Dis >> Disari >> Disariya, Disaridan, Disarida, Disariyi vb
Ic >> Iceri >> Iceriye, Iceriden, Iceride, Iceriyi vb
ilginçtir aynı dilemma almancada da var. şov yapmak gibi olmasın aklıma bir söz geldi.
goethe bu konuda "Wer fremde Sprachen nicht kennt, weiß nichts von seiner eigenen." diye bir şey demiş.
yani "yabancı dil bilmeyen birinin kendi diliyle ilgili hiçbir fikri yoktur." çünkü bilinen yeni bir dil diğer dildeki eksikleri tamamlıyor gibi. insanı kendi dilini sorgulamaya itiyor.
konuya dönecek olursak almancadaki rausgehen ve ausgehen arasındaki fark gibi, biri (dışarıya) içinde bulunulan sınırları belli bir ortamı terk etmek iken diğeri (dışarı) gezmeye gitmek anlamına geliyor.
Eve gidiyorum.
Eve doğru gidiyorum.
Askerlikten örnek :
Geri çekiliyoruz.
Geriye çekiliyoruz.
Gemi yan yattı.
Gemi yana yattı.
Gemi yana doğru yattı.
Başka bir istisnası yoksa,daha çok bir tarafa yönelmeyi bildiren cümlelerde hepsi aynı manaya geliyor.
Eski Türkçede taş+garu yapısı vardır burada. Taş "dışarı", +gArU yön gösterme eki. Orhon Türkçesinde direkt taşgaru şeklinde kullanılır üstüne ek almaz. Aynı şey ileri kelimesi için de geçerlidir. İl+gerü yapısı var. İleri gittim gibi.
Morfolojik yapısı böyle. Semantik yapısı hakkında bir bilgim yok.