bu red flag olayini arkadas/flort cevresinde nasil ayarlayacagimi bazen kaciriyorum. cok musamahli davradigim da oluyor kucuk bir seyden hayatimdan cikardigim da. bazen fazla hassas davranip davranmadigimu secemiyorum. herkesin kusuru var elbette ama isin sonu kimsesizlige dogru kayacak gibi duruyor. yeni tanidigim birinin agir irkciligina sahit oluyorum da bir olay her seyi bitiriyor sanki. arapcadan bahsedince laik atak geciriyor(o=ezanlar turkce okunsun fan club, ben=ezan ne mw kapatilsin) zihniyet var ama faaliyette yok(e ne olsun). bazen ozel hayatindaki iliskilerinden dolayi da mesafe koydugum oluyor, kendine saygisi olmadigini gorunce elimi etegimu cekiyorum. ne olacak simdi? boyle seylerden insan temizligi cok mu ince? "yeterince solcu degil" bakisi hayatima hakimiyet kurunca magarama mi donmus oluyorum?
help
Flört konusu başka, arkadaş başka. Flört etmek, flört edecek insan bulmak çok kolay. Burada red flag aktif çalışsın derim.
Arkadaş konusunda red flag değil de filtre çalışıyor. Aradığım özellikler filtreden geçiyorsa, varsa geri kalanlar ile yola devam edilebiliyor ve kendime de aslında ne kadar liberal, fikirlere saygı duyan biri olduğum hissi yükleniyor, yüklenmese de bu şekilde orta yolu bulabiliyorum. Uzlaşı olmazsa arkadaşsız kalırsın. Benim için samimiyet, güven, verdiği sözü tutan, arkadaşlığa değer veren insan olması önemli. Kendi görüşünü bana empoze etmeye çalışmıyorsa, dindar olabilir, spor sevmiyor olabilir, aşı karşıtı olabilir, apolitik olabilir, conspiracy teorilerine inanabilir.
İnsanın hayatında en azından 1 tane arkadaşı olmalı. Arkadaş çok önemli. Benim çok yakın bir arkadaşım var hatta artık kardeş gibiyiz onunla, iş yerinde tanıştık. Benzer yönlerimiz olsa da çok alakasız yönlerimiz de var. Ben bu bana uygun değil deyip, arkadaşlık kurmasaydım böyle bir insanın hayatımda olmasını engellemiş olurdum ve bu benim için şanssızlık olurdu.
Hemen hemen her gün telefonla konuşuyoruz, konuşamazsak mesajlaşıyoruz. Geçen gün telefonumu başka odada bırakmışım , o da beni aramış acmayinca ben, çok korkmuş. "Evine geliyordum neredeyse" dedi. Çok önemli bir şey benim için bu. Aynı şekilde ben de haber alamasam onun evine giderim.
Mutluluğumuzda, hüznümüzde hep birbirimizin yanindayız. O yüzden insanlarla arkadaşlık kur. Herkesin kusuru vardır tabi çok ciddi kötüyse zaten uzak dur.
Flört konusunda biraz daha seçici olmalısın tabii.
Bahsettiğiniz filtreler ince falan değil, gayet normal buldum. elbette kimseyle %100 aynı fikirde olacağız, hayata aynı pencereden bakacağız diye bir kural yok. Bu mümkün de değil zaten. Ancak ilişkinin yürümesi için belirli temel noktalarda anlaşabiliyor olmak gerekiyor. Zaten bu temel noktaları oluşturan şey de hayatı nasıl algıladığı, özetle zihniyet.
Siyasi görüş, din kavramına bakış, insan ilişkilerindeki tavır vs gibi temel direklerde anlaşılamıyorsa bunların üzerine inşa edilen ilişkinin de maalesef yürüme olasılığı pek yok.
Arkadaşlık ilişkilerinde bir miktar daha esneklik payı olabiliyor. Yani örneğin ben ateistken kendince inancını yaşayan biri ile arkadaşlık ilişkimi yürütebilirim. ama dini hayatının temel noktasına almış biri ile arkadaşlık yürütmem mümkün değil. Ya da politik bilinci olmayan biri ile arkadaşlık yürütülebilir ama bir siyasal islamcı ile bırakın arkadaşlığı aynı masaya oturmam bile mümkün değil.
Kısaca zaten koyduğunuz filtrele takılan insanlar, sizin içinize sinmediği için o filtrelere takılıyor. Karpuzu kestiniz, baktınız kelek. Hala yemeye devam mı edeceksiniz?
Bu ülkede kendini solcu olarak tanımlayandan da bir cacık olmaz. Sağcı olarak tanımlayan kalmadı zaten sanırım. Saf nefret kaldı geriye siyasi görüşlerden. Sosyal medyadaki algı yönetimi getirdi insanları buralara. Tüm dinciler ahlaksız, tüm solcular terör örgütleri tarafından davar gibi güdülüyor, tüm Kürtler Türk düşmanı, tüm araplar işgalci gibi bir sonuca yöneltiyor sosyal medya. O yüzden özellikle bu konularda kırmızı bayrak dikmeden önce kök-sebep analizini yapmak lazım.
Onun dışında genel olarak konulara bakacaksak da eğer buluttan nem kapan biri değilsek ve o kırmızı bayraklar gerçekten mayının üstüne dikilmişse ona uymak lazım. Yalnız kalmak, toksik, sorunlu, takıntılı tipleri hayatına alıp hayatını zehir etmekten iyidir. Keşke bunu tanrısal bir güçle adeta bir oyun gibi herkesi etiketleyecek şekilde görebilseydik. Karaktersizler, karaktersizliklerini yeni tanışmanın handikapı ile rahatça gizleyip hayatımıza sızamasaydı.
Bu hayatta herkese ihtiyaç olabiliyor. Sağcı veya solcu diye insan ayırmak seneler önce yaptığım bir hataydı. Şimdi her kafadan insan ile tanışıyorum ve ayırt etmiyorum(terörisler hariç). Çünkü o adam onu doğru biliyorsa sen o kişiyi kendisinden koruyamazsın. Aynı fikirde olduğun adamlarla da muhabbet akmayabiliyor. Adam ırkçı ise, aşırı dinci ise tatlı tartışmalar yapabiliyorsun. Ama ikimiz de Atatürkçüysek, evet doğru diyorsun ve konu kapanıyor. Böyle çok daha mutluyum.
Örnek kırtasiyeden bir şeyler yazdırıyorum, ama ofiste yazıcı var. Gitme sebebim adamın koyu çarşaflı dinci olması. Noldu bak meclise bilmem ne başını çağırdılar diyorum, cuma günleri namazda seni göremedik diyor. Gülüp geçiyoruz. Gibi gibi. Bence adam elemeye yer aramasak çok daha güzel olacak.
siz bu sekilde ali riza bey gibi davraniyorsunuz. dogru bir tane degil. herkesin dogrusu kendine.
alevi diye onun görüsmem diyen haci dededen farkiniz yok bunu yaparak.
ayrica birinin sizinle düsünce anlaminda carpismasi güzel bir sey. beyin acar.
Kendi yankı odanızdan dışarı çıkamayacaksınız böyle yaparak.
Hayatınızda iki üç kişi, sizden olmayanlara ıyy pis dinci, sağcı faşist deyip duracaksınız. Bu mudur?
Solcunun da sağcının da aşırı uçlarda dolananı, makul olmayan, karikatürize tipleri var, tutup da "Ehonomi kötüyse telefonunu göster" diyen dayıyı bağrınıza basacak haliniz yok. Ama bizimle aynı görüşte olmayan herkes de çöp değil ya, bazen dinlemek lazım insanları. Belki birinin üstünü solcu değil diye çizerken iyi bir arkadaş kaçırdınız?
Flört için değil ama arkadaş edinme konusunda bu tarz bir yaklaşım zaten temelden sakat. Böyle bir tutumla hayatınıza insan kazanmaya değil, yanınıza yaklaşanları sürekli olarak elemeye çalışıyorsunuz. Bu da en ufak şeyde insanların üzerlerini çizmeye sebep oluyor. Size özel bir şey de değil bu. Etrafımda çok görüyorum. İnsanlar birbirlerine tahammülsüz. Kimse kimseyi tanımak, dinlemek istemiyor. Kendi hayat tecrübelerine göre kısa yoldan etkiketler yapıştırıp tanıştıkları insanları büyük bir özgüvenle "notlandırılıyorlar". Sonra şöyle yalnızım, böyle yalnızım diye ağlıyor herkes. E ne bekliyorsunuz?
Fikri, düşüncesi ne olursa olsun bunları mantıklı savunabilmesine, kendini ifade edebilmesine bakıyorum ben. Bazısı gerçekten neyi neden yaptığını, neyi neden düşündüğünü dahi bilmiyor. Açıkçası aptal olmaması yeterli. İlk süzgecim bu.