sizce bu sadeleştirmenin gerekçesi nedir?
teşekkürler.
Tahminim şu: eskiden bilgisayar mühendisliğinde elektronik ve donanım dersleri yazılım dersleri kadar önemliydi ki yazılım derslerinde de algoritma dersleri alırdık. Öyle gelişmiş diller bile yoktu. Muhtemelen yazılım işgücü maliyetleri yüksek olduğu için temel yazılım bilgisiyle piyasaya mümkün olduğunca fazla yazılımcı sürüp ücretleri düşürelim diye bu donanım dersleri çıkarıldı ve yine muhtemelen piyasada tutmuş gelişmiş diller müfredata kondu. Zaten artık while döngüsü yazan yazılımcı olarak işe başlıyor. Türkiye sermayesi için MIT seviyesi bilgisayarcıya gerek yok, ucuza yazılım yapacak insana gerek var. Müfredat da buna göre belirlenmiştir zira üniversiteler patronların ve iktidarın kontrolünde işleyen eğitim merkezleri konumunda şu anda.
Eğer bir devlet üniversitesinden bahsediyorsan bu durum genellikle yeterli öğretim üyesi bulunmaması nedeniyle oluyor. 1. derece olmayan bir doçent 30 bin lira maaş alıyor. Ama iyi bir üniversitede 4 .sınıf bilgisayar mühendisliği öğrencisi rahatlıkla bu paranın üzerine çıkıyor. Dolayısı ile bilgisayar mühendisliği ve benzeri bölümlerde akademide sürekli istifalar var, olmaya da devam edecek. Bölümde az hoca kalınca da kalanların ders yükü artacak bu durum istifaları daha da fazla tetikleyecek. Yönetim akıllılık yapmış; ders sayısını azaltıp istifaları engellemeye çalışacak.
Vakıf üniversitelerinde ise sadece bilkent, koç, sabancı ve özyeğinde maaşlar idare eder. Onun dışındakiler devletin verdiği maaştan bile az veriyor yemek/servis imkanını gerekçe göstererek.
Sözün özü iş imkanı olan bölümlerin akademisyenleri bu paralara çalışmak istemiyor, buna karşı alınabilecek en kolay önlem iş yükünü azaltmak.
cosmicstring+1
Bizim iyi universiteler ogrenciye cok yukleniyor. Universite sadece ders, odev yeri degil. Her bolumde ders yuku 20% azaltilmali.
emin olmamakla birlikte alternatifleri sıralayayım
1. akreditasyon denilen yeni bir bela çıktı, onun gereklerinden biri olabilir. biz daha anca başlıyoruz, henüz detayları bilmiyorum.
2. öğrenci sayısı azaldı, özellikle ikinci öğretimlerde. ikinci öğretimde öğrenci azalması demek, ek derslerin katsayılarının düşmesi demek. en basit haliyle "katsayı x açılan ders sayısı / hoca sayısı= ek ders ücreti" şeklinde hoca başına düşen ek ders ücreti hesaplanıyor. ne kadar az ders açılırsa o kadar ücret artar.
3. öğrenciye ders dışı vakit bırakmak
4. bologno sürecinde yok iç paydaş yok dış paydaş derken saçma sapan dersler müfredatlara eklendi, çoğu hiç açılmadı bile, bazıları o zamanki gazla dışarıdan destekle veya hocaların özverisi ile 3-5 sene idare edildi ama sonra programda yer alsalar da açılmaz oldular. onlar temizleniyor olabilir.
5. kimse kusura bakmasın ama embesil bir nesil geliyor, ilk ve ortaokul seviyesinde eğitim öğretim kalitesi zaten yerlerde, üniversiteye gelen öğrenci bırak analizi sentezi okuduğunu anlamaktan aciz, derdini yazmaktan aciz. öğrenci çoğu dersi anlamıyor, öğrenemiyor, başaramıyor ama yök bir şekilde mezun edilsinler istiyor. ara çözüm olarak sadeleştirmeye gidilmiş olabilir.
6. biribirine benzeyen dersler birleştiriliyor olabilir.
7. emekli olan, yurt dışına kaçan, vs vs hocalardan kalan sahipsiz dersler siliniyor olabilir.
8. kimse kusura bakmasın gene ama, yeni hocalar da embesil, eskilerin baba hocalarının anlattığı dersleri anlatacak kapasitede hoca kalmadığı için o dersler kapatılıyor olabilir.