eşimle 3 ay önce ayrıldık. boşanmadık.

ayrı şehirlerde yaşamaya başladık, benim yediğim haltlar yüzünden. (aldtmak falan değil. benim davranışlarım, depresyonda oluşum vb. sebepler)

bu süreçte kendimi toparlamaya çalıştım, düzeltmeye çalıştım.
bir şekilde yeniden onunla iletişim de kurduk, bi 10 gün kadar beraber vakit geçirmeyi denedik ama fail ettik ne yazık ki.

eşim bana karşı bir şey hissedemediğini söyledi.
ben hep, davranışlarım yüzünden hislerinin üstü örtülmüştür, zamanla değişebilir diye düşünüyordum.
ama son dönem artık bundan %100 emin olduğunu ve uzatmamızın ikimize de zarar vereceğini söylerek boşanmaya karar verdik.

bu süreçte bir süre çift terapisine de gittik aslında. niyeyse terapist hiç, "hiçbir şey hissetmiyorum" sözü üstünde hiç durmadı. benim için de, eşim için de en önemli konumuz, hatta birinci konumuz oydu çünkü.

çünkü benim davranışlarımla ilgili düzelmeler olsa da, o tarafta hiçbir değişiklik olmuyor belki daha kötüye gidiyordu.

haliyle çift terapisinden de hiç yardım alamadığını düşününce (5-6 seans kadar gittik) o da tamamen pes etti.

eşimi çok seviyorum, unutabileceğimi de sanmıyorum.
tabi ki bana karşı hissi kalmamış bir insanla evliliği sürdürmek ikimiz için de olanaksız.

ama hep kendime sorup duruyorum, acaba değişebilir miydi. tekrar bana karşı alevlenebilir miydi diye. bunu düşünmekten kendimi alamıyorum. kendimi çok ama çok kötü hissedioyrum.

ilk ayırlışımızdan itibaren psikologa gidiyorum yoğun bir şekilde.
psikiyatriste de gidip depresyon tanısı nedeniyle cipralexe başlamıştım. (bi 12 aydır falan depresyondaymışım)

bunlara rağmen hem kendimi affedemiyorum,
hem acaba tekrar deneseydik değişir miydi diye düşünmekten kendimi alamıyorum,
kahroluyorum.

10 yıl boyunca çok şey paylaştık. birbirimizi çok da üzdük, çok da mutlu ettik.
hem en iyi arkadaşım, hem eşimdi. hayatım boyunca onu nasıl unutabileceğimi bilmiyorum. gerçekten boğuluyorum.

buraya da yazmak istedim, bir sebebi yok.

 

deneseydik de hilsteri geri gelmezdi değil mi?

biz birbirimizi çok severek evlendik. son 8-10 ay öncesine kadar da hala birbirimizi çok seviyorduk. ama ben kötü davrandım, üstüne depresyondaydım çekilecek bir durumda değildim. geçmişteki şeylerimizle birleşince bana karşı olan tüm hislerini yitirdi, dayanamadı, uğraşsa da artık o da bıraktı.

uğraşsaydık da, yeniden deneseydik de olmazdı değil mi?

tchuck

Dostum siz her seyi denemissiniz zaten ve tükenmis bir iliski var ortada.
Su an yaralar cok yeni ve derin daha. Zamanla her sey düzelecek merak etme.
Kötü hissetmen normal ama bi daha kimseyi sevemem vs diye doldurma kendini. Baskasini sevmektek korkma.

Zamana ihtiyacin var sadece.
Ayriligi da cok uzatmadan halledin yoksa düsmanlasiyor millet birbirine.

robert bosch

Hocam eşini seviyorsan aldığı karara saygı duyup hayata devam edeceksin, sevmek bazen de böyle bir şey

grimavi

yok tabi ki saygı duyuyorum, diyecek yapacak bir şeyim de yok tabi ki. ben yapabileceğimi de yapmaya çalıştım, yani. diyebileceğim bir şey yok.

tchuck

Senden vazgeçen, hiç bir şey hissetmeyen birini sevmekten vazgeç. Düşündüğün gibi biri değil. Bu acı gelecek, bana kızacaksın ama dost acı söyler.

gabe h coud

hep kendinizi suçluyor olmanız bana da iyi şeyler hissettirmedi.

WithWorth

depresyonunuzun sebebi nedir? temeldeki problemi çözerseniz davranışlarınız da düzelir, ilişki de düzelebilir belki. bence biraz çabalamak lazım, 10 sene az değil. bir de bu devirde belli bir yaştan sonra birileri ile ilişki kurmak, sevmek, değer vermek, uğruna çaba göstermek, fedakarlık yapmak vs. kolay değil. o yüzden çaba vermeden kesip atmak pek doğru gelmiyor. sevgili olunsa neyse de evlilik bir de.

candide

Düzelir mi düzelmez mi onu bilemem ancak çok büyük ihtimalle karşınızdaki kişiye "Bak uğraşıyorum, öncekine göre daha iyi hale geldim, o zaman eskisinden daha yakın hissediyor olmalısın" sorgulamasını çok hissettiryor olabilirsiniz.

Eğer bu belirgin kaybetme korkusu ve bunla birleşik karşıdan tedirginlikle onay bekleme, ona sürekli gelişiminizi hissettirme davranışı devreye girdiyse karşınızdaki kişi kendini çok daha sıkışmış hisseder ve boşanmak da gündemdeyse en kolay yol olarak boşanma düşüncesine daha çok sarılır.

Bu durumda sizin elinizden gelen çok bir şey yok aslında. Eğer yanlış bir ruh halinde olduğunuzu siz de düşünüyorsanız sadece kendiniz için değişmelisiniz. Bu bir süreç. Bunun ne zaman başladığını, ne zaman bittiğini bilemezsiniz. Eğer bu kişi bir noktada artık farklı biri olduğunuza ikna olursa kalmayı isteyebilir. Size düşen bence ısrarcı olmamak.

akhenaten

@candide,

kestirip atmadım, oldukça uğraştım. ama hissetmiyorum, hissedeceğimi düşünmüyorum dedi. saygı da duymam lazım, sevemeyecekse ben de beni sevemeyen biriyle devam etmek istemem tabi ki. önerdim, biraz bekleyelim, arada deneyelim, olmazsa yürümezse bırakalım dedim ama zaten 3 aydır ayrıyız, o da haklı haliyle.

depresyonumun sebebi neydi bilmiyorum, majör depresyonmuşum. yaklaşık bi aralık ayından beri. bir çok sebebi olabilir, maddi konulardan çok sıkıntıdaydım, başka konulardan sıkıntıdaydım her şey çok üst üste geldi maalesef.

tchuck

@ akhenaten

çok doğru, böyle çok hissettirmiş, bunaltmış olaiblirim. gerçekten çok panik yaptım çünkü.

bu arada "değişme" işini ilişkiyi kurtarmak için değil, kendimi kurtarmak için yapmıştım. değişebildiğimi görünce de yeniden eşimle iletişime geçip kendimi göstermeye çalıştım.

tchuck

abi çok geçmiş olsun, üzüldüm. ben sevgilimden ayrılınca bile üç sene uçan adam sabri gibi kendimi yerden yere vuruyorum, hayatımı birleştiğim insandan ayrılmak zorunda kalmayı hayal bile edemiyorum.

muhtemelen içinde bulunduğun durumdan dolayı çıkar yol arama ve dolayısıyla kendine yüklenme eğilimindesin ama aşk bazen böyle bir şey maalesef, bir taraf için bir şeyler bitiyor ve bunun gerçekte hiçbir sorumlusu/suçlusu olmayabiliyor. klasik laftır ya hani, belki sen dünyadaki en güzel çiçeksin ama eşin artık çiçek sevmiyor. üzücü mü? çok. onun yapabileceği bir şey var mı? yok. senin suçun var mı? yok. bazen böyle oluyor. işin içinde aldatma, hakaret, eşe karşı çok büyük saygısızlık/ayıp, eziyet vs. yoksa ÇOK ZOR OLSA DA en iyisi "understandable, have a nice day" deyip ilerlemek oluyor.

eşinden ayrılmışsın, şu aşamada çok kötü hissetmen ve kafanda bin tilkinin dolaşması normal. en azından bunu fark edip kendine çok yüklenmemeye çalış derim. bu konularda hep verdiğim örnektir: şu an senin bir nevi bacağın kırıldı... öyle olunca "haydaa niy yürüyemiyorum yaa? acaba bi şeyleri farklı yapabilir miydim? bi daha nasıl yürüycem?" diye kendini heder eder misin mesela? hayır. fiziksel bir sorunun olduğunu bilir, ona göre davranırsın. kırık bacakla kalkıp koşmaya çalışmak ya da bacağının kırık olduğunu reddetmek uzun vadede seni daha çok yıpratır, daha fazla hasar bırakır çünkü.

psikologa gidiyor olman çok güzel. bu süreçte arkadaş-tanıdık-sosyal çevre desteği önemli ama profesyonel destek alabiliyor olmak bence daha bile önemli.

sanırım biten her ilişkiden sonra, ilişkinin devam etmesini isteyen 100 adamdan 99'u bu soruyu soruyordur kendine: daha farklı olabilir miydi, yapabileceğim bir şey var mıydı? ve yine gerçekten bu adamdan 95'inin yapabileceği HİÇBİR ŞEY olmuyor, çünkü konu büyük ölçüde karşı tarafla ilgili. eğer eşin, bak şu şu problemlerimiz var dese, yapıcı olup evliliği kurtarma çabası gösterse evet bu soruyu sormak makul olabilirdi ama bence bu durum senlik değil. bu senin kötü, tırt vs. olduğun anlamına da gelmiyor - eminim eşin de öyle düşünmüyordur. çiçek olayı işte. ya da sen armutsun o elma seviyor. ne dersen.

şu noktada muhtemelen yaşı senden genç, naçizane amatör bir aşk adam olarak tavsiyem şu olur: kendini sorgulama kısmını sınırla, özeleştiri iyidir ama "her şey farklı olabilirdi, benim yüzümden!" düşüncesi başladığı anda özellikle şu anki durumda çok fena bka sarabilir, sana daha kötü hissettirebilir. yetişkin bir adamın hayatı boyunca tecrübe edebileceği en üzücü, en ağır şeylerden biriyle karşı karşıya olduğunun farkına var. kendine yüklenme. çok üzüldüğünde, unutamadığında "ulan tabii ki üzülcem boşandım boru mu" de, kendine kızma. ben insanın hele ki sevdiği eşini unutabileceğini zaten sanmıyorum ama çok gıcık bir laf olsa da hayat gerçekten devam ediyor. yavaş yavaş yaralarını sarar, kendi yaşantına parça parça döner, toparlarsın. yeter ki o süreçte her şeyden kopup zombiye dönme, sana ömür boyu problem yaşatacak durumlara sokma kendini.

mark greg sputnik

yazınız bana belirli şeylerin tükenmiş olduğu hissiyatını epey bi geçirdi. şu an için yapılacak tek şey sanki yapılması gerekeni yapıp yürümek, geçmişe, hatalara ya da durumun detaylarına çok fazla takılmamak. yapılacak her şeyi çift olarak yapmışsınız. ayrılmaktan başka çare yok, hayata bir kere geliniyor ve bu ilişkinin umut vadeden bir tarafı yok. tekrar deneseydiniz değişir mi sorusuna şöyle söyleyim, şu an hiçbir şey değişmez gibi görünüyor. çok yıpranıldığı belli, yaralar beraberken iyileşmez. herkes yoluna yürüsün, daha güzel ilişkiler de bulursunuz. belki bir gün yeniden de başlarsınız hayat bu ama bunun için de yaşamayın, bunu beklemeyin. yolunuza yürüyün. kahrolacak bir şey yok. ilişkiler başlar ve bitebilir. yetişkin bireysiniz, herkesle anlaşmak, herkesle ömür geçirebilmek zorunda değilsiniz. bir şeylerin yürümemiş olması, problemin çıkış kaynağı siz olsanız da, sizi kötü veya beceriksiz biri yapmaz. hayat iniş ve çıkışlarla doludur. herkesin hayatı az çok böyle dönemlerle dolu. şimdi sırada yeni bir yükseliş dönemi olacak. bunun heyecanına odaklanın.

awlmi

Cozumun destek cemberi

lapaz

bittiyse bitti. unutulmayan kimse yok (hayatında tek ilişki yaşamış ve 10 yıl evlilik + 2 yıl tanışma dönemi olan biri olarak yazıyorum). bu duygular da geçecek emin ol. yani ayrıca ilişkiyi bitiren, ayrılmak isteyen kişiye (sırf depresyonda olduğun için böyle davranıyorsa) yapışmamak gerekiyor. eş olması da anlamsız. boşanma aşamasında. neler neler oluyor. yalnızca depresyonda diye eş mi terk edilir?

deartheodosia

@death,

yanlış yansıtmak istemem, tek sebebi o değil. ona çok kötü davrandığım dönemler oldu, kendimden çok uzaklaştırdıgım. üstüne depresyon da binince gerçekten çekilir bir halde değildi. ve belli ki duyguları da tükendi, o yüzden bana da kendine de haksızlık etmek istemiyor.

tchuck

Standart bir "erkeği kötü gününde terk eden kadın" hikayesi sezdim.
10 yılın 9'unda birbirinizi sevdiniz de son yılda ne oldu o kadar? Depresyona girmeniz, maddi sıkıntılar yaşamanız sizin SUÇUNUZ DEĞİL. Aldatma gibi büyük bir kabahat de işlemediğinizi yazmışsınız açıkça. Hayatta iyi günler oluyor, kötü günler oluyor. Ben bu hikayede kabahati sizde değil, 9 yıl birlikteliğe rağmen kötü zamanlarınızda size destek olmak yerine "ben artık sevmiyorum, istemiyorum" diyip giden kişide arar, onun iyi niyetini sorgulardım.

gloomy

Bir insan, çok sevildiğini hissettiği ve anladığı zaman en çok kendisini çok seven o insana kötü davranıyor. Sanıyor ki; beni asla terk etmez çünkü beni çok seviyor. Bir anlamda o kişiyi cepte görme hali. Karşısındaki insan da çok sevdiği için o kişinin bütün yanlışlarını tolere ediyor. Fakat bir noktadan sonra pes edip terk ediyor çünkü bakıyor ki ben ne yaparsam yapayım kıymeti yok.

İlk ayrılışımızdan itibaren çok yoğun psikoloğa gidiyorum demişsin. Peki neden bunun için ayrılmayı bekledin? Ayrilmasaydiniz gidecek mıydın psikoloğa? Davranışlarını düzeltmek için cabalayacak mıydın? Ben hayatımdaki en kıymetli insanı üzüyorum, belki bende bir sorun vardır bir uzmandan destek alayım diyecek mıydın? Neden bir insanı kaybetmeden kıymetini anlamıyoruz? Depresyondaymışsin belki de bu yüzden böyle davranıyorsun ama ayrilmasaydiniz yine gitmeyecektin psikoloğa.

Yine de üzülme, tedavi görüyorsun belki de bu tedavin ilerledikçe davranişlarında daha olumlu değişiklikler olur ve barisirsiniz. Olumlu düşün yine de.

rock n roll

Ben de eşimle ayrılırken aynı şeyleri hissetmiştim. Ama seni sevmeyen birini nasıl sevmeye devam edebilirsin hocam, hayat devam ediyor. Saygınlığını koru. Hayat devam ediyor

infinitedreams

"ona çok kötü davrandığım dönemler oldu, kendimden çok uzaklaştırdıgım." demişsiniz. bunları neden ve nasıl yaptınız?
bana daha çok kaybettiğiniz için kıymete binmiş gibi geldi. karşı taraf yaptıklarınıza rağmen gene de her yolu denemiş. bundan sonrası için huzuru hak ediyor artık.

anna sun
1

mobil görünümden çık