dahi şu şekilde kullanılabilirdi; "Cenabet oturup kalkıyorlar; ana, bacı ve kızlarına sarkıntılık ediyorlardı."

akhenaten

Ne yazıldıysa o şekilde olmalı diye düşünüyorum. Çevirmen tahrif edip değiştirmediyse sorun yok. Demek ki o dönem "cenabet" "sarkıntılık" padişaha dahi kullanılabilen kelimelermiş diye bakmak lazım konuya.

zemberek

Sözcüklerin kullanıldığı hali korunsa da üslup daha farklı olabilir, katılıyorum. Denildiği gibi ''sarkıntılık etmek'' daha uygun bir kullanım olurdu belki. Bu şekilde amiyane görünüyor.

seni tanıdığım güne lanet olsun
1

mobil görünümden çık