Yaşım 33 küsür, öyle çok parlak bi iş hayatım olmadı malumunuz Türkiye şartlarında. Yani sgk dökümüne falan bakılıyor mu bilmiyorum. ingilizcem iyi ama şu an ielts vb bir dil puanım yok, bazı okullar istemiyormuş, gpa 2.60.
Direk lisans için gitmeyi de düşündüm ama 25 yaş istiyorlarmış.
Diyelim ki okuldan kabul aldık yukarıda saydıklarıma konsolosluk ne kadar dikkat eder. Yani bu buraya okumaya değil, AB için ne iş olsa yaparım düşüncesiyle geliyor derler mi. Asıl çalışma amacım gerçekten yazılım ve eğitimi de ona göre almak ve o alanda çalışmak istiyorum. Yüksek lisansın aranan bir meslek olması ne kadar olumlu etkiler sizce?
Polonya veya farklı bir ab için de (Karadağ, Malta) eğitim olsun, direk çalışma vizesi olsun, ev / iş yatırımı olsun önerileriniz varsa lütfen onları da belirtin.. Teşekkürler.
Parayı verince girersin. Muhtemelen okul bitince de Türkiye'ye dönmek zorunda kalırsın. Avrupa'nın Erzurum'u gibi düşün. Biraz esmersen, saçın kılların falan siyahsa konuşmazlar seninle.
Polonya avrupa'nın kalanına göre oldukça homojen bir ülke. Yani göçmen nüfusa çok alışık değiller. Okullara kayıt olmak kolay polonya için. bir haftada yüksek lisans kabulünüz tamamlanır. Sıkıntı vize almakta.
Son 3 yılda polonya türk öğrencilerin gözdesi oldu çünkü almanya ve benzeri ülkelere parası yetmiyor artık kimsenin.
Polonya da bu bir anda artan talep karşısında çok seçici davranıyor öğrenci vizesi konusunda.
Ülkede çok fazla özel üniversite var. Bazıları bizdeki tabela üniversiteleri gibi. Birçok türk de bunlara başvuruyor tam da sizin dediğiniz gibi ben oraya gideyim de sonra iş bulurum diye. Ama konsolosluk bunu yemiyor vizede. Hatta bir eğitim danışmanı birkaç üniversiteden gelen başvuruların çoğu vizede ret yiyor diye anlatmıştı.
Okullar bir akademik değerlendirme yapmıyor genelde. Ödemeyi alıyor, üniversite mezunu musun diye bir bakıyor sonra kaydını alıyor.
O yüzden başvurunuzun gerçekten bir yüksek lisans başvurusu olması lazım. Bir kere alanınızla alakalı olmalı. Yani atıyorum işletme, ekonomi bitirmiş adam yazılım yüksek lisansı yapacağım derse "ne alaka" derler. Ya da çok iyi niyet mektubu yazmanız lazım bunun işiniz için önemli olduğuna dair.
Normalde eğitim vizesi için sgk dökümü falan istenmiyor. Ama 33 yaşında bir başvurunun profesyonel kariyerini göstermesi vize için önemmli.
Konsolosluk eğitim başvurularını çok inceliyor. "Bu okumaya değil, okul bahanesiyle buraya yerleşmeye geliyor" algısını hissettiği anda ret diyor.
Adamların olayı şu, tamam gel eğitimini al, sonra ülkene geri dön. Bunu hissetmesi lazım vizede. Burada dönmenizi gerektirecek bir sebep sunmalısınız. Atıyorum şirketinizde yükselmek için yurtdışında yüksek lisans şartınızın olması bunu göstermeniz vs.
Çünkü son 2-3 yıl içinde yüksek lisans diye gidip dönerci olarak oraya yerleşen çok türk oldu adamlar da bunu istemiyor.
Mümkünse ciddi bir devlet üniversitesinden başvuru yapın. Bir eğitim danışmanıyla çok iyi bir başvuru hazırlayın. Öbür türlü büyük ihtimal okula kaydınız olduğu halde ret yemeniz yüksek ihtimal.
Bu arada ben 30 küsür yaşında lisans için vize alan örnekler duydum. Biraz da şans faktörü.
Polonya'da iş fırsatları ise sektöre göre değişiyor. Genelde köyden hallice derler ama büyük firmalar için şu anda eskiden Türkiye'nin olduğu pozisyonda. Bir dönem birçok şirket ucuz iş gücü sebebiyle Türkiye'yi tercih ederdi. Şimdi AB üyesi olduğu için, avrupa'ya yakın olduğu için genel merkezlerini buraya taşımaya başladı. Büyük şehirlerinde yazılım ve pazarlama konusunda çok ciddi iş fırsatı var. Polonyalı gençler de almanya'ya kaçtığından genç işgücü arıyorlar.
Eğer bütçeniz ve bilginiz varsa ticaret ve yatırım için daha uygun bir ülke. Çünkü AB üyesi olmasına rağmen birçok sektörde çok fazla açık var. Özellikle Türkiye'den uygun fiyatlı ürün alıp oraya satmayı düşünenler için fırsat büyük. Tekstil, mobilya, gıda vb sektörlerde potansiyel büyük.
Ama dediğim gibi bir göçmen olarak avrupa'nın kalanına göre uyum sağlamak daha zor. Özellikle fiziksel olarak göçmen olduğunuz belli oluyorsa, Lehçe konuşmuyorsanız zorlanmanız olası. İngilizce bilen insan sınırlı büyük şehirler dışında. 40 yaş üstü nüfus bile doğru düzgün ingilizce bilmiyor. Mesela almanya'da, belçika'da, hollanda'da ingilizce'yle yaşarsınız. burada varşova'nın merkezi dışında zorlanırsınız.
Sosyal olarak da iyi ve ılımlı insanları olmasına rağmen ciddi bir yabancı karşıtı hatta radikal sayılabilecek bir nüfus da var özellikle yaşı büyük olanlarda. Çok fazla işgal gördükleri için toplumsal hafızaları yabancı karşıtlığına evrilmiş. Birçok polonyalı için türk pasaportunuzun olması doğrudan "müslüman göçmen" sınıfına sokuyor onların gözünde sizi. Koyu katolik hatta bağnazlık seviyesinde katolik oldukları için fiziksel şiddete kadar varan durumlar yaşanabiliyor münferit olarak. bu arada adamlar herkese mesafeli. Özellikle din konusunda hassasiyetleri avrupa'ya göre daha yüksek. Bizdeki %99 müslüman ülke muhabbetinin benzerini birkaç sosyal medya postunda görmüştüm. "Burası %90'ı katolik bir ülke, göçmenler bunu unutmasın" gibisinden yazıyorlar:D Yani ortodokslara da mesafeliler. Yahudilere de. İngilizce konuşan birini gördükleri anda dönüp bakıyorlar. Mesela koşer ve helal et satışının yasaklanması konu oldu bir ara. Müslüman ve yahudi nüfus kolkola eylem yaptı ki çok kolay bir araya gelmezler bunlar.
Kolay bir ülke değil yani. Türkiye'de orta sınıf bir beyaz yakalı için yaşam şartları sadece bir miktar daha iyi sayılabilir.