neye gelişmiş dediğine bağlı. Çok katı regülasyonlar ve bu nedenle şehre yeni bina yapılamaması = yüksek fiyatlı evler. Ama güzel görünen şehirler.
"her yönden" gelişmiş diyen yoktur bu arada. Çok/genç nüfus ve acelecilik sebepli şeylerde biz iyiyiz. Online bankacılık, acil servisler, özel hastane gibi.
Kendi yaşadığım yerde Fransa'da asgari ücret kazananlarin orani yüzde 12.
Türkiye'de yüzde 40i asti. Artik kac bilmiyoruz.
Yani asgari ücretli Süper geçinmez tabiki, adı üstünde.
Ama ben hep bu basit ornegi veririm;
Bir gün arkadaş carrefour iş başvurusu yapti. Ben de hayatımda görmediğim için merak ettim sartlari.
Maas, 13. Ay bonusu, kar payi, 5 hafta tatil, yüzde 10 indirim, hayat sigortası, tatil ceki.
Neyse yani asgari ücretli isin bile Avrupa'da (üst seviye ulkelerde) farki var.
Soruyu da tam anlamadim bu arada ironi mi değil mi. Gelişmiş ülke olmak ile ev fiyati alakası nedir.
Bu arada her seyiyle her ülkeden iyi diye bir şey zaten olamaz.
Ütopya o.
berlin'in göbeğinde 30 katlı apartmanlar olmamasına, şehirlerinin güzel ve düzenli kalmasına gelişmemişlik diyorsan evet gelişmemişler.
ev fiyatları da kiralar da çok pahalı çünkü
inşaat maliyet endeksi fırladı
-enflasyon,
-borç bulunamama(faizin durumu)
-ve inşaatın en önemli maliyet kalemi demir fiyatlarının ayrıca fırlaması yüzünden
ev üretilmeyince arz olmuyor=mevcut evlerin satış + kira fiyatı artıyor
data.tuik.gov.tr
yıllık konut satışlarına bak 2020 2021 2022de düşmüş, bu korkunç bi şey bu, sürekli artması lazım
data.tuik.gov.tr
türkiyede asgari ücret alanlar %40 değil bir de. o devlete beyan edilen maaşlardan sebep.
sgk priminden kaçıyor işletmeler. vergi ödenmeyen yerde neden prim ödensin.
Zaten gelişmiş ülke daha pahalı olmaz mı? Garip olan ne?
asgari ucretle karsilastirma yapmak bizim turkiyeye has birsey. avrupada asgari ucret demek vasifsiz bir calisanin alacagi, nitelik gerektirmeyen isler icin verilen ucret demek. bu nedenle de avrupada asgari ucreti genelde ogrenciler ek is yaparken, ya da gecici sure is degistirip calisanlar alir. ama maalesef turkiyede asgari ucret tum is kollarinda tecrubeye bakilmaksizin uygulaniyor. avrupada asgari ucret kazanan en az gelire sahip %10 nufusun zorlanirken. turkiyede is yaklasik %50 gercekten cok zorlaniyor gecinmek icin.
insaatta maliyetin onemli bir kismini iscilik maaliyeti olusturuyor. demirin cimantonun isciliginden tutun da insaatin kendisi icin ciddi bir iscilik gerekiyor. turkiyede bu iscilik ucuz, cunku bu alanlarda calisanlarin cok buyuk kismi asgari ucretle calisiyor. hatta o kadar ki bu konuda ise yeni baslayan muhendisler bile ise asgari ucretle basliyor. avrupada ise insaat iscisi, duvarci, fayansci, elektrikci, tesisatci hicbirini asgari ucretle calistiramazsin. bunlar insaat maliyetlerini yukseltiyor. ayni zamanda turkiyede insaat maliyetlerini dusuren en buyuk seylerden biri de sigortasiz isci calistirmak ve taseron sistemi.
ev fiyatları kendi asgari ücretlerine ve kredi imkanlarına baktığında pahalı değil.
eğer normal bir maaşın ve hayatın varsa çok rahat kredi ile 15-20 yıl arasında gerçek anlamda kira öder gibi ev sahibi olabilirsin. tr'de 1000euro ihtiyaç kredisi vermiyor şu an bankalar.
türkiye'nin avrupa'yı geçebildiği tek yer voleybol maalesef.
ben hayatımın son 5-6 yılını yurtdışında iki farklı gelişmiş ülkede geçirdim. gördüğüm toplam inşaat sayısı bir elin parmağını geçmez. onlar da binanın yıkılıp yeniden yapılmasıydı.
boş gördükleri her alana bina yapmadıkları için talep artmasına rağmen arz aynı kalıyor bu da kiraların ve ev fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. bunun en büyük avantajları şehrin nüfusunun kontrolsüzce artmaması ve şehir dokusunun korunması tabii ki.
Onların asgari ücretlisinin aldığıyla, bizimkinin aldığı bir değil +1
Onların asgari ücretlisinin nüfusa oranıyla bizimki bir değil +1
Asgari ücret demek zaten zar zor geçinilecek ücret demek +1
Ayrıca
Onlarda musluk tamircisinin biraz para bulmuşu müteahhit olamıyor,
Oralarda klozetin kapıya mesafesi standarttan 2 santim kısa diye inşaat mühürlüyorlar
Tarım arazisinin göbeğine apartman yaptırmıyorlar,
Şehrin dokusunu bozacak gökdelen diktirmiyorlar.
Dolayısıyla arz sınırlı.
İnsanlar bilinçsiz üremediği için yeni binaya talep de sınırlı.
Dolayısıyla arz, talep ve fiyatlar belirli bir yerde buluşmuş kalmış.
- Ev fiyatlarının yüksek olması bilinçli bi politika. Berlin'de yanlış hatırlamıyorsam evlerin %40'ına yakınının sahibi şirketler. Karşında o kadar güçlü bir sermaye grubu varken ev fiyatlarını da düşüremezsin, kiraları da :) Üstüne bi de sürekli göçmen alıp talebi artırırsın, mis gibi iş. İkinci en büyük ev sahibi de devlet, bu da politikacı ve bürokratların elinde ciddi bi güç.
- Regülasyonların da (tüm dünyada) temel amacı piyasaya sonradan girmeye çalışanların önünü kesip, varolan şirketlerin tekelleşmesine yardımcı olmaktır. Avrupa'da bürokrasi cehalet seviyesinde. Baya devrim falan yapıp memur kellesi almadan sorun çözülebilecek gibi durmuyor. Bizde de rüşvet dönüyor (bu belediyeden ruhsat alma muhabbetinin olayı bu), ama henüz kangren boyutuna gelmiş değil. Bizde millet o kadar koyun değil gerçi, misal bu 2. mtv'yi kimse ödemeyecek, sonra da iptal edilecek vs. Covid cezalarında da öyle oldu.
- Stockholm'de şehir içindeki düz normal yollarda toll var, millet de koyun gibi ödüyor, biz bu kadar vergiyi niye ödüyoruz diye soran yok :) Londra'da şehir merkezine arabayla girenden vergi almaya çalışıyorlar şimdi. Yani ev yapamamalarını geçtim, bedava yol da yapamıyorlar. Alman otobanları iyi de Berlin'deki yeni havaalanını yapmaları 15 yıl mı ne sürdü :)
Sözün özü: bürokrasi. Berbat durumda. O yüzden devletin el attığı her konuda durum felaket. Bizim de önümüzdeki 10 yıl, o kadar da olmasa kötüleşecek gibi görünüyor.