Örneğin: halam var %90 engelli. Onu dışarı çıkardığım zaman arabayı engelli parkına bırakıyorum çünkü 80 yaşında kadın yanımda belgeli ispatlı engelli. İçinde engelli olmayan bi araba park edince de gıcık oluyorum. Bunu anlatıyorum. Hemen diyor ki senin araban da engelli arabası değil, koyamazsın. Yanımda %90 engelli var diyorum. Hayır koyamazsın o zaman halanın araba için de engelli kartı alması falan diyor. Ben orda engellilikle alakası olmayan insanların park etmesinden bahsediyorum o başka bişeyle beni suçluyor.
İş yerinde çifte standart yapılıyor. Örneğin bir kişi 1 saat geç kalıyor hiç bi işlem yapılmıyor, ben 5 dakika geç kalayım uyarı yiyorum vb…bunu anlatıyorum bu durumun sinirimi bozduğundan falan. Hemen diyo ki sen de geç kalma. Başkalarından sana ne. Uyarı almakta haklısın falan diyor. Oysa sadece abi haklısın ama napcaksın işte bi bozuk düzen falan dese yetecek ama sürekli haksız olduğuma ve sorunun bende olduğuna ikna etmeye çalışıyor beni.
Bazen yaşadığım şehirden şikayet ediyorum. Madem şikayetçisin o zaman taşın allah allaaah gibi önerilerde bulunuyor. İş yerimdeki olumsuz olayı anlayıyorum, e sen de istifa et falan diyor. sürekli beni suçlama hali.
Ama kendisi schengenden red aldı. Şu ana kadar hiç çalışmadı. Hesabında para yok, bordro yok, doğru düzgün giriş çıkış yok. Ben de evet vermiyorlar bu dönemde dedim. Benim burnumdan getirdi senin benimle derdin ne falan diye. Sen benim gitmemi istemiyorsuna geldi olay.
Geçen 4 kişi oturuyorduk bi arkadaşımın arkadaşının otizmli çocuğu varmış çalışma koşullarından bahsetmişti onu anlattım. Olayın içinde hiçbir kötü ya da iyi bi durum yok. Annenin iş koşullarıyla ilgiliydi. Herkesin içinde bana “benim anlamadığım insanların otizmli çocuğunu neden yemek masasına konu ediyorsun” falan diyor. Herkesin içinde erdem show yapıp bi de sanki ben kötü bi insanmışım gibi izlenim veriyor.
Bugün yine mağdur olduğum bir konuyu ona anlatırken beni suçladı. Ben de ehh yeter yaaa, diye yükseldim. Ben yükseldikten sonra da özür mesajı atmış. Ben de ona artık bişey anlatmayacağımı yazdım. Bu sefer de gerçekleri duymak istemiyor falan diyecek ama alakası yok.
Sizce bu kişiyle arkadaşlığımı nasıl ele akmalıyım? Komple hayatımdan çıkarayım mı yoksa hiç bişey anlatmama kararı mı alayım. Aynı şehirde olsak hiç anlatmayayım yememe içmeme gezmeme bakayım diyeceğim ama aynı şehirde değiliz. Acaba benim bi şeylerden şikayet etmem ona toksik mi geldi? Abi günümü anlatıyorum haliyle olumsuz şeyler oluyor. Neden anlatmayayım ki? Ayrıca o da sürekli dışarı çıkmış halk şöyle yapmış böyle yapmış, banka oturmuş önünden geçmişler falan gibi aşırı tuzu kuru şeyler anlatıyor. Ben ona “e halkımızdan şikayet ediyosun, sen de dışarı çıkma” gibi şeyler demiyorum. Ne yani? Sizce bu kız neden böyle yapıyor?
Merhaba, biriniz yaşadığınız zorluklarla duyulmak istiyor, haklı ve haksızlık çerçevesinde onay bekliyorken diğeriniz tavsiye veriyor. Bazen ikinizin de bazen de bir tarafın ihtiyaçları karşılanmıyor. Arkadaşınızla sohbete başlamadan önce; siz istemedikçe öneride bulunmamasını rica edebilirsiniz. Yine yorum yapması/yapmaması konuşarında da önden ricada bulunabilirsiniz. "Bugün yine mağdur olduğum bir konuyu ona anlatırken beni suçladı." bu ve benzeri olaylardaki yaklaşım;mağdur olduğunuza dolayısıyla haklı olduğunuza dair onay beklediğiniz bir yaklaşım. Destek ihtiyacınız varsa, daha olumlu bir cümleyle anlatmayı deneyebilirsiniz.
anladığım kadarıyla sen biraz pohpohlanmak istiyorsun. abi sen haklısın densin, senin yaptığın doğru densin, yaptığın hareketlerin desteklensin istiyorsun.
benim de öyle bir arkadaşım var ne anlatsam beni suçlar konudan bağımsız. sizi anlayabiliyorum.
büyük bir ihtimal arkadaşınız sizi sevmiyor ve anlattıklarınızı dinlemek istemiyor. bir de sohbetlerinizde belli ki konuşmacı taraf daha çok sizsiniz o sadece cevap vermek için sizle konuşuyorsa büyük bir ihtimal sizi ciddiye bile almıyor.
bir de siz belli ki duymak istediklerinizi söyleyebilecek birine ihtiyaç duyuyorsunuz ve karşılık göremeyince deliye dönüyorsunuz. bence o arkadaşınızla iletişimi kesin. ona bir şey anlatmak ve ona ihtiyaç duymak zorunda değilsiniz.
bu arada çoğu konuda da haklı kimse sizi pohpohlamak evet sen haklısın demek zorunda değil.
dedikodu misali ben işe geç kalıyorum kızıyolar baskası gec geliyor kızmıyolar böyle düz bi muhabbet hem neden anlatılır ki kime ne fayfası var :)
aranızdaki ilişki toksikleşmiş fakat siz farkında değilsiniz. ya da farkına varmışsınız ki bu duruma isyan ediyorsunuz.
Sizin eğri ya da doğru olmanızdan ziyade karşınızdaki insanla ilgili yorum yapacağım:
Bu tip bireyler karşısındakini dinlemezler, onların kafasındaki teorik dünyaya siz mekanik biçimde sığmak zorundasınız. Hayat hakkında kesinleşmiş, formülize edilmiş bir içgörüleri var. Buna uymadığınız her durumda size ahlak sinyallerler, sizi suçlarlar. Bir sorunu paylaşmak her zaman yakınmak ile ilgili değil, bazen de yakın arkadaşınız, partneriniz vs. tarafından desteklenmek ihtiyacıyla tezahür eder. Aranızda net bir frekans farkı var, siz kendinizi duyurmak isterken o bunu reddediyor.
Hayatınızdan çıkarıp çıkarmamak sizin bileceğiniz iş, ama bana kalırsa en iyisi hiçbir şey anlatmamak.
20 yıllık arkadaşlık çok özel bir şey öncelikle. bunun kıymeti bilinmeli. illa biliyorsunuzdur da, burdan başlayayım dedim :)
bazısı ağzını şapırdatarak yer, bazı arkadaşlar kokar, bazıları dinlemez. her arkadaşlıkta binbir türlü dert var. sizin derdinizi küçümsemiyorum, ama dertsiz tasasız bir ilişki yok. zaten bu yüzden yirmi yıl devam etmişsiniz.
öncelikle, "bir daha sana derdimi anlatmayacağım" gibi kararlar üzücü. arkadaşınız bu yüzden özür dilemiştir. ama ben böyle aksi düşünen arkadaşları severim. anlattığınız örneklerin çok daha farklı versiyonları, sizin yüzde yüz haklı olduklarınız vardır. ve evet, insan bazen sırf onaylanıp geçilsin istiyor. dost dediğin, en olmaz şeyleri bile normalleştirir, kabul. ama şu açıdan da bakabilirsiniz, bir saat geç kalanların olması, sizin beş dakika geç kalmanızı gerçekten de doğrulamıyor. siz de aslında bunun farkındasınızdır. bu arada engelli park yerine içinde engelli olan normal araçların parkına açık mıdır, bu da ayrı konu :) şunu demeye çalışıyorum, olayları 'he' deyip geçemiyor demek ki arkadaşınız, irdeliyor. yapısı bu. ama bu durum sizi sevmediğini, saygı duymadığını göstermeyebilir. yapısı budur.
mesela çok sevdiğim biri var, o kadar ince ince düşünür ki, sinirden kudururum bazen. cafeye girdik diyelim, oturacağız bir yere "aslında cam kenarı daha ferah olur" der ve ben cam kenarındaki masaya doğru gidecekken durdurup "ama orası da biraz güneş alabilir, güneş kremi de sürmedik" gibi bir şey der. oturduğum yere yerleşecekken de, "burası da servis alanında gerçi... ama aslında..." falan diye başlar. ay nefret. ama yapısı bu. ben konuyu başka bir şeye çekince kapatır neyse ki. uzun süre takılı kalmıyor. ama kararlarında abartılı pimpirik.
tabi bunun yanında kızlar içten kıskanabiliyor, dışa vurumları daha sinsi olabiliyor. ilişkinizi bilen sizsiniz. önemli olan bu hareketleri sadece size mi yapıyor? bence buna bakmak lazım. başkalarına yapmıyorsa oturup konuşmak lazım. kızarken, küserken bile ayrıntılı konuşmak en iyisi. "zaten bütün yaptıklarının farkında" diye düşünmeyip, baştan başlayıp örneklerle ilerlerseniz belki işe yarar. yirmi yıllık geçmiş kıymetli çünkü.
Arkadaş yeri gelince tabii ki eleştirecek ama on konuşmanın onunda da böyleyse çekilmez. O artık sizin üstünüzden ego tatminine giriyor. Hemen özür dilemesinden de belli, ne yaptığının bilincinde. Böyle arkadaşlar varken düşmana gerek yok:))
Siz ne yaparsınız bilmem. Ben irtibatı hemen kesmezdim. Bana dert yandıkça zaaflarını, eksiklerini yüze vura vura eleştirir, moralini hiç ederdim. Böyke bir iki intikamımı alır sonra ghostlardım.
Ben böyle insanlarla ya arama epey uzak bir mesafe koyuyorum ya da alakayı kesiyorum. Önce bütün yaptıklarını yüzüne söylüyorum ama. Zaten dünyanın en sorunlu insanıyımdır böylelerinin gözünde, buna dayanarak her şeyi çat çat konuşup daha da anlamıyorsa icabına bakıyorum. Çekilecek dert değiller çünkü. Bir de onlarla uğraşamam.
dogru arkadaslar bulmak istiyorsan eger kendine şu soruyu sor
"Bu adamin bana bu hayatta bir faydasi var mi"
Eger daha cok zarari varsa tekmele gitsin