Oku dediler okuduk. Çalış dediler çalıştık. Yıllarımızı verdik. Hala geçim derdi, gelecek kaygısı bitmiyor. Yatacak bir ev, binecek bir binek sahibi olmak bile neden bu kadar zor? Karın tokluğuna yaşar olduk. İnsanca bir gelirle emeklilik hayal oldu. Köleden farkımız kalmadı. Ne olacak böyle?




 

dunya refah patlamasi yasarken herkes sosyalizm diyenlere gulup kendi kupunu dolduruyordu. musluk akmayi birakinca, ki birakti, insanlar gercegin farkina varacak.

su dunyada milyon dolarlari olan az sayida insan varken fukaralarin bolluguna ragmen harekete gecememesi trajikomik. 20 evi olan insan evini kiraya veriyor, evi olmayan para da biriktiremiyor.

1789'de fransa'da yasanan ve siyasi erki ailelerden alip halka veren devrimin bir benzeri gerekiyor. ekonomik erkin de ailelerden ve kan bagindan alinip bireylere merit esasindan dagitilmasi gerekiyor. bu da gulucuklerle olmayacak. ama para = erk oldugu icin devletler hep zenginleri koruyacak. yani calismaya devam.

antikadimag

Bence bizde talep yok sadece yakınma var. Ekonomi hiç iyi olmadı, iyi olduğunu sandığımız dönemlerde kapitalist örgütlerin ileri karakolu olup jandarmalığını yaptığımız için gelen kontrollü sıcak paraya tav olduk, sesimiz çıkmadı.

Bence biz toplum olarak kötüyüz. Refah olan ülkelerin zulme karşı gösterdiği tepkiye bakıyorum bizden kat kat fazla.

Irak, Suriye, Libya savaşları zamanında gelen ucuz doları çok güzel yedik. Şimdi hem batı hem doğu komşularla kavgalıyız. Bunun sonuçları uzun sürecek.

hebanon

Hebanon +1 bizim kaderimiz bu Malesef tebaa toplumların trajedisi hep böyle olmuştur. Cem tokerin de ısrarla dediği kapıkule ipsala…

olaylar olaylar

Türk toplumu dramatizasyonu, şikayet etmeyi seviyor çözüm söylüyorsun yapmıyor sonra aynı şekilde kısır döngü olarak ağlamayı seviyor. Bir seyleri değiştirmek bireyin elinde ama herkes armut pis ağzıma düş istiyor

doharkoman

Okumak türkiye'de çok abartıldı. Hayat zor falan değil. Para kazanmanın yolunu okumak ve masabaşı iş olarak görüyorsan hayat gerçekten zor. Sapasağlam insanlar bu yüzden çürüyüp gidiyor.

Sen tam memur kafasını yazmışsın. Bu beyazyaka, memur, odacı tayfa ancak öyle yaşar. Rahatın bedeli bu

ferenc

bizim nesli yanlış yetiştirdiler. "şimdi oku sonra rahat edersin", "şimdi biraz dişini sık sonra rahat edersin" dediler dünya b.ka battı. Bizden önceki nesil harbiden bunları yaparak rahat etmiş sayılır. Ailelerimiz vizyonsuz bunu kabul etmek lazım. Bu şey gibi, şimdi yazılımcılar çok para kazanıyor diye şu an bi çocuğu o işe yönlendirsen, 10 yıla yapay zeka ile bu iş boşa çıkarsa senin çocuğun da "eee ailemin dediğini yaptım bi halt olmadı" diyecek.

nhk ni youkosu

Öncelikle zorluk ve kolaylık kavramları görecelidir, örneğin asgari ücrete çalışan bir ücretli için hayat ve geçinmek zor iken, ucuz iş gücünden faydalanarak karını maximize eden, harcadığı her kuruşu vergiden düşen bir işveren için, hayatın zor olduğunu aksine, ucuzlayan işgücü maliyetinden dolayı hayatından fazlaca memnun da olabilir.

Verdiğim örnekte , kişiler aynı ülke içinde yaşıyor, ancak bulundukları tarafdan dolayı memnuniyetleri tamamen farklı.

Esasen türk toplumu olarak şikayet etmeyi seviyoruz. Bu demek değil ki her şeyi iyi gidiyor, ancak beyin şikayet modunda iken ister istemez potansiyel fırsatları görmezden geliyor, negatifize oluyor.

Bir şeyler değişmiyorsa, veya değiştiremiyorsak kendimizi değiştirmekten başka bir çare yok.

Bu konuda kendimizi ne kadar değiştiriyoruz, kutunun dışında düşünüyor muyuz diğer insanlardan pozitif olarak
ayrışmak için ne yapıyoruz, yoksa sadece bir başka insanın ortalamasımıyız. Konfor alanındamıyız, ne kadar risk alıyoruz. Birey olarak bunların hepsi tek tek sorgulanması gerekiyor.

Ayrıca şunu belirtmekte fayda var, eğitim sistemimiz genel olarak, maalesef kişileri farklılaştıran, farklı sesleri benimseyen bir sistem olmadı. Hal böyle olunca, ezberci, kolaycı, garantici bir kafa yapısı ile mezun olan kitleler , adeta aynı kalıptan çıkmış gibi tek tip düşünen insanlar meydana geldi.

Sözün özü, tek çözüm, eğitim sisteminin verdiği ezberci kafa yapısını kırmak için, her şeyi ama her şeyi yeniden sorgulamak , ne yapıyoruz, neden yapıyoruz. Başkalarından farklı ne yapıyoruz, elimizde ne yoka mı odaklandık, yoksa
elimizde ne var, bunlarla ne yapabilirizi mi düşünüyoruz. Bunların hepsi önemli konular.

Ayrıca hiç bir şey yapamıyoruz diyelim, hayatımızı değiştirmek için konfor alınandan çıkmaya ne kadar razıyız.
risk alıyor muyuz. Hayatımızı değiştirmek için gerekirse ülke değiştirebilir miyiz.

Hayatımızı kurgularken, ne olursa olsun bir sisteme, ülkeye, insana, gruba vb. mı güveniyoruz, yoksa tüm riskleri
düşünerek, alternatif planları mı yapıyoruz.

Tekraren ,çare her şeyden önce tüm hayatımızı ve bildiğimiz her şeyi yeniden sorgulamak, sonrada her şeyden önce kendimizi değiştirmek ve kaderci anlayıştan kesinlikle uzak durmak.

Rao

ulke son 10 yilda cok geriye gitti haklisiniz. ama sihirli degnek de yok. bu durumu siz degistireceksiniz. zengin olan gene oluyor.

buenosdias
1

mobil görünümden çık