Aile üyelerinin hepsinde mal mülk gırla ama hiçbiri mutlu değil. Kimse de birbiriyle görüşmüyor konuşmuyor.
Ben ailenin en küçüğüyüm, baba yıllar önce rahmetli oldu. Paraya pula onlar kadar değer vermiyorum. Ama bende de hep bi mutsuzluk hakim. Bu lanet beni bırakmadı. İlaç da kullanıyorum halbuki. Bir aile de kuramadım zaten. Terapiste de gittim ama b.mbok bi tecrübe oldu.
Epeydir buralara girmiyorum, anlık dürtüldüm ve içimden gelenleri yazdım.
Sizde durumlar nasıl?
EK olarak: İyi bir okulda kendi imkanlarımla iyi bir eğitim aldım. Çevresinde talep gören biriydim ama kendi içime kapanıp herkesle irtibatı kestim, alkolik oldum. Bu satırları içerken yazıyorum zaten. Çok uzun yıllardır içmediğim tek bir gün olmadı. Covid geçirdiğimde bile içtim öyle söyleyim. 5-6 aydır Lustral 100 mg kullanıyorum. Biraz iyi geldi evet, yoksa bi yerden atlardım sanırım ama sihirli değnek olmuyor haliyle. Yeni terapist arayacak mecal de kalmadı. Ruh gibi yaşayıp gidiyorum.
En yitik versiyonumdayım.
Bunları da niye yazdım bilmiyorum.
Sevgiler.
ailen neden kötü neden hep kavga hakim sebepler neler?
baya kötü bende de. bir de tek cocuk olarak büyüme yalnizligi.
hic standart, toplum normlarina uygun bir iliski yasayamadim. match olabildigim insanlarin bakgroundlari da kötü oldu.
icimdeki husursuzluk, güvensizlik hic gecmedi. ancak kendi cocugum olursa gececegini düsünüyorum.
Güzel kardeşim, aileni bir kenara bırak. Sen değiştiremezsin onları. Öncelikle alkolü bırakacaksın, ardından kendi alanına geeçeceksin. Sonrasında işine gücüne bakacaksın. Ama en nihayetinde geriye dönüp arkana bakmayacaksın. Alkolü bırakman çok çok önemli, hayat devam ediyor. Yaşamana bak
hayatın benim hayatıma cok yakın ben de ilaç kullanıyorum.
sana verecegim en buyuk tavsiye gecmişe takılı kalma, gecmıs bır tuzaktır. o tuzaga gırersen cıkamazsın. daima bugune odaklan ve elin ayagın tutuyor dıye sanslı oldugunu unutma. tekerlekli sandalyede insanlar var yada gozlerı gormeyen sen sanslı oldugunu unutma ayrıca gecmısı degıstıremezsın ama gelecegı degıstırebılırsın. gelecek daha gelmedi dostum sen insaa edebilirsin. alkolu bırak sana tavsıyem kendıne bı spor sec ve yogun olarak spor yap. bunlar bana cok iyi geldi. bir de etrafında toxic insanlara tekmeyi bas varsa..
diger tavsiyem tek basına uzak bir yere tasınabılırsın gerekirse il degiştir yeni bi cevre yap sıfırdan basla. ama tekrar soyluyorum gecmıs bır tuzaktır onu dusunup bu tuzaga yakalanma. bugune ve ilerisine odaklan. sevgiler.
Dünyaya 20 kez gelsem yirmisinde de yine aileme gelmek isterdim.
Ben de benzer bir hikayeye sahibim, robert bosch gibi seçtiklerim de genelde ''garip'' insanlar oldu ve düzgün bir ilişki tutturamadım. Son dönemde kabullendiğim bazı gerçekler var, sana da yazmak istiyorum.
1. Ailemizi değiştiremeyiz. Yanlışlarını yüzlerine göstersek, düzelmeleri için bizzat uğraşsak da hiçbir sonuç elde edemeyiz. Kendilerinin zaten bu yönde bir isteği de yok. Bunu ummak, beklemek, hüzünle talep etmek sadece bizi yorar. Bu hayali terk edeceğiz.
2. Ailemiz bizim gerçeğimiz olmak zorunda değil. Onların çözmeyi beceremeyip bize yük ettiği hiçbir hali bir damga, bir etiket gibi taşımak zorunda değiliz. Onlara benzeyeceğiz diye bir kaide de yok. Biz farklı insanlarız ve kendi kendimize yeteriz. Kendi hayatımızın sorumluluğunu alamadığımızda bunu aile sorunlarımıza bağlayıp kendimizi derbeder edemeyiz, böyle bir lüksümüz yok.
3. Bizim diğerlerinden daha zor bir hayatımız var. Maddi ve manevi aile desteği almanın kıymetini en iyi biz biliriz, yokluğunu da en derinden biz hissederiz.
Bizi sarıp sarmalayacak, düştüğümüzde düşüşümüzü göğsünde yumuşatacak en yakınlarımız olmadığı için kendi kendimizin ailesi olmak zorundayız. Okuyacağız, çalışacağız, kendimize iyi bakacağız ve sağlıklı olacağız. Kendimize bunu borçluyuz. Sen de derinlerinde köksüzlüğünü hissettiğin o çocuğa bunu borçlusun. O yüzden alkolü bırakıp kendi kendinin yuvası olmalısın.
Ailelerimizin hastalıklı zincirini devam ettirmek zorunda değiliz. Zor gibi geliyor ama her şey gibi bu da bir alışkanlık. Uzun zamandır boğucu düşüncelere, kendini parçası olarak gördüğün sorun yumağına alışkınsın ve kendini ancak orada debelenirken tam ve huzurlu hissediyorsun. Bu döngüyü kırabilirsin, bu döngüyü kırabiliriz. Başta bizzat kendinde, sonra da kuracağın kendi ailende nesillerdir süregelen sorunları devam ettirmeyeceksin.
Ama dediğim gibi, önce kendine iyi gelmelisin. Senin senden başka kimsen yok ve ona bunu borçlusun. Onu daha fazla yorma, olur mu?
Sana bu konuda üç beş kitap da önermek isterim, kalbini çoktan hazır olduğun o değişime yumuşatacağına eminim. İlgilenirsen lütfen bana mesaj at.
Babam hariç ailemi çok seviyorum. Kendimi de çok seviyorum. Başka sevgiye ihtiyacım yok. Bana yetiyor. Çok da şey yapmamak lazım.
Yanıtlayan herkese ayrı ayrı teşekkür etmekle birlikte;
@moonie,
Şu bulanık gecede uzun süredir yaşamadığım, en altlara ittiğim duyguları yaşarken verdiğiniz yanıt kalın bir kitap kadar ağır ve bi o kadar sade geldi.
Sizin gibi insanları görebilme ihtimaliyle yazdım belki bu duyuruyu. Belki de; bilemiyorum.
Özellikle:
"Bizi sarıp sarmalayacak, düştüğümüzde düşüşümüzü göğsünde yumuşatacak en yakınlarımız olmadığı için kendi kendimizin ailesi olmak zorundayız. Okuyacağız, çalışacağız, kendimize iyi bakacağız ve sağlıklı olacağız. Kendimize bunu borçluyuz. Sen de derinlerinde köksüzlüğünü hissettiğin o çocuğa bunu borçlusun. O yüzden alkolü bırakıp kendi kendinin yuvası olmalısın."
Paragrafından çok etkilendim. Eğer ihtisas alanınız değilse gerçekten bir yaşanmışlık var burada.
@robert, @deepest, @zetnikov ...
ve cevap veren herkes.
Hepinizi çok seviyorum.
Bunu içip içip "öpüjem" yapışkanlığında ve sevecenliğinde hissedin.
Kaçıp sıvışana sözüm yok :)
Alanım değil fakat hayat bir şeyleri yağdırınca önce çevremizi, sonra kendimizi çözümlüyoruz. Ne yapacağımız kadar ne yapmayacağımızı da öğreniyoruz. Umarım hepimiz mutlu, aklı ve kalbi sağlıklı insanlar oluruz. :)
Evleneceğim zaman köstek olana kadar ben de kendi ailemi melek sanırdım.
Noktasına, virgülüne kadar beni anlattım. Seni o kadar iyi anlıyorum ki, moralim bozuldu. Yazık oluyor bizim gibilere bence.
Terapi terapistten terapiste göre değişen bir şey. Evet maalesef diplomayı alır almaz cahilce salak saçma işler yapan terapistler de var(mışlar) Ama size uygun tecrübeli düzgün bir terapist bulduğunuzda mevzu gerçekten değişiyor. Ümidi kesmeyin psikoterapiden bence.
Bi de döngüye girince insan kendi kendini yineliyor durumlar, bi şekilde minik bir motivasyon bulup aniden silkinmek gerekebiliyor mümkün olduğu kadarıyla (çok minik bi silkinme de olabilir)
aile-arkadaşlık-ilişki hiç fark etmez insanlar arasında bazı sorunlar aşılamıyorsa orada kapanmamış defterler vardır. ha bunun sorumluluğu kimdedir kimlerdedir bu bilinmez. defterleri kapatamıyorsanız da belki de siz kendinize yeni bir sayfa açmalısınız.
sanirim hala ailenizle yasiyorsunuz.
eger böyleyse tüm bahsettiginiz sorunlarin ana temeli bu.
bir durumu suclamak genelde buna karsi bir cözüm gelistirmekten daha kolaydir, cogumuz bunu tercih ediyoruz zaten. ama bu yanlis. bundan dolayi aslinda cözüme odaklanmak gerekiyor.
ben bu tarz durumlari ise benzetiyorum. nasil is dünyasinda kimse bahaneler ile ilgilenmiyorsa, sadece ama sadece sonuclarla ilgileniyorsa hayatimiza böyle bakmaliyiz bence.
bu yazdiklarim sadece kendi kisisel görüslerim, kesinlikle profesyonel bir yardim alin.
senaryo:
dün iki akraban birbiri ile tartışmış olsun.
bu gün senin yataktan kalkıp yatağını toplamana engel olan nedir? çişini yapıp elini yüzünü yıkamaktan geri koyan nedir? kahvaltı etmene nasıl engel oluyor bu durum?
aileni boşver, tam olarak şu anda biri, bir başkasına işkence ediyor dünyanın bir yerinde, bu olay senin gündelik hayatını nasıl etkiliyor?
iki yetişkin insanın kendi aralarındaki problemleri seni ilgilendirmemeli, onunla görüşürsen benimle görüşme gibi şeyler varsa da iyi o zaman dersin, bu lafı söyleyen seni kaybeder. seni kaybetmeyi göze alıyorsa zaten o kişinin duygusu, sana olan saygı/sevgisi, karşı tarafa duyduğu öfkeden daha az demektir. öfke > saygı.
kendi duygu ve düşüncelerinin başkalarının eylemleri ile etkilenmesine izin verme, etkilendiğin durumlarda ise (bazen bu imkansız oluyor) bu duygular ile tepki verme, sessiz kal, duygunun yatışmasını bekle.
hani öldürmeyen şey güçlendirir diyorlar ya hani, işte bu o aslında. yoksa mermi yedin diye daha iyi kaslara sahip olunmuyor.
ayrı evde yaşıyorsan, ailen aralarında tartışıp arayıp şöyle şöyle oldu diye anlatmaya başladıklarında direk o lafı kes ve "bunları dinlemek istemiyorum" de, bunu söylerken net ol, (sesin titremesin, tek nefeste söyle ve kararlı olduğunu sözlerinle değil, davranışlarınla anlat.
insan ilişkilerinde çoğunlukla ne söylediğin ve nasıl söylediğin ile birlikte fiziksel davranışlar ile kuruluyor. bakışı, duruşu, ses tonu, sonra seçtiği kelimeler vs. bunlar ise sözlerinden daha güçlü etki bırakıyor.
Sessizce günaydın demek ile günaydın!!! demek arasında karşı tarafta yarattığı etki farklı, ne söylediğin değil, nasıl söylediğinin etkisi ne söylediğinden daha fazla.
ayrı evde yaşamıyorsan en kısa zamanda bu durumu nasıl çözebilirsin ona odaklan, ev arkadaşı mı olursun, kendi evini mi tutarsın orası nasıl yaparsın o tamamen sana ait bir problem ve çözümü de bir tek sen bulabilirsin.
bir senaryo iki tane farklı son; sen hangisi olmak istersin.
durum:
anne baba ve bir çocuk, anne baba kavga ediyor.
senaryo 1:
çocuk yere çömelmiş, ağlıyor.
senaryo 2:
çocuk anne, babasına dik dik bakarak benim yanımda kavga etmeyin diyor.
sen hangi çocuk olmak isterdin, şu anda hangisisin?
Asgari ücretle bir işe gir a101e veya lcw ye düzelir.
aileyi kimse kendi tercih etmiyor.
iyi olması da kötü olması da şans.
misal şu an gazze'de olanlar da var.
seni mutsuz eden ne varsa bırakıp rahatlayabilirsin.
içine kapanmak bir çözüm sayılmaz. terapi zaten bok gibi bir tecrübe ama uzun sürede işe yarıyor. doktorunu değiştirebilirsin pek tbii.
para problemi olmayan akrabalar hayatta kalma mucadelesi vermedikleri icin bosa kalan zamanlarini birbirlerini yiyerek harcalar genelde.
gavurlarin bir lafi vardir, "it is a good problem to have" derler.