annemin 20 yıllık buzdolabının motoru bozulmuş, tamirci 4 bin diyor.
tamir ettirsek bile 20 yıllık buzdolabı daha ne kadar götürür, yenisini alalım dedik. dedik ama çarşıya çıkıp fiyatları görünce dudağımız uçukladı.
annem 79 yaşında, tek başına yaşıyor. yemek bile yapmıyor artık, buzdolabının yarısı boş, yarısı meyve ile dolu. sağlığı eh işte (allah uzun ömür versin tabi de) daha kaç yıl yaşar, yaşadığı sürede tek başına yaşamını idame ettirebilir mi, yanına bakıcı mı alır, o mu bizim yanımıza taşınır, bir bakım merkezine mi gider, bir sürü belirsiz durum var. bu yüzden buzdolabı işi tam bir yılan hikayesine döndü, bir de üstüne ev sahibi evden çıkarttı kadıncağızı, yeni ev tuttuk, emlakçı, depozito, boya-badana, nakliye derken bu ay karı-koca iki maaşımızı anneme harcadık bile, üstüne de bir aydır bu işlerle koşturmaktan, sürekli bi şeylere karar vermekten yıldık. üstüne tüy diken buzdolabı hem fiyat hem de karar aşamasında resmen soğuk savaş yarattı evde.
1. tamir ettirmek hala bir seçenek, 20 yıllık ama bosch marka, motoru bozulmadan önce tank gibi çalışan bir buzdolabıydı, 4 bine değer mi, hadi değdi kaç yıl daha götürür belirsiz.
2. spotçuları dolaştık, çok kullanılmıştan az kullanılmışa 5 ila 10 bin arasında değişiyor fiyatlar. garanti yok tabi, en fazla 2-3 ay içinde arıza olursa biz tamir ettiririz diyorlar. taksit de yok.
3. iki tane tamirci-satıcı var. çok eski dolapları alıp tamir ve bakım yapıp satıyorlar. oldukça eski bir arçelike 2,5 diyor, sağlam gibi görünüyor ama hani beyaz eşyaların plastik kısımları zamanla sararır ya, öyle işte, hiç albenisi yok. tabi gene garanti de yok, 1 ay içinde arıza olursa ücretsiz tamir, 1 aydan sonra allah kerim.
3. sıfır alsak o ayrı bir dert. marka, model, büyüklük, küçüklük iyice kafamızı karıştırdı:
3a. büyük, güzel sağlam, pahalı bir şey alıp ki en az 20 bin civarı oluyor, annemden sonra bizim zimmetimize geçirme opsiyonu var (bizim dolap da 15 yıllık bu arada) sizin dolabı anneye verin, kendinize yenisini alın diyecekler için, aynı ilde olsak ilk yapacağımız bu olurdu ama nakliye işi zaten bi buzdolabı parası.
3b. büyük ama orta halli bir şey 15 bin civarı alıp annemden sonra, eşimin ailesine transfer opsiyonu var. onların da dolabı eski sayılır. bunda da annemin dolabı boşa çıkmadan onlarınki bozulursa kötü senaryosu var.
3c. ufak, tefek, idareten ucuz bir şey alsak o da en ucuz 9-10 bin liraya altus markadan başlıyor.
annemin ölüm tarihine bahis oynuyormuşum gibi geliyor, üzülüyorum bu opsiyonları düşünürken ama gerçek hayat da çok acımasız.
soru ne bilmiyorum, galiba aynı kişilerle aynı konuyu konuşup aynı noktalarda kararsız kalmaktan sıkıldım, farklı bir bakışa ihtiyacım var.
siz olsanız hangisini yapardınız, neden?
tamir ettirsek bile 20 yıllık buzdolabı daha ne kadar götürür, yenisini alalım dedik. dedik ama çarşıya çıkıp fiyatları görünce dudağımız uçukladı.
annem 79 yaşında, tek başına yaşıyor. yemek bile yapmıyor artık, buzdolabının yarısı boş, yarısı meyve ile dolu. sağlığı eh işte (allah uzun ömür versin tabi de) daha kaç yıl yaşar, yaşadığı sürede tek başına yaşamını idame ettirebilir mi, yanına bakıcı mı alır, o mu bizim yanımıza taşınır, bir bakım merkezine mi gider, bir sürü belirsiz durum var. bu yüzden buzdolabı işi tam bir yılan hikayesine döndü, bir de üstüne ev sahibi evden çıkarttı kadıncağızı, yeni ev tuttuk, emlakçı, depozito, boya-badana, nakliye derken bu ay karı-koca iki maaşımızı anneme harcadık bile, üstüne de bir aydır bu işlerle koşturmaktan, sürekli bi şeylere karar vermekten yıldık. üstüne tüy diken buzdolabı hem fiyat hem de karar aşamasında resmen soğuk savaş yarattı evde.
1. tamir ettirmek hala bir seçenek, 20 yıllık ama bosch marka, motoru bozulmadan önce tank gibi çalışan bir buzdolabıydı, 4 bine değer mi, hadi değdi kaç yıl daha götürür belirsiz.
2. spotçuları dolaştık, çok kullanılmıştan az kullanılmışa 5 ila 10 bin arasında değişiyor fiyatlar. garanti yok tabi, en fazla 2-3 ay içinde arıza olursa biz tamir ettiririz diyorlar. taksit de yok.
3. iki tane tamirci-satıcı var. çok eski dolapları alıp tamir ve bakım yapıp satıyorlar. oldukça eski bir arçelike 2,5 diyor, sağlam gibi görünüyor ama hani beyaz eşyaların plastik kısımları zamanla sararır ya, öyle işte, hiç albenisi yok. tabi gene garanti de yok, 1 ay içinde arıza olursa ücretsiz tamir, 1 aydan sonra allah kerim.
3. sıfır alsak o ayrı bir dert. marka, model, büyüklük, küçüklük iyice kafamızı karıştırdı:
3a. büyük, güzel sağlam, pahalı bir şey alıp ki en az 20 bin civarı oluyor, annemden sonra bizim zimmetimize geçirme opsiyonu var (bizim dolap da 15 yıllık bu arada) sizin dolabı anneye verin, kendinize yenisini alın diyecekler için, aynı ilde olsak ilk yapacağımız bu olurdu ama nakliye işi zaten bi buzdolabı parası.
3b. büyük ama orta halli bir şey 15 bin civarı alıp annemden sonra, eşimin ailesine transfer opsiyonu var. onların da dolabı eski sayılır. bunda da annemin dolabı boşa çıkmadan onlarınki bozulursa kötü senaryosu var.
3c. ufak, tefek, idareten ucuz bir şey alsak o da en ucuz 9-10 bin liraya altus markadan başlıyor.
annemin ölüm tarihine bahis oynuyormuşum gibi geliyor, üzülüyorum bu opsiyonları düşünürken ama gerçek hayat da çok acımasız.
soru ne bilmiyorum, galiba aynı kişilerle aynı konuyu konuşup aynı noktalarda kararsız kalmaktan sıkıldım, farklı bir bakışa ihtiyacım var.
siz olsanız hangisini yapardınız, neden?
istanbul anadolu yakası ise tamirci önerebilirim.
kendime alacaksam arçelik ya da altus alırım (sıfır alacaksam) ama bu şartlar altında ben tamiri seçerdim çünkü motor öyle kolay kolay bozulan bir parça değil. düzgün yapıldıktan sonra uzun yıllar gideceğine inanıyorum.
kisa
80 yaşına gelmiş kadının büro tipi cihaz kullanabileceğini sanmıyorum. Eğilip kalkması sıkıntı olur. En mantıklısı tamir ettirmeniz gibi duruyor. 20 yıllık Boschlar kaliteli cihazlardır. Uzun yıllar ikinci bir sıkıntı çıkaracağını sanmıyorum.
yadigar
1