yani gün ortasına doğru dahi bişey yemeyip içmeyince baş ağrısı, halsizlik bitkinlik boy gösteriyor. tüm insanlık olarak sabahalrı bişey yiyip içiyoruz, öğle vakitleri bişeyler yiyip içiyoruz, akşamları da çok sağlam besleniyoruz. suyuydu içeceğiydi falan ayrı zaten. hadi bir kaç asrı geçtim binlerce yıl önce bu düzen nasıldı? sallıyorum çin'de şian'da 3000 yıl önce veya anadoluda 2000 sene önce millet böyle sürekli bişeyler mi yiyordu?
yoksa zaten düzensiz beslenme, eksik beslenme şu bu 35-40 yaşında ölüp gidiyorlardı deyip geçer misiniz?
İnsanlar erken kalkıp avlanmaya gidiyorlardı dolayısıyla kahvaltı diye bir şey yoktu. Avlarsan akşam yiyordun. Aslında kahvaltı yapmak bizim bünyemize uygun bir şey değil. Kan şekerimizi oynatmış oluyoruz ve akşam olmadan acıkıyoruz, halsiz düşüyoruz.
Yıllardır hafta sonları hariç kahvaltı yapmam ve hafta içleri hep dinç olurum. 2 aydır da tek öğün besleniyorum inanılmaz sağlıklıyım. Herkes gripten dökülüyor bana bir şey olmadı.
Bahsettiğiniz sürekli bir şeyler yeme içme durumu çağımızın bir hastalığı bence. Hem organlarımıza zarar hem gün içindeki verimimizi azaltıyor. Eskiler de bu yüzden bizden daha dayanıklıydı bence.
Tarih aralığına, coğrafyaya, iklime, özel dönem şartlarına, sosyal statüye, topluluk statüsüne, kültüre göre değişiyor.
Çin hakkında çok bir fikrim yok, ancak 2000 yıl öncenin Anadolusu dediğiniz zaman dilimi Roma'nın güçlü ve parlak olduğu dönemlere denk geliyor. Örneğin besili Roma lejyonerlerleri elbette hem iyi besleniyor, hem de iyi bir spor programları var. En basitinden incil okuyup toplumsal örüntüyü az çok görebilirsiniz. O dönemde de bolluk içinde yaşayan toplum kesimleriyle, fakirlikten kırılan gruplar var. Yeme içme adetleri bizden çok farklı değil. Örneğin "oburluğun" yedi büyük günahtan biri sayılması az çok fikir verecektir.
Sorduğunuz soru çok fazla genel kapsamlı, ancak en kısa cevabı "değişken".
Bizden çok daha iyi beslenilen dönemler de vardı, çok daha kötüsü de.
bu soruyu en basitinden iki grubu ele alarak cevaplayabiliriz. yerlesik hayata gecenler ve avci-toplayici yasayanlar. gunumuzde hala dunyanin cesitli yerlerinde cok basit sekilde yerlesik hayat yasayan, basit tarim ve hayvancilik yapan gruplar var. ornegin afrikada kucuk gruplar halinde tarim ve hayvancilik yapan topluluklar var. bunlarda bizim modern besin cesitliligimiz yok, undan yapilan basit ekmekler, ve keci inek gibi hayvanlardan elde edilen sut ile hayatlarini surduruyorlar. donem donem bazi meyve ve kok bitkileri topluyorlar.
ama hala yerlesik hayata tam gecmemis avci toplayici gruplar da var dunyada. ozellikle kuzey avustralya, papua yeni gine ve civardaki adalarda, brazilya amazon ormanlarinda, veya hint okyanusunda cesitli adalarda yasayan bazi insanlar bildigin ne bulurlarsa yiyorlar. yasadiklara cografyaya gore sabah kalkip balik tutuyorlar, maymun gibi buyuk hayvanlar yaninda, cesitli bocekler ve deniz kabulularni toplayip yiyorlar. bu topluluklarda ortalama yasam omru nispeten kisa ve hayatlari zor. bu zorluklar bu topluluklari yamyamliga da itiyor, ozellikle guney dogu asyada hala yamyam kabileler yasamakta.
ama eger karsilastirmayi akdeniz civari, anadolu ve mezopotamya ile yaparsak burada yasayan insanlar cok uzun suredir tarim sayesinde bolluk icinde yasiyor. elbette fakirlik var ama kitlik zamanlarin disinda halk yeteri kadar besleniyor. sadece gunumuzdeki besin cesitliligi az. mevsime gore degisen beslenme sekilleri var.