Birkaç sorudan oluşan bir potpuri bırakıyorum buraya. İsteyen istediği sorudan başlayabilir veya yalnızca istediği soruya cevap verebilir :) silmeyeceğim

1 Kurumsal işinden ayrıldıktan sonra kendi işini kuran duyuru kullanıcısı var mı? Sizin için olumlu mu oldu olumsuz mu? Ne güzel eve gidip kafayı vurup yatardım, kendi işim olunca sürekli vergi, belge, ay sonu maaşlarını falan düşünüyorum huzurum kaçtı diyen var mı özetle?

2 Bu ekonomik konjonktürde küçük ölçekli bir iş kurmak sizce mantıklı mı?
Daha önce bu yönde herhangi bir deneyimi olmayan bir kişi kadın giyim üzerine butik, takı dükkanı, sadece tırnak üzerine güzellik merkezi, seramik kursu gibi işleri kotarabilir mi mesela yoksa batırır mı? Yeme içme cafe işleri düşünülmüyormuş.

3 Sizin 800 bin gibi bir sermaye ile en az riskle nasıl bir girişimcilik fikriniz olurdu?

 

Ekonomik konjonktür diye bişey yok. Her dönemde bu devirde iş kurulmaz diyenler var. Bir de kurup para kazananlar var. Önemli olan sen nasıl bir isi nerde ne şekilde kurup nasıl kotaracaksin.

20 senedir takı isindeyim. Çok zevkle çok para kazandım. Bu sonbaharda erken emekli olup mağazalarımı devrediyorum. Pandemide de depremde de savaşlarda da hep iş vardı. Burada önemli olan işin adı sermaye vs değil. İşin nasıl yapılacağı. Kurumsaldan ayrılan kişilerde ve çevresinde gereksiz bir saglamcilik ve korku oluyor. Bu da hata yaptırıyor. Diyor ki mesela kirası az olan ara sokakta küçük tatlı bir işyeri açayım. Orada büyüyüp sonra daha iyi yere gecerim o ara sokakta o az kira asla odenemiyor çünkü çok az insan geçiyor ve o insanlar ana caddede ışıl isil bol cesitli mağazalar varken o tatlı dükkana uğramak istemiyor. Yani baştan büyük düşünen pahalı kıralı işlek yerde para basarken romantik gerçekçilik ten uzak ve cekinceli iş planı yapanlar batıyor. Misal benim kiram 62 bin TL. Bunu duyan taze bir girişimci direk korkuyor. Oysa hiç sormak aklına gelmiyor günde kaç lira satış oluyor.

Yani demek istediğim her işte para var. Önemli olan bakış açısı. Bu arada seramik kursuyla ancak harçlık çıkar. Butik işi çok zor rekabet büyük. Güzellik merkezine en az 2 milyon lazım. Takı, hediyelik eşya, tattoo-piercing gibi işleri tavsiye ederim

deer hunter

Ben kurumsal hayatı bırakmadan iş kurdum. Birini seçmek zorunda değilsin. Maaşla zengin olunmuyor. En fazla orta direğin üst kısmı olabiliyorsun. Kendi işinde inanılmaz paralar var.

gabe h coud

@deer hunter'a birinci paragrafı hariç katılıyorum.

2001 krizi için 'Ne kadar küçükmüş.' diyeceğimiz bir sürece giriyoruz. Şu an var olan işimize sahip çıkma, yerlerimize oturma, kemerlerimizi sıkıca bağlama zamanı. Uçuşa geçiyoruz.

Bu kışı bir atlatalım, sonrasını sonra düşünelim bence.

Mirket

Gabe +1
Mümkünse maaş gelirken yapmaya bak. Baktın iş çok, yetişemiyorsun ondan sonra istifa edersin.

merhum

Ben hem kendi mesleğimi kendi işime çevirdim, hem de e-ticaret yapıyorum, eşimin ailesinin de küçük bir restoranı var. Ben işten ayrılmadan kurdum kendi şahıs şirketimi.

1-Mesleğinizi bilmiyorum belki daha detaylı anlatırsanız daha aydınlatıcı olur. Ama bazı kurumsal meslekler danışmanlık yapmaya müsait. Bu çok ucu açık bir soru. Ama şunu unutmayın, mesela yazılmcısınız. Bir şirkette sadece yazılımcı olarak çalışıyorsunuz. Kendi şirketinizi kurduğunuzda yazılımcı, muhasebeci, pazarlamacı, müşteri ilişkileri yöneticisi, satın almacı, IT vs hep sizsiniz. Yani sadece kendi işinizi bilmeniz yetmiyor. Diğer işleri de iyi bilmeniz lazım. Özellikle pazarlama ve müşteri ilişkileri. Bu işlerde biraz dedikasyon önemli. Şöyle düşünün aybaşı mesela bu hafta herkesin maaşları ödendi. Arkadaşlarınız cumartesi akşamı mekan mekan gezerken siz oturup aysonu faturalarınızı kontrol etmekten sıkılmayacaksınız.

2-İşe göre imkana göre değişir. Sermayesi olan için krizler büyüme fırsatıdır. Ya da bazı iş kolları için krizler büyüme fırsatıdır. O riski siz analiz edeceksiniz. deer hunter haklı. Birçok yeni girişim en temel masraflardan kısıyor, en gereksiz yerlere para harcıyor. Mesela adam kirası çok diye ana caddeye gitmiyor, ara sokakta dükkan açıyor. Ama dükkana da güzel görünsün diye bir dünya dekorasyon masrafı yapıyor. Oysa ana caddede ortalama dekorasyonlu bir dükkan, ara sokakta süper dekorasyonlu dükkandan çok müşteri çeker gün içinde.

Bilmediğiniz işi yapmak risktir her zaman. Çünkü bilmediğiniz ön görmediğiniz bir sürü aksaklık çıkabilir. Bir kadın arkadaşımız kurumsal işini bırakıp nail art dükkanı açtı. Dükkan 2 seneye yaklaşıyor. Ama ilk sene cebinden ekstra 1 milyona yakın masraf yaptı. Bilmediği makineler alması gerekti, o işi yapabilmek için ekstra sertifikalar alması gerekti eğitime gitti, eleman çalıştırdı sürekli eleman değiştirdi, dükkanın yeri iyi olmadığı için taşındı. Daha yeni yeni kar etmeye başladığını söylüyor.

Saydığınız örneklerde en basitinden nereden ucuz ve kaliteli ürün alınır bilmeniz lazım. Pazarlık edebilmeniz lazım. 10 lira diyen adamdan o malı 8'e alabilmeniz lazım gibi gibi. Ben olsam ilgilendiğim işle alakalı vaktim ve imkanım varsa böyle bir dükkanda part time çalışırım. Ya da denemek için pazara çıkarım. Sosyete pazarı denen pazarlar iyidir bu konuda. En azından tek maliyetiniz ürün ya da tezgah maliyeti olur. 10-20binlik mal alıp tezgah satışıyla oradan kar edebiliyorsanız dükkanı da döndürme şansınız artar. Bir de toptancı vb öğrenmek için ideal yerdir pazar. Elbet kulağınıza isimler adresler gelir.

E-ticaret bambaşka bir olay. Öyle dükkan açtım gelsin satışlar diye bir dünya yok. E-Ticaret tamamen sayısal bir hesap işi. dijital pazarlama burada kritik. Birçok insan bu yüzden zarar ediyor. Atıyorum cebinde 100bin var. 90bin lira mal alıyor, 10 bin lira site yaptırıyor. Sonra full zarar. E-ticaret için sermayenizin ciddi bir bölümünü reklama harcamanız gerekiyor. Orada da çok iyi hesap yapmanız lazım. 100 lira kar etmek için kaç lira harcamanız gerekiyor gibi.

Kurumsal işinizi danışmanlığa çevirmekten bahsedelim biraz da. Bu sektöre göre değişir. Ama işinize ayırdığınız vaktin belki 2 katını müşteri bulmaya ayırmanız gerekiyor. Burada network çok önemli oluyor. Mesela çalıştığınız firmada aranızın çok iyi olduğu müşteriler vardır. Siz danışmanlık yapacağınızı söyleyince "kesin seninle çalışırız" da derler. Ama siz o kurumsal çatıdan çıktığınızda size bakışları değişir. Bu tip işlerle ilgili benim gözlemim "sorun çözen adam olmak" müşteri sağlıyor. Atıyorum ik alanında danışmanlık vereceksiniz. Sabaha kadar sunduğunuz hizmetleri anlatın işe yaramaz. Ama o ik yöneticisinin üzerinden bir iş yükünü alabilirseniz örneğin spesifik bir alanda eleman araştırması, o zaman para kazanmaya başlıyorsunuz.

Maalesef türkiye'de insanlar kurumsal hizmet aldıkları şirketlerden hizmet değil "iyi hissetmek" gibi bir hizmet satın almayı seviyorlar. Pazarlama, yazılım, ik, finans, organizasyon... Birçok sektörde şahıs firmaları ya da ufak işletmeler tanıyorum. Aşırı vasat işler yapmalarına rağmen, müşteriyle araları çok iyi diye yıllarca para kaznaıyorlar. Ya da çok iyi iş yapıp müşteriyi hoş tutmadığı için iş kaçırıyorlar.

Daha geçen gün bir organizasyon şirketi seçiliyordu bir firma için. A firması inanılmaz iyi teknolojisi olan bir sahne tasarlatmış. Adamlar zaten çok iyiler bu konuda. Ama çok almanlar yani işlerini yapıyorlar. Daha eski usül bir firma geldi sunuma. Sahibi sohbetle, goygoyla, dedikoduyla, biraz da ikramla işi kaptı.

Yani sırf kurumsal işinde çok başarılı olduğu için danışmanlık yapmaya başlayınca başarılı olacağını zanneden çok insan var. Orada işler başka türlü yürüyor.

Bu tip işlerde siz kendiniz çalışmaya çalışırsanız da büyüyemezsiniz. Yani müşteriyle işi yapacak insan arasında süpervizör olmanız lazım. İlk başta maaşla adam çalıştıramazsınız ama freelance outsource edebilirsiniz.

Size tavsiyem aslında muhasebecimin bana tavsiyesi, ilk başta bir kosgeb kursu alın. Muhasebe eğitimi alın. O eğitim sırasında da kendinize çevre edinebileceğiniz her yere gidin. Aynı sektörde bir tanıdığım vardı. Yıllardır her yerde bedava seminer veriyor mesleğiyle alakalı. Ticaret odası, üniversiteler, şirket organizasyonları... Adam ilerde danışmanlık yapacağı güne yatırım yapıyormuş meğer. Bir sürü kontakt oluşturdu farklı sektörden.

3-800bin gibi bir sermayeyle bilen adam çok şey yapar, bilmeyen adam hiçbir şey yapamaz. Ne yapacağınızı biliyorsanız 100bin bile iyi bir sermaye sayılır. Bu konuda yine deer hunter'a katılıyorum. En az riskli iş diye odaklanırsanız kaybolursunuz. Bir işi seçip oradaki riski minimize etmeye odaklanın.

Sermaye sadece maddi değil, beşeri sermaye diye bir şey de var. Bilgi en başta.
Akademik bilgi gibi düşünmeyin, en ucuz tekstil satan toptancılar listesi de bir bilgidir. Ama birçok akademik bilgiden daha zor elde edilir bu liste:)


gabe de haklı. 2025 çok belirsiz görünüyor.
Ben bu sene kendimi eğitme senesi olarak düşünürdüm. Kosgeb eğitimleri, küçük denemeler vs... Dijital pazarlamayı kesinlikle öğrenirdim. İçine kapanık biriyseniz sosyalleşmeye bakardım. Satış eğitimleri falan var mutlaka giderdim.

Bence asıl işinizi bırakmadan (işiniz ve sözleşmeniz uygunsa) yandan ufak ama sağlam ilerleyen bir "side hustle" gibi bakardım bu duruma.

anten

Anten çok güzel izah etmiş. Arkadaşlarls bulusamadigimiz nokta şu. Evet 2025 ye ekonomik durgunluk olacak. Ve bu harika bişey. Nasıl mı? Takı işi yapacaksaniz müşteriniz kadinlar. Kadınlar kriz döneminde daha çok alışveriş yapıyor. Çünkü depresyonu artıyor. Ve kadınlar alışverişi genelde ihtiyaç olduğu için değil anlık iyi hissetmek kendini şımartmak için yapar. Bu bir tahmin değil. 20 senelik ticari gözlem. Ayda 20 parça takı alıp yilarca aynı takiyi takan kaç kadın var bilseniz sasarsiniz. 2001 krizinde de İzmir'deki oltaci bir arkadasim normalde akşam 6 da kapadigi dükkanı geceyarisina kadar kapatamamis. İşsiz kalıp evde eş dirdirina maruz kalan bütün erkekler oltaya balığa sarmış. Bu insan tanımak müşteri psikolojisi bilmem demektir. Kriz döneminde temel ihtiyaclarin satışı artıp zevk ihtiyaçlarının satışı azalır sanilirken tam tersi olmuştur hep. Kozmetik işini ikinci dünya savaşından sonra yalnız kalan bunalimdaki dul kadinlar patlatmistir.

deer hunter
1

mobil görünümden çık