savaşlarda en önce giden askerlerin motivasyonu ne idi? kalede falan bir gedik açıldığında veya sur'a tırmandığında bir asker, en önde giden askerin motivasyonu ne idi?

öleceği neredeyse %98 nasıl ikna ediyorlardı bu insanları

cevap kültürel ve dinsel öğelerden oluşmasın lütfen yani öyle bir cevap olsun ki Çin'de de Aztek'lerde de M.Ö. 4200'deki mezopotanmya'da da geçerli olsun.

 

At üstünde ileri geri seyirterek kahramanlık ve zafer konuşması yapan Komutan gazı ile her türlü savaşa düşünmeden gidilir hep bu sistem çalışıyor.

Tabii bunun bilimsel açıklaması da var muhtemelen başlangıçta hepsi saç tellerine kadar korkuyordur ve ölümüne heyecanlılardır ama zaten o korku ve heyecan nedeniyle adrenalin salgılayıp savaş moduna geçiyorlar, aslında kaçmak da isteyebilirler ama kaçamayacaklarını bildikleri için tüm odaklanmaları saldırma üzerine yoğunlaşır bu da korkmalarını engeller, o noktadan sonra vücut mekaniği değiştiği için saldırmakta bir beis görmezler, bu zamanında Aztekler için de böyleydi bugün de böyle.

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet

Savaş psikolojisi farklı bir şey. Muharebeye gidenler o psikolojiye yavaş yavaş geçiyorlar, geçerken nadiren bulantı, kusma, titreme, bayılma falan görülebiliyor. Bu evre aşıldığında hedefe veya emirlere kilitleniliyor, ölüm korkusu ortadan kalkıyor.
Bir üst evre daha var. Hani filmlerde komutanın öne geçip bi konuşma yaptığı, sonra hep bir ağızdan haykırıldığı bir an var. O andan sonra tüm düşünceler ortadan kalkıyor, bizim askerin allah allah nidaları vardır hücumda, filmlerde kızılderili haykırışlarını duymuşundur, amerikalılar hala aynısını uygular, her ulusun öyle bir haykırışı vardır, o aşamada herkes trans halinde oluyor zaten.

Mirket

Dinsel veya inançtan ayrı bir şey olamaz en önde gidenlerin motivastonu.
M.Ö 4200'lere de gidilse din karşımıza çıkar bu noktada.
Öyle bir şey istiyorsun ki, bir mücadele olsun ama salt kişisel temenni ve arzularla sergilensin.
O da çok çok kendini koruma hissine dayalı bir şey olacaktır.

İşin içine devletler arası mücadele ve savaş gidrdiğinde öyle olmuyor.

Maddi yaşama bağlı ve bireyselleşenlerin böyle bir motivasyonlarının olması pek olası değil. Bu yakın zamanda da bazı ülkelerde yapılan anketlerde devleti için savaşmak isteyenlerin sayısı oldukça düşük kalıyor.
Pek belirtilmiyor ama Avrupa'daki bazı ülkelerde Türkçe ilanlar vardı aylar önce askere alım için.

İnternet vs derken rahatlığı öne süren her tür yayın ve uygulama kişiyi toplumun genel kültür ve bilincinden uzaklaştırıyor.

diyecevaplandı

o zamanlar geçerli iş bulmak çok daha zordu. genç, sağlıklı adamlar için düzenli yapılabilecek ve savaştan koruyabilecek iş sayısı kısıtlıydı. üstelik malum savaşlarda ganimet var, kural yok, din-allah-kitap üçgeni var, motivasyon yüksek.

ama hepsinin ötesinde şu var: orta çağ savaşlarında ölüm oranı zannedildiği kadar yüksek değil. benim profesyonel olarak çalıştığım bir alan değil, o açıdan yanlış yönlendirmek istemem ama tarihi severim, merakım vardır. yanlış hatırlamıyorsam koca koca orduların birbirine tekme tokat giriştiği savaşlarda bile ölüm/ciddi yaralanma oranı yüzde 5-6 civarındaydı.

din olmasın demişsiniz ama mesela bedir ve uhud savaşı gibi islam tarihi açısından büyük öneme sahip savaşlar bile hakikaten endüstri meslek lisesi kavgası boyutunda olaylar. bunlarda sağ kalmak değil de ölmek başarı ister.

öncü birliklerin statüsü farklıdır muhtemelen. daha çok para veriyorlardır. hayatın çok daha basit aktığı bir dönemden bahsediyoruz. eve sipariş filan yok. muhtemelen günde iki öğün sıcak yemek garantisi olan bekar adam kale kuşatmasına en önden gitmeye can atıyordur.

bence bundan 100-200 sene sonra da bizim torunlarımız bize inanamayacak. 20 bin lira için mi bu kadar uğraşmışlar, kirada oturup bim'den beslenmek için mi her gün 10 saat harcamışlar diyecekler.

mark greg sputnik

O dönemlerde şimdiki gibi aman sağlığınıza şöyle dikkat edin aman bunu yiyin ama bunu yemeyin amaannn spor yapın tarzı hayatta kalmaya yönelik baskılar yoktu. Hatta maneviyat -bana göre yanlış olarak- ölüme yönelik bir şey sanılıyordu ve şehitlik kavramı da çok ama çok kıymetliydi.

Yeni alınacak toprakların "müslüman Türk kanıyla" alınması da çok önemli bir başka motivasyondu. "Kadir"in kanı müslümanların da yaşayacakları toprakları almak için helal görülmezdi.

Bu kadar biliyorum.

muhayyer divan
1

mobil görünümden çık