yazım biraz uzun olabilir, kusura bakmayın. bunları insanlarla konuşamıyorum ve yalnız hissettiğim bir dönemdeyim, o yüzden içimde ne varsa dökmüş olabilirim.
31 yaşındayım, neredeyse 6 senedir avukatım ve bir süredir aktif olarak avukatlık yapmıyorum. (evden dilekçe, sözleşme, ihtarname vs. yazıyorum/revize ediyorum iş geldikçe)
açıkçası hayatımın hiçbir döneminde avukat olmak gibi bir dileğim olmadı. mesleğin prestijli görülmesi, büyük paralar kazanabilme ihtimali gibi hususlar hiç ilgimi çekmedi, öyle bir arayışı olan bir insan olmadım hiçbir zaman.
sınava girdiğim vakit de puanım ytü iktisat'a tutuyordu. bizimkilerin de iktisat okuyup "hiçbir şey" olmamamı engellemek için zamanında gösterdikleri o zamanki ağır psikolojik baskıya yenik düştüğüm için, saçma sapan bir vakıf üniversitesine gitmemek şartıyla hukuk okumayı kabul ettim. (zengin çocuğu falan değilim. eğitim eşitsizliği ile ilgili eleştiriniz varsa bana yöneltmeyin lütfen.)
okurken çok da zevk almadım (çeşitli sebepleri var) ama mesleğin kendisine duyduğum saygıdan ötürü etik kaygılarım ve iş disiplinim oldu. ancak piyasadaki -kısmen- haklı önyargılardan ötürü de hiçbir zaman potansiyelimi karşılayacak bir iş bulamadım. nerede profesyonel davranmayan, müvekkili nasıl kandırırız kafasında hareket eden adam var, onların yanında çalışmak durumunda kaldım. özellikle son çalıştığım yerde de son ofisi tek başıma çekip çevirecek seviyeye gelmeme rağmen maaşım da doğru düzgün yatmayınca ve izne de çıkamayınca istifa etmek durumunda kaldım. açıkçası meslekten de soğumuştum çıkarken.
aslen niyetim birkaç ay tatil yapıp bir iş bulmaktı ama sonrasında kayınpederimin kanseri ağırlaştı, onunla uğraşmak durumunda kaldık, ölümünden sonra da evden iş yapabildiğimi görünce bir süre de böyle devam ettim ama artık iş gelmiyor ve evde oturmak beni gerçekten depresyona soktu. doğru düzgün yemek yemiyorum, uyuyamıyorum, bazı günler koltuktan saatlerce kalkmadığım oluyor. sosyalliğim ise kalan 2-3 arkadaşımla arada sırada görüşmekten ibaret. eskiden her şeye rağmen hayatı sevebiliyordum fakat bunca şeyi devam ettirmek için hayatımda bir anlam bulamıyorum.
bir yerde çalışmayalı 2 sene oluyor, açıkçası yaşım geçtiği için (kurumsallar genelde 30 yaş altı alıyor) ve aktif çalışma sürem, benim kıdemime sahip insanlara göre az kaldığı için tekrardan bir yere girme ihtimalim yok gibi bir şey benim gözümde. zaten eskiden çalıştığım yerde iken iş arardım zaman zaman, bir tane iş görüşmemde açık açık "bir sene sonra hamileyim diye gideceksen gelme" demişlerdi, şimdi ne derler hiç düşünemiyorum. serbest çalışacak bir çevrem de yok, kaldı ki muhasebeciye, bağ-kur'a ya da sanal ofise vereceğimiz bir para da yok. onu da geçtim, özgüvenim de yerlerde artık.
o yüzden bu deftere kapalı gözüyle bakıyorum. hiç çalışmayıp, ömrümün sonuna kadar ev hanımı olmak fikri de rahatsız ediyor beni, hem maddi hem de manevi olarak. herkesin genç insanları çalıştırdığı bir piyasada sıfırdan nasıl başlayabileceğim hakkında hiçbir fikrim yok ve bu beni karamsarlığa sürüklüyor.
yakın bir arkadaşım, yapacak başka bir işin yoksa bir tiktok ya da instagram sayfası açıp hobilerini (kültür sanattır, kozmetiğidir, video oyunudur vs.) gelir kaynağı haline getirmeye çalışabilirsin diye bir tavsiye vermişti.
lisenin son dönemlerinde ve üniversitede iken bazı bloglara müzik, edebiyat vs. yazıları yazardım, bir dönem de bir internet radyosunda program yapıyordum ama bunlara elimi sürmeyeli o kadar uzun zaman oldu ve sosyal medya o kadar farklı noktalara gitti ki, hızına yetişemezmişim gibi hissediyorum. hani gelir kaynağı olmasa bile bana iyi gelir mi diye düşünüyorum ama ruh halim şu an psikoloji kitapları okumaktan başka bir şeye izin vermiyor. (onu da hayatımdaki anlamsızlığa nasıl çözüm bulurum diye yapıyorum.)
bir tarafım da bunca senenin emeğini tamamen çöpe atmak istemiyor. hukukçu sıfatıyla çalışmayacağım fakat hukuk bilgimi kısmen de olsa kullanabileceğim, yaşa da takılmadan sıfırdan başlayabileceğim bir iş var mıdır diye düşünüyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.
yukarıda yazdıklarıma dönüp bakınca aslında sorunun kümülatif bir sorun olduğunu görüyorum, bunca soruna sadece bir şeyin çözüm olmayacağının da farkındayım fakat hayatımı sürdürebilmem için ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmediğim bir noktadayım ve her türlü tavsiyeye açığım.
buraya kadar okuduysanız, bu yazıya vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
1. Kpss çalışın.
2. Mali müşavirliği, gümrük müşavirliğini araştırın. Yasaları takip etmek önemli bu işlerde.
3. İngilizce biliyorsanız çeviri yapabilirsiniz.
4. Kadınmışsınız. Sınava hazırlanıp güzel bir bölüm okuyabilirsiniz. Okul öncesi öğretmenliği gibi.
5. İcra müdürlüğü sınavına girebiliyorsanız girin.
6. Polis olabilirsiniz. Kadın ve avukat polis iyi yerlere gelebilir.
31 yaş bu kadar umutsuz olmak için çok küçük bir yaş.
issizlik ve gorunurde bir perspektif'in olmamasi kadar insani yipratan bir sey yok.
fikir olarak kendi sektorumden onerebilirim: sivil toplum orgutlerinde calisabilirsin.
Sivil toplum orgutlerinde uni egitiminden bagimsiz olarak insanlarla icice calismani gerektirecek pek cok pozisyon var: dosya calisani, saha calisani, destek birimleri vs. Bunlari cogu icin illa sosyal bilimler mezunu olmana gerek yok. avukat oldugun icin hukuki metinleri anliyor olabilmen bile diger adaylarin bir adim onune gecmen demek. Yasin oldukca genc, ben buna takmazdim. kadin olman avantaj; cok fazla erkek siddeti magduru kadin ve cocuk var. genelde bu insanlarla kadinlarin ilgilenmesi tercih ediliyor.
bu kurumlarda direkt avukat ilanlari da oluyor ki, maaslari da diger departmanlara gore yuksektir. ama girmesi daha mi zordur bilemedim.
genelde iyi ingilizce bilmek gerekiyor, ama sart kosmayan kurumlar da var.
gaziantep, kilis, sanliurfa gibi sehirlerde is olanaklari istanbul, ankara, izmir'e gore cok daha fazla. bir kac sene tecrube sonrasi uc buyuk sehire gelmek mumkun (ki direkt bu buyuk sehirlerden de baslanabilir).
bu tarz kurumlarda kar amaci gudulmedigi icin "baskasina para kazandiriyorum" duygusu daha az, mesleki tatmin duygusu oldukca fazladir.
uluslararasi kurumlar'da calisma ortami cok ama cok iyidir, maaslar da guzeldir. Kurum kuculdukce biraz sikintilar baslar ama yine de genel olarak ozel sektorlerden iyi oldugunu dusunuyorum.
Ilanlara gelbasla'dan bakabilirsin. kendine dogru isi bulman bir kac ayi alabilir.
biraz hizli yazdim. umarim anlasilabilir olmustur
burada iki sorun var gibi.
1- evde olmak
2- bugüne kadarki iş tecrübelerinin olumsuz sonuçlanması
evde olmak meslekten ve çalışma durumundan bağımsız bir problem. 2+ senedir remote çalışıyorum, ev boğuyor. ofisten çalışmanın, hava değişikliğinin, oradaki insanlarla üç beş laflamanın ruha ne kadar iyi geldiğini bunların yokluğunda anladım. o yüzden bu konuyu meslekten bağımsız değerlendirmeli. sonuçta evde oturmak ruha kötü geliyor, evet.
yeni mezunların tecrübesi olmadığı için iş bulamadığı dünyada siz x yıl tecrübem var, yaşıma göre az diyorsunuz. avukat iş piyasası bu konuda diğer beyaz yaka işlerden nasıl farklılaşıyor bilmiyorum ama bu sorun görünmedi bana. 2 senede hem kendi müvekkilleriniz olmuş ve çalışmışsınız, hem de bağlı çalışmamak için sağlık gibi kritik bir sebebiniz varmış. iş görüşmesinde gap-year söz konusu olduğunda bunun hangi sebeple olduğu önemli. altını geçerli sebeplerle doldurabilirseniz, bunun iletişimini de sağlıklı yaparsanız birlikte çalışmak isteyebileceğiniz kalitede insanlar bunu zaten anlayışla karşılar.
bir de, sizi mutsuz eden avukatlığın kendisinden ziyade çalıştığınız yerler ve insanlar olmuş sanki. o yüzden ben sizin yerinizde olsam memuriyet vs. düşünmem, doğru iş yerini/insanları aramaya devam ederim, mesleğimden vazgeçmem.
bu esnada da yüksek lisans yapabilir ve/veya kendinizi hukukun gelecek vaat eden ve çok talep gören bir alanında geliştirebilirsiniz.
Hukuk fakültesinin pratikte işe yarayacak verdiği bir skill yok. Hukuk fakültesine nedense gereksiz bir anlam yüklendi.
Neyi seviyorsan o alana yönelik bir beceri elde etmeye bak. Zamanında iktisat yazsan çok fazla seçeneğin olurdu. Hiçbir şey yapmamak olmaz. Maddi imkan nedir, motivasyon nedir, kimsin nesin bilmeden şunu yap demek de yanlış. Genel öneri olarak sevdiğin şeyler için çabala derim ben
hakim-savcılık?
etik ve ahlak olarak sorun yaşatmaz
Mesleginizi sevmemenizden bagimsiz olarak paraya ve iyi para kazanan ve sizin gozunuzde varlikli olan insanlarla ilgili inanclarinizi gozden gecirmenizi tavsiye ederim, ben karsiniza enteresan isverenlerin cikmasinin baska bir nedeni var.
Hayati siyah beyaz gormek psikolojik olarak zor durumda oldugunuzun en buyuk gostergesi bence, imkaniniz varsa yardim alin. 'Baska bir sey yapmak' icin siyah beyaz gormeyi birakabilmek bunun icin de once depresyonu tedavi etmek lazim
31 yaş daha yolun o kadar başı ki; umutsuzluğa kapılmanız için hiçbir sebep yok. Ama isterseniz bir doktora görünün, D mi B mi olur bilmem bir vitaminlerinize baksın ve iç disiplin konularını bir araştırın.
İş konuları kısmını dissendium çok güzel yazmış, bunlara uyum yöneticiliğini, ihracat kontrol yöneticiliğini ve kişisel veriler konusunu da ekleyeyim ben. Sadece diplomanız bile bir sürü sivil toplum kuruluşunda gönüllü çalışmanız için işe yarar, oradan çevre edinir sonra başka alanlara kayarsınız. Sadece ataleti atın üzerinizden.
Ben de uzun süredir bırakmayı düşünüyorum. Ama sizin gibi cesaret edemiyorum. Halen çalışmaya devam ediyorum.
Önerebileceğim maalesef hukuk mezunu için KPSS. Başka da alternatifimiz yok..
yaşınız bu kadar umutsuzluğun sebebi olacak bir yaş değil, daha çok gençsiniz.
yüksek lisans ve doktorayı sevdiğiniz bir alanda yaparak akademi düşünebilirsiniz veya sevdiğiniz bir bölümü okumayı düşünebilirsiniz.
4 yıl sonra bunları yapsanız da yapmasanız da 35 yaşında olacaksınız.
ben de sevmediğim bir bölümü okumaya zorlanıp daha sonra tekrar başka bir bölüm okudum. yaptığım için de çok memnunum. yaş 35
ben sizin iktisat okumuş halinizim.Yas da aynı .2 üni bitirdim. okuduğum 2 bölümle de alakalı bir işe giremedim hep farklı işler. yani bu yasta sabit bir mesleğim yok. bir süredir yazılım öğreniyorum ama onda da junior olarak işe girmek şu anki piyasada cok zor.boşa giden yıllara mı ,geleceğin belirsizliğine mi ,arkadasların hepsinin düzenini kurup hayatını yasıyorken senin elinde hiçbir şey olmamasına mı üzüleyim bilemiyorum.inanılmaz bir iç sıkıntısı her gün boğuşuyorum