Taşrada memurlukta ikinci ayımı doldurdum, üçe yaklaşıyorum. Taşradan kastım hem kadrom taşra, hem de yaşadığım yer taşra. Bir şekilde büyükşehir sıfatı almış bir yer aklınıza gelmesin. Ancak en azından şehir merkezindeyim.

İşten bahsetmek gerekirse, bir halt yaptığım söylenemez. Üç ayda iki üç hafta yoğun geçiyor gibi görünüyor, onun haricinde bir şey yok. Sabah bilgisayarı açıp kurum internet ağının izin verdiği ölçüde vakit öldürüp akşam eve geliyorum.

Ev ise 50 m2 bile değil. Üç kişi aynı anda evin herhangi bir yerinde yan yana duramaz. Teknik olarak mesken bile değil, ikametgah alamıyorum. İyi yanı yok mu, var. Faturalar dahil. Eşyalar dahil. Masrafı maaşımın tam çeyreği denk geliyor ve iş yerime yürüyerek 8-10 dakika mesafede.

Eve kedimi köpeğimi getiremedim. Hem ev sahibi sıkıntı, hem ev küçük. Ancak en büyük etken, en iyi ihtimalle 8 saat olan yolculuğu kaldırabilecek durumda değiller. Açık olmak gerekirse onlardan uzak olmak muhtemelen beni şu anda, ne kadar kabul etmek istemesem de, çok fazla etkiliyor sanırım.

İş konusunda şanslı mıyım, şanssız mıyım bilmiyorum. Çok alakasız işlerle görevlendirilip çok yoğun çalışanlar da var, benim gibi boş takılanlar da meslektaşlarım arasında. Bu durum biraz da benim çalıştığım yerin müdürü olsun, diğer çalışanları olsun genel olarak oldukça iyi, anlayışlı insanlar olmasından da kaynaklanıyor olabilir. Açıkçası bu yönüyle memnunum, başlamadan önce bayağı bir gözüm korkuyordu, şans işte. Ancak iş olduğunda da neyin nasıl yapılacağı belli değil. Kervan yolda düzülür kafasında gidiyoruz.

Yaş ortalaması çok yüksek hem çalıştığım yerde hem şehirde. En yaşlı şehirlerden biri zaten. Tamam, bende yirmilerinin başında delikanlı değilim ama bana göre bile yaşlı. Konuşacak ortak bir şeyler bulmakta çok zorlanıyorum iş yerinde. Diyalog kurabileceğim üniversite mezunu iki kişi var sadece. Üniversite mezunu olmak çok matah bir şey değil, biliyorum, sadece durum bu. Onlar da hem yaşlı hem de biraz fazla kafa açıyorlar.

4 kişi aynı odadayız. Tek erkek benim. Bol bol yerel dedikodu dinlemekten, nereden uydurulduğu belli olmayan mankibe dinlemekten kusacağım artık.

İşin anlamsızlığı da ayrı üzüyor. İş yüküm olsa da anlamsız olmasa da anlamsız. Varlığı da yokluğu da bir şeye iş demişler. Hiçbir zaman büyük adam olacağım derdim olmadı. Ancak bu kadar önemsiz bir işle meşgul olmak canımı sıkıyor. Bir şeyler öğrenir, kendime ya da kuruma bir katkım olur mu diye bakıyorum ama pek imkan görünmüyor.

Eve geliyorum, yapacak bir şey yok. Kitap okumaktan, dizi izlemekten sıkıldım. YouTube deseniz tüketecek bir şey kalmadı.

Üç kere tiyatro oyununa gitmeye niyetlendim. Üçü de iptal oldu, yetersiz bilet satışından. Çevre illerde oluyor güzel etkinlikler ama en fazla 2 saatlik bir etkinlik için git gel en az 5-6 saat yol, en az iki bin lira para harca ne mantıklı geldi ne içime sindi.

YDS kursuna gideyim dedim, kurs yok. Derdim en azından günlük boş muhabbet birilerini bulabilir miyim, kurs bahane. Tiyatro kursu buldum, onlar da sadece çocuk grubumuz var, yetişkin grubumuz yok deyip yolladılar.

Her tuşa basıyorum ama olmuyor. Akşamları dışarı çıkmaya niyetlendim. İki tane caddesi var. Aslında bir tane de sizin güzel hatrınıza iki dedim. Şehir hâlen ezan vakitlerine göre yaşıyor. Akşam ezanına kalmadan her yer kapanmış oluyor. Bar falan yok tahmin edersiniz ki. Bir iki tane pavyonla restoran arası yer var.

Uzun bir işsizliğin sonunda iş bulduğum için mutluyum. Deprem sonrası daha da artan borçlarımı kapatabileceğim için mutluyum. Bunlar güzel şeyler, kabul ediyorum. Ama bu yaşam tarzını ne kadar sürdürebilirim bilmiyorum. Şartlarımı iyice zorlayıp yurtdışına gidebilirdim, yapmadım. Belki de yapamadım. Şu anda bunun bir önemi var mı, onu da bilmiyorum.

Daha önce benzer süreçler beni içinden çıkmamın yıllar aldığı maddi ve manevi çukurlara itmişti. Bu sefer tekrar düşürsem o çukurlara çıkabileceğimi sanmıyorum. Memuriyetten devam edersem üç yıl daha sike sike buradayım. Sonrası belli değil. Bir yılın sonunda istifa etsem ne yapacağım belli değil.

Kendi varlığımdan sıkılma noktasına geldim. Bir akıl verin.

 

Hoacm yanlış anlama ama daha 2 ayda bu kadar bunaldıysan bence sıkıntıyı kendinde araman lazım.

Muhtemelen çok büyük önyargı ile gittin oraya, yani "zaten küçük şehir, insanlar şöyle böyle, benim ilgimi çekmez" diye başlarsan sıkılırsın tabi. İşte diyorsun ya mesela "bar yok" diye. Küçük şehre gitmişsin, bar olmayacağı belli, beklentiyi "bar olması" noktasında tutarsan tabi mutsuz olursun. Aynı şey "büyük adam olacaktım ama anlamsız iş yapıyorum" düşüncesinde de var, hala yurtdışı düşünmende de...

Bi kaç sene önceye kadar benim TR'nin "kaymak tabakası" diyebileceğin bi arkadaş çevrem vardı. Ben bundan sıkıldım ve sosyal çevremi biraz değiştirmeye karar verdim, başka ortamlara girdim falan. Başta inanılmaz sıkılıyordum çünkü kimse benim ilgilendiğim şeylerle ilgilenmiyordu, biriyle oturup yarım saat muhabbet etmekte bile zorlanıyordum.

Bi noktada çevreyi değiştirmeye karar verip, beklentiyi hala eskiden alışık olduğum şekilde tutmanın ne kadar anlamsız bişey olduğunu idrak ettim. Ondan sonra düzeldi. Karşıdakini merak etmeye, söylediklerini baştan "kafa açıyorlar" diye değil de içten bi şekilde dinlemeye başladığında, aslında orada da öğrenebileceğin ve keyif alabileceğin bişeyler olduğunu farkediyorsun.

Yani yapman gereken arabayla 6 saat ötedeki şehre gitmek değil, kendinle uğraşmak biraz. Onu yapmazsan koskoca youtube bile biter tabi.

plutongezegendegilmi

Valla iki ayda bu kadar dolduysan sıkıntın büyük.
Yeteneğin veya tecrüben veya spesifik bir konuda bilgin varsa yeni iş aramaya başla şimdiden.
Ama bunlar yoksa kendini değiştirmen gerekecek, beklentilerini düşür, asosyalliği sindir, bulunduğun yerdeki ortama ve yaşayışa ayak uydur.
İnternette bir fotoğraf dolanıyordu bir ara, çölün ortasındaki bir tren istasyonunda görevli memur, istasyonun etrafına diktiği ağaçlarla 50 yılda görüntüyü tamamen değiştirmiş şekildeydi. İş yerinde de böyle bir şey yapman lazım. Bence her zaman yapılacak bir iş vardır, sen görevi bekleme görevler seni beklesin yapılmak için. Guzellestir etrafını, iş yerini evini, ev sahibini, iş arkadaşlarını...

etna

Öncelikle içinde bulunduğunuz durumdan sıkılmaktan haksız değilsiniz. Ama ben değişebileceğini düşünüyorum henüz 2-3 ay çok erken, memurum demişsiniz, yeni memurlar gelebilir gidebilir, 4 kişi aynı odadayız demişsiniz, sürekli aynı şeyleri yapmak yerine değişik bir şeyler yapmayı teklif edin bu kişilerle. Sürecin geçici olduğunu kabullenin, 3 seneyi verimli geçirmeye çalışırken farklı iş imkanları veya yurtdışına gitme imkanı arayın eğer bu kadar çekilmez bir durum ise. Tekrar işsiz olsaydınız bunların hiçbirisini de göremeyecektiniz ve inanın daha kötüdür.

babemsi

Eger ilgilendiginiz konu ile ilgili grup yoksa siz kurmayi deneyin? Belki sizin gibi tiyatro yapmak isteyen ama ayni cevabi alan insanlar vardir? Yas ortalamasi buyuk olabilir ama sizin yasiniza yakin insanlar mutlaka vardir. Mansur ark'a katiliyorum ve boyle hissetmekte haklisiniz, ona da katiliyorum

Eger ilgilendiginiz bir sey varsa mutlaka ilerletin, mesela ingilizce bilmiyorsaniz mutlaka haftada 2-3gununuzu ona ayirin, sadece ingilizce altyazili dizi film izleyerek inanilmaz ingilizce ogrenen insanlar var, onemli olan ciddiye almak. Onunuzde oradan dolu dolu bir insan olarak cikmak icin 3 yiliniz var, oyle dusunun. Ama ne yapacaksaniz ciddiye alarak yapin. Yazmaya merakiniz varsa, muhtesem atolyeler var online, onlara katilin. Online etkinlik olarak sizin yerinizde olsam 1 tane secer, emek verir, onun disinda mumkun oldugunca fiziksel dunyaya karismaya calisirdim. Belki hangi konulara ilgi duyuyorsunuz, hangi alanlarda gelismek istiyorsunuz, mesleginiz ne, ve neredesiniz yazarsaniz buradan cok guzel oneriler bile cikabilir?

songforsomeone

Ben de istanbulda yaşarken 1 yıl için ailemin yanına küçük bir ilçeye gitmiştim, sonra evlenip geri istanbula geldim, küçük yer insanlarının böyle küçük bi dünyası oluyor. Mesela dizi izlemeyi çok seviyolar. İşyerinde dizilerden bahsediyolar heyecanlı heyecanlı, bence onları biraz gözlemleyip onlar gibi dizi izlerseniz vs ertesi gün konuşacak konunuz olur gayet. Ne bileyim kendinizi geliştirmek isterseniz online kurs da var bissürü. Bi de küçük yerlerde belediyenin açtığı veya halk eğitim merkezlerinde gitar kursu filan oluyor. Öyle bir şey bakabilirsiniz. Ya da sizin bildiğiniz bir şey varsa siz gidip halk eğitimle konuşup kurs açabilirsiniz. İlkokul çocuklarına ing öğretmek gibi ya da matematik dersi vermek vs. Bunlar hem vakit geçirmenizi sağlar hem de çevre yaparsınız.

Bence 2 ay henüz çok erken o yüzden henüz kafa dengi arkadaş bulamamış olabilirsiniz umutsuz olmayın. İnsan tanımaya odaklanın bence.

Son olarak küçük yerlerde insanların siyasi partiye katılma eğilimleri baya yüksek oluyor. Oy verdiğiniz ve kitlesini sevdiğiniz bir parti varsa ilçe yönetimine gidip üyelik yapıp ordan insanlarla tanışabilirsiniz
Siyası parti arkadaşlıkları çok içten oluyor. Aynı partili olunca kadın kolları teyzeleri çok iyi davranıyor.

turuncu tonlarda

Ya pardon memur olduğunuz için üyelik yapamıyorsunuz unuttm bi an. Ama yine de gidip tanışabilirsiniz resmi üyelik olmasa bile.

turuncu tonlarda

evlen

bir soru sorcam

önyargı ile gitsin gitmesin ne fark edecek? önyargı ile gitmese gittiğinde farklı bir şey mi bulacaktı?
yeni bir yere taşındım, nasıl yeni birilerini bulurum diye burada her hafta min. bir tane duyuru açılıyor. hepsinde de aynı cevaplar var. dil kursunua git, o kursunu git bu kursuna git. içilecek bir yer vardı oraya git. eee, gitmiş işte? siz yazmadan bu alternatifleri denemiş ama yok.
kaldı ki ilk etapta sıkılacak zaten. üçüncü yılında mı sıkılacaktı?
sağda solda anadolu irfanı geyiği yapıp burada ama anadolu'da işte böyle ya ne olacaktı sorun sende, önyargılı gitmişsin demek komik olmuyor mu?
tek şehirli caddede çevreni ne kadar değiştirebilirsin? ne katabilirsin oraya? taşrayı anca nbc filmlerinde görmüşsünüz atın tutun kafanıza göre.
ama büyük bir mallık yapıp evlenme. gider oradan biriyle evlenirsin sonra tabutun bile gelmez üç yıla kurtuluyorum derken.
git xbox+ultimate al en f/p çözüm bu. mis gibi de vakit öldürürsün. bir de bira kiti falan al, senden kralı olmaz.
allah kurtarsın.

koxy

Bu süreyi kendinizi geliştirme ve para biriktirme süreci olarak değerlendirin.

Artık her şey online. Her türlü kursu online alabilirsiniz. İş yerinde online işlem yapamıyorsanız kitap alın.

Bahaneler ardına sığınmayın. Kendinizi biraz zorlayın.


.

kartallar yuksek ucar

mobil oyun ve ilgi alanınıza göre online kurslar aklıma geldi. adaptasyon sürecindesiniz biraz kendinize zaman tanıyın.

elvan abeyiylegezse
1

mobil görünümden çık