Burada yaşamak istemiyorum. İnsanlarından uzak durmak, oldukları yerde bulunmamak için çaba sarf ediyorum. Artık her şey gözüme batar oldu. Başka bir ülkeye gitsem yaşadığım sorunlar vardır mutlaka ama işte sevmeyince gözüme batıyor. Yani benim sorunum bu insanlarla... Burada kalmak istemiyorum hocam ya. Adaletsizlikten, saygısızlıktan, köylü kurnazlığından, yalancılık, duzenbazlik her şey var. Hal böyle olunca istemiyorum abi burada yaşamak. Bu durumda da ne varsa beni strese sokuyor. Artik kendi kendime sokakta konuşur oldum sinirden stresten. Bir meziyetim de yok alıp başımı gitsem. Ne yapılır nasıl çıkılır bu işin içinden.




 

kendine ait suni bir dünya kuracaksın, toplumdan, toplumun dertlerinden, toplumun adaletinden, toplumun farkındalığından, toplumun insanlarından kendini soyutlayacaksın. bir anlamda hayata karşı "salla başı al maaşı" takılacaksın.

numlock

Kendine meziyet edin. Yoksa diğerlerinden bir farkın olmaz.

kaptan maydanoz

Hocam Yiğit Özgür'ün çok güzel bi karikatürü var konuyla ilgili :)

plutongezegendegilmi

kimsenin umrunda olmadığınızı fark ederek başlayabilirsiniz sanırım.

yanlış anlamayın ben de bu ülkede mutsuz olan bir gencim ama özellikle son birkaç yıldır bu trendden gerçekten sıkıldım. millet market videosu izleyerek kafayı yedi.

kaçabiliyorsanız kaçıp gidin abi. yoksa da kendinize görece izole, güzel bir dünya kurmaya çalışın.

bu dünya 20 yıldır yok. binlerce senedir tüm halklar ne eziyetler, ne problemler gördü. her şey tıkırındayken bir gün düşman saldırısıyla yok olan milyonlarca aile oldu.

kimse bize borçlu değil, kimsenin de umrunda değiliz.

sosyal medyanın pompaladığı bu "daha iyisini hak ediyorsun" saçmalığından sıyrılırsak mental olarak daha iyi bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum.

mark greg sputnik

Bugün benzer hisleri iliklerime kadar hissettiğim bir gündü.
Devlet hastanesine gittim insanlar asansöre binmek için itip kaktı birbirini, otoparkta herkes kafasına göre bir yer bulup arabasını koyduğu için oto mezarlığı gibiydi çıkışı bulamadık. Doktor, başka doktorun hastasını ona verdiler diye söylenip sekreteri azarladı, hemşireler işlemden kaçmak için topu birbirilerine attı en son carladığım için bir tanesi yapmak zorunda kaldı.
Kontrol muayenesi için bekliyorken uzun yıllar önce kapı komşumuz olan bir teyze konuşmak istemediğim halde bunu sesli belirtmeme rağmen benimle konuşmaya çalıştı ve annemin ölümünden bahsedip bize çok üzüldüğünü falan söyledi klasik türk insanı draması. Niye böyleler bilmiyorum ama bir kesim ısrarla size geçmiş kayıplarınızı acılarınızı hatırlatıp üzüldüğünü alenen söylüyor. bunu yapanların çoğu yaşlı ama bu çabaları midemi bulandırıyor.

Bunlar bir gün içinde olanlar. Buna çocuğum olsa olacakları katınca kafayı yiyecek gibi oluyorum.
Buram buram ortadoğu. ama gitmek de uzak ihtimal. Çok izole bir hayat planlamamız lazım şimdiden nerede mümkünse orada. Gitmenin zamanı yok her an gidecek gibi hazırlanmak ve meziyet kazanmak gerekiyor. Em önemlisi dil. Mümkünse ingilizce dışında ikinci bir öğrenmek gibi gibi.

Kediyi üzdün

Neden mutlu değilsiniz? Biri karikaturu atabilir mi?

Kahvedesu
1

mobil görünümden çık