Siz napıyorsunuz mental sağlığınızı kaybetmemek için?
Teşekkürler
Koruyamıyorum.
gündemi takip etmeyi bıraktım. tv yok haber yok video yok kafam mis gibi.
İnsanların anası babası ölüyor da yeri geliyor cenaze evinde kah kih gülüyor, insan her şeye alışacak ve adaptasyon gösterecek şekilde evrimleşmiş biz de adapatsyon gösteriyoruz. Delirecek olsa Yahudiler gaz odalarında ölümü beklerken delirirdi mesela ama onlar da kamplarda günlük işlerinde çalışıyorlardı, bu kadar hassas olmaya gerek yok.
Kişisel algılamıyorum. İnsanlık, doğası gereği her zaman acımasız olmuştur. Dünya toplumları, askerlerin yönetimi ve kontrolündedir. Adalet diye bir şey yoktur. Bu bilgilere bakınca üzülmek yerine, bu bilgilere sahipken hayatımı nasıl güzelleştirebilirim ona odaklanıyorum. Arzu ettiğim değişim için kendimdem başkasına yardım edemem. Birey olmak böyle bir şey. Gerçek Bireylerin oluşturduğu kalabalık bir topluluk, insanı haklar için mücadele etmeye karar verirse eğer bir gün, ben de desteklerim. O zamana kadar; like i give a damn diyorum.
Senelerdir tv ve haber izlemeyerek
Tv ancak masterchefe bakiyorum annemle
Beslenmeye dikkat edip haftanin 5 gunu spor yaparak
Cevremdeki negatif insanlara tekmeyi basarak
Bi sikinti okursa icime atmadan direk enerjimi karsi tarafa bosaltarak
hayat acımasız. Her zaman her yerde kötü şeyler oluyor siz görseniz de görmeseniz de.
Gamsız olacaksınız. Yani elinizden geldiği kadar. Gamsız adam uzun yaşar mutlu yaşar.
Değiştiremeyeceğim şeyleri kafaya takmıyorum. Ben İstanbul'daki köpekleri koruyabilir miyim? hayır. Ekonomiyi düzeltebilir miyim? hayır. Niye bunları kafama takayım? Dünyada yaşayan insanlar ve hayvanlar acı çekiyor biliyorum ama elimden birşey gelemez.
Her sabah yeni bir korkuncluga uyaniyoruz, her gun bir baska sey icin isyan & mucadele etmek zorunda kaliyoruz. Ben kendi adima cildirmamak icin haber izlemiyorum, mesela bu sabahin konusu Altindag’daki kopek katliamini takip ediyorum ama videolarini izlemiyorum, spora gidiyorum, beni rahatlatacak dizi&film bisiler izlemeye calisiyorum.
Burada onemli olan empati yaparken icsellestirmeyi bir noktada durdurmak. Dunyada iyi kotu cok fazla sey oluyor her an her saniye. Her kotu seyi icimizde ozumsesek yasayamayiz. Bir noktada sakin kalabilmek icin empatiyi bir duzeye kadar yapmak zorundayiz.
Dünyada diye dedigin sey orta dogu foseptigiyse zaten umrumda olmaz.
TR'de olan seyler içinse sabrediyoruz, tasinip gidecegimiz güne kadar.
koruduğumuzu kim söyledi? sokakta kendim dahil aklı başında tek insan görmüyorum, sadece öyleymiş gibi taklit yapıyoruz
Tamamen kaçarak uzaklaşarak değil tam tersine okuyarak üzerine düşünerek benim gibi düşünen insanlarla internetten de olsa bağlantı kurarak, dünyadaki düşünürleri politik aktivistleri takip edip ilham alarak
Öncelikle gerçeği kabul edin, arabanız, refah bir hayatınız olmayacak, hükümet değişse her şey bir senede düzelmeyecek, 20-30 sene iyimser bir süre
Deli gibi gündem takip eden, hayatının yarısı twitter'da geçen, dünyada ne olup bittiğini takip edip avrupa'da aşırı sağın yükselmesini, abd'de trump'ın tekrar seçilme ihtimali olduğunu görüp buna üzülen ve saydığın diğer şeylere karşı da üzüntü besleyen biri olarak bunlara karşı "akıl sağlığımı koruma ihtiyacı" gibi bir ruh haline girmedim hiç bilemiyorum.
Yani hayatta pozitif şeylere daha mı çok odaklanıyorum ya da gamsızın teki miyim bilmiyorum ama boş zamanlarını değerlendirme yöntemi olarak oyun oynarken siyasi tartışma programı dinleyen; geçtim Türkiye'yi hatta Almanya, Fransa, Birleşik Krallık gibi ülkeleri, Macaristan'daki, Polonya'daki ve hatta Estonya'daki seçimileri sağcılar kazandı diye üzülecek derecede gündem bağımlısı biri olarak dünyadaki kötü gelişmeler beni derinden etkilemiyor.
Hayat hep bir şeyleri bekleyerek geçiyor, beklediğimiz şey geldikçe başka şeyleri bekliyoruz ve bu döngüyle yaşamaya devam ediyoruz. Bu sırada etrafımızda dönen olaylarda etkimiz olduklarına iyi etki bırakıp, etkimiz olamayacaklara da ses çıkararak hayatımızı devam ettirip ölücez işte. Bu kadar hassas olmaya gerek yok, travmayı doğrudan yaşayan kişiler hariç kimse akıl sağlığını kaybetmez dünyada kötü şeyler oluyor diye.
koruyabileceğim kadar takip ediyorum dünyayı, koruyamayacağım yerde bırakıyorum.
- Gündemi çok aşırı takip etmiyorum.
- Haftasonları uzun mesafeler koşuyuorum.
- Akşamları içiyorum.
- Kedi seviyorum.
Edmond honda+1
Vallaha nedense Türkiye'de yaşayanlarin gözüne Avrupa'daki sağ daha çok batıyor gibi. O kadar farklı ülkeden arkadaşım var, türk arkadaşlarım da var. Bir dakika bile şunun muhabbetini yapmıyoruz biz. Ama Türkiye'dekiler ile sürekli aynı muhabbet dönüyor.
Bence Avrupa'daki sağ yükselişini bu kadar kafaniza takmaniza gerek yok. Eğer bir firsatiniz varsa da bundan gelmiyorsaniz hata yapıyorsunuz. Ama duyuruda bazen çıkan sorular gibi "bulaşıkçı olarak geleyim" gibi sorulardaki insanlardansaniz gelememeniz/gelmemeniz normal.
Türkiye'de haberler falan çok iç karartici. Ben burada aksam 8 haberlerinde 30 dk izliyorum o kadar. Onlarda da harbiden önemli şeyler var yok burada şöyle ölmüş yok buna böyle olmuş yok yani. Sosyal medyadan vs kendinizi keserseniz daha mutlu olursunuz.
Erişim alanımda olmayan şeylere karışmıyorum. Olduğum yerde iyi olduğuna inandığım şeyi yapmaya çalışıyorum.
Ornek: bir şeyi boykot etmeyi beceremeyen birinin x yerdeki savaş ile ilgili kaygısı anlamsız. Isyerinde mobbinge boyun eğen, hakkini aramaya cesaret edemezsem ornegin Afrika'daki çocuklara üzülsem kime ne faydası var... mantığım bu.
Yurtdışına yerleştim bir süre. Sürekli tinder kovalayıp keyfime bakıyorum. Diğer yandan da sağlıklı yaşamaya çalışıp, Türkiye gündemini takip etmiyorum. Hayat çok güzel. Tek canımı sıkan şey yaşlanmak.