Bunu başka yaşayan var mı?

Ben buna dönüştüğümü fark ettim ve bu düşünce eğilimimden son derece rahatsız oluyorum. İnsanları politik görüşlerine, önceliklerine, değer verip sevdiklerine ve saydıklarına göre sınıflandırıyorum. Bu işlemden sonra ise onlara objektif davranamıyorum. Son zamanlarda en çok muhalif olduğunu iddia eden ama çıkar uğruna aksi şekilde davrananlar dikkatimi çekiyor, ister istemez pek de orta yollu olmayan bir tavra bürünüyorum.

Yakınlarda samimi düşüncesi tamamen farklı olmasına rağmen para için AKP trollüğü yapan bir rockçı (?) için Doğan Duru gibi müzisyenler aforoz kampanyası başlatmıştı. Buna bir grup ise "özel hayatında istediğini yapabilir, istediğine inanabilir, istediğini savunabilir ve bu sizin onun müziğine olan tavrınızı değiştirmemeli" demişti. Benim içinse sanat, ürün, emek vb. karakterle anlam kazanıyor ve bunları birbirinden ayıramıyorum. Bu da bir hayli yorucu esasında.

Ülke gündeminden uzak durmak bu eğilime çare olur mu? Bu onun bir ürünü mü? Gerçi sokağa çıkınca etrafımızı yine kaplıyorlar. Belki bu ülkede yaşamanın bir getirisidir bu ve kaçınmak mümkün değildir. Birlikte konuşalım.

 

Bizim ülke sanatçının özel hayatında yaptığı bizi ilgilendirmez denebilecek bir yer değil

insanları politik görüşlerine söylemlerine eylemlerine göre yargılayıp sınıflandırıyorum evet +1

grimavi

aynını yapıyorum ve bence bu iyi bir şey. kimse karşında çay içerken bu aptallıkları savunmuyor, çünkü o kişiyi çoktan elemiş oluyorsun hayatından. zamanında aman ayıptır günahtır eski arkadaştır diyip o kadar çok saçmalayan insana tahammül ettim ki şimdi bunların yokluğu beni mutlu ediyor. sanatçılar da adam olsun ya. otuz yıllık teoman fanıyım geçen gün ettiği laflar yüzünden yemin ediyorum tiksindim adamdan. her gün dinlediğim şarkıları açmaya elim gitmiyor.

titanyum22

Medya üzerinden takip ettikleriniz size kalmış bir şey aslında. Açık görüşlü olacaz diye her haltı takip etmek dinlemek durumunda değiliz. Pekala bir açıdan şahsi bir boykot, fena da olmayabilir kişisel alanımızda.

Ama dediğinizin varacağı nokta eger bir yankı odasında yaşamaya donecekse o başka. Onun dışına çıkmayı elzem kılan zaruri durumlar olusunca hayatınızda cuvallarsiniz. Örneğin is ortamı, çocuğunuz varsa ya da olursa sınıf öğretmeni, sınıf annesi, diğer veliler, varsa akraba toplantıları ve ilişkileri...

Ben şöyle yapıyorum, yakınımda tuttuğum ya da hatta yakın hissettiğim insanlar birebir benim kopya gibi aynı şeyleri dusundugum dinledigim izlediğim değil de, farklı birçok tarafı, bakış açısı olan kişiler. Ama şöyle bir özellikleri var benim icin, birlikteyiz ve bu farklılıkları usturupluca tartisabiliyoruz ve bundan verimli şeyler de çıkıyor.

Ha şu var, bazı insanların desteklediği seylerdeki omurgasizlik zaten karakterinin bir yansıması oluyor, böylesi ile de zorunlu olmayan (is ilişkisi gibi şeyleri kastediyorum zorunlu derken) ilişkileri sürdürmek zaten pek mümkün değil.

encokbenisevinnolur

Ülkedeki kutuplaşma iklimi sebebiyle normal geliyor bana artık. Çünkü iş artık zevkler renkler meselesinden çıkıp kişinin hayatına müdahaleye döndüğü için, doğal olarak düşmanca yaklaşıyorsun.

Yankı odası fikrine katılmıyorum çünkü ortada çoğu zaman demokratik bir zemin olmadığı için karşıt görüşün bana katacağı bir şey kalmıyor. Sosyal hayatta, kişinin genel prensiplerine bakarak, politik görüşü uymasa da başka konularda alışveriş yapılabilir olmasını değerlendirebiliriz ama benim için artık çok temel bir prensip meselesi olduğu için bu konu, isterse dünyanın en faydalı insanı olsun yine de onunla oturup kalkmak istemem. Çünkü benim için önemli temel prensipleri eksiktir ve çok temelden ayrışıyoruzdur.
Ben alternatif karşıt fikirleri temel prensiplerimizn uyuştuğu ama biraz daha yukarıda farklılaştığımız insandan alırım, o kalsın.

Bruce

çalıştığım çevre gereği sınır koymuyorum. ama ortama girdiğimde içtiğimi, solcu olduğumu, domuz eti yediğimi söylüyorum. zaten ben koymadan o grup hemen sınırlarını koyuyor.

mikahakkinen

Gündemden, sosyal medyadan uzak kalmak büyük ölçüde çare oluyor. Verilen bir cevapta da kutuplaşmadan bahsedilmiş, ben de büyük ölçüde buna bağlıyorum. Senelerdir maruz kala kala yer etti artık içimizde. Hareketlerinden hatta bazı insanların sadece bakışından bile anlaşılabiliyormuş gibi geliyor artık siyasi tutumu :D Ha bu AKP ile de alakalı değil bence, insanımız böyle. Senelerdir siyasi partiler yalnızca kılıf değiştiriyor. Ben artık insan görmek istemez bir hale geldim. Oturamadığı için bir sonraki metroyu kapının dibinde bekleyenler dahi delirtiyor artık :D Mümkün olduğunca kendi çevremle iletişimde kalmaya çalışıyorum. Muhatap sayısını azalttıkça mental olarak daha sağlıklı hissediyorum.

lüzumsuz adam
1

mobil görünümden çık