Annemin kalp damarlarının çoğunun tıkalı olması nedeniyle yakın zamanda kendisi ameliyat oldu. Bu ameliyat sürecinin başlaması benden kaynaklı. Mide ağrısı sonrası kustuğundan bahsedince kardiyoloji bölümünden randevu aldım. Gitmemek için çok direndi. "Benim bir şeyim yok" diye diye zorla götürdüm ve muayene sonrası anjiyoda 4 damarinin %70 üzerinde tıkalı olduğu ve bu zamana kadar kalp krizi geçirmemiş olmasının büyük şans olduğunu ileterek hızlı bir şekilde bypass ameliyatı olması gerektiğini ilettiler.
Bu süreç sonrası oturduk ailece konuştuk. Ameliyat olmak istediğini, başka hastanelere de gitmek istemediğini söyledi.
Ameliyat sonrası yoğun bakıma alındı. Yoğun bakımdayken uyandırıldigi haberini alınca görmek için yanına gittik. Benim girmemi istedi ailem. Normalde korkak bir adamimdir bu tarz şeylere dayanamam ama benimde içimin rahat etmesi için annemi görmek istiyordum.
Yoğun bakımi ben filmlerde gördüğümüz gibi sanıyordum. Camın arkasından annemi izleyeceğim annem uyuyacak ben bakacam diye düşünüyordum. Fakat oraya girdikten sonra 4 hasta vardı içeride. Hemşire işte anneniz karşıda değince şok oldum. Annem uyanmış ama resmen acı çekiyor. Saçı başı dağılmış. Çok kötüydü görüntüsü. Herkes inliyordu. Yani nasıl anlatım çok berbat bir andı benim için. Ağlamamak için kendimi zor tuttum annemin yanında. Yanına yaklaştım beni tanıdı. Bana dedi ki "oğlum bana neden bunu yaptın" bu sözü unutamıyorum. Şükür şimdi iyi, o söylediği laflara gülüyor, "acı çekiyordum ne bilim ne söylediğimi" diyor, fakat bu söz aklımdan çıkmıyor. Geceleri özellikle uyutmuyor. Yatakta dönüp duruyorum. Flaş şeklinde patlıyor gözümde o konuşması uykudan kaldırıyor. Bunun için psikiyatriye mi gideyim. Ne yapayım zamana mi bırakayim.?
bu anaların hepsi mi drama queen olur :D
öyle anlarda bu tür söylemler bence çok normal hocam.
kendileri için iyi bişey önerince veya yapınca, alışkanlıklarının dışındaysa, basit bir şey bile olsa, sanki işkence ediliyormuş gibi hissediyorlar.
kaldı ki, ameliyat zorunluymuş, ölümden kurtarmışsınız. bence hiç düşünmeyin, alınganlık yapmayın :D o ortamın etkisiyle de biraz fazla etkilemiş. artık anın tadını çıkarın.
Brocum acıdan söylemiştir sen şimdi onu senin sayende artan hayat kalitesi ile gör rahatlarsın. Ben de senin gibi düşünürdüm ama dışarıdan bir göz olarak rahat olman gerektiğini düşünüyorum :)
Ameliyat sonrası narkoz kafasıyla çok da mantıklı şeyler söylenmiyor. 3 yaşındaki kuzenim bademcik ameliyatı oldu. Uyurken gözlerini dahi açmadan ağlayarak “dondurmaaa” dedi sonra diğer tarafına dönüp uyumaya devam etti:) odadakiler de birbirine bakıp durdu, o neydi öyle diye:)
Annenizin hayatını kurtarmışsınız, acı çekerken narkoz kafasıyla söyledikleri bence hükümsüz…
bypass ameliyati kolay degil, gogus kafesini kesip kalbi cikarip legene koyuyorlar, sonra bacaklari kesip icinden damar ayiklayip kalpteki tikali damarlara monte ediyorlar, sonra kalbi geri cokup gogus kafesini kapatiyorlar, bacaklari dikiyorlar fln, bayaa frankenstein'lik mevzuular yani. ameliyati yapmasi bi dert, gecirmesi bi dert, toparlanip iyilesmesi bambaska bi dert. kazara kagit kesigi olan parmaklarimiz bile iyilesene kadar ne kadar soyleniyoruz bi dusunun, sonra bu islemlerden gecmis insanlarin narkozun da etkisiyle yari baygin sekilde neler soylebileceklerini hayal edin.
bypassi gectim, herhangi bir uyutulup icini acma, iceri girme, kesilip bicilme vs gerektiren islem basli basina korkunc zaten. sezaryen vs de boyle. had safhada vahsi, ancak sayelerinde az buz hayat kurtulmuyor. siz de bu sayede belki bi 10 sene eklemissiniz annenizin omrune, ikna kabiliyetinize saglik.
geceleri uyutmamasi konusunda diyebilecegim bisey yok, kisisel algilamamaya calisin, o durumda siz de olsaniz ayni seyleri diyebilirdiniz. belki olayi tum detaylariyla odaklanarak iyice dusunup kafanizda iyice canlandirirsaniz o anin bugun size olan etkisi azalabilir. sonucta su anda anneniz yaninizda ve iyi, gecti.
imza: ailede bolca hastane, hastalik, ameliyat vs gecmisi olan ve ilk elden o ortamlarda bulunmus biri.
psikiyatrinin bunu çözmesi aylar alır. annenizle diyalog kurup yüzleşmek çok daha direkt sonuç verir. gidip açıkça bunu konuşun.
Pandemi döneminde eşim kalp krizi geçirdi bypass kararı verildi ama olmamak için direndi eşim. Tabi taburcu etmediler bizi,çünkü tekrar kalp krizi geçirecek diye. Neyse eşim tamam dedi 1 hafta sonra ama bu sefer de şeker düşsün diye beklenirken yine kalp krizi geçirdi ve ameliyata alındı.
Pandemi yine patladı ve kardiyolojinin bir bölümü covid e çevrildi,tek kişilik oda yok diye 4 gün yoğun bakımda kalmak zorunda kaldı.
Resmen çıldırdı eşim orda,çünkü 2 gün kalıp odaya çıkacak diye biliyordu.
Neyse yasak olmasına rağmen beni içeriye aldı Dr. Sakinlestireyim diye,gerçekten ilk gördüğüm anda korktum, ama belli etmeyim diye uğraştım hep,konuşarak telkin ederek dışarıda ki durumu anlatarak sakinlestirdim. Sonra zaten odaya çıkınca rahatladı.
Demem o ki annenizin verdiği tepki çok normal,bunu büyütüp kendinize dert etmeyin,hatta onun hayatını kurtardığınız için mutlu olun. Gerçekten kolay bir ameliyat değil ve o yoğun bakım süresi herkeste farklı ilerliyor. Eşim ilk uyandığında kıpırdamadan 12 saat oturmuş. Tepkisiz şekilde.
Geçmiş olsun,bundan sonrası daha güzel olacak kendinize yüklenmeyin.
Başlığı görünce annenizin psikolojik sıkıntıları olduğunu düşünmüştüm. Genellikle kalp ameliyatları huy değiştirtir derler. Kendi sıkıntınız için psikolog bence iyi gelecektir. Bana sorarsanız doğru iş yaptınız. Zaten birkaç günlük / aylık ömrü kalmış 90 küsur yaşındaki insanları ağır ameliyatlara sürüklemenin ben de doğru olmadığını düşünüyorum, ancak anneniz için durum başka. Kaç yaşında bilmiyorum ama 60-70 arasındaysa bence de +10 eklenmiş gibi düşünün.
Hepinize sağlık ve şifa diliyorum.
Hayatın gidişatında çok zor karar verilmesi gereken durumlar olabiliyor maalesef. İçinizdeki "hayırlı evlat" güdüsü, annenizin uzun vadede iyiliği için bile olsa ona bir şekilde acı çektirmiş olmayı kabullenemiyor ancak bazen duygusal davranmayıp ipleri almanız gereken durumlar olur. Bu da öyle bir durum. Neyse ki güçlü davranıp en doğrusunu yapmışsınız.
ilk defa yoğun bakıma girdiğimde ben de şok olmuştum. Bir hepimizin yolu oradan geçecek. Benim annemin de geçti ve ikincisinde geçemedi, vefat etti.
Ez cümle, hayatın kısa olduğunu ve sevdiklerimizle vakit geçirmemiz gerektiğini ve (annem de olsa) kimin ne dediğinin çok önemli olmadığını öğretti bana bu süreç. Hayatınızı yaşayın, mutluluğu paylaşın ve kimsenin sizi üzmesine izin vermeyin.
drama queen konusunu katılıyorum, bir arkadaşın annesi gece 11de arayıp "beni çanakkale şehitliğine götürmediğiniz hiç diye ağlanmış" kadını paris'e bile götürmüşler halbuki.
Ameliyat sonrası yoğun bakımda insan hala narkozlu oluyor. Bilinçaltı bile değil deli saçması şeyler söylüyor. Üstünde düşünmeye bile değmeyecek sözler onlar.
Ben teletabi şarkısı söylüyordum ki sevmem teletabileri en son 20 sene önce görmüşümdür tvde. Güncel yaşamla alakası olmuyor yani.