birkaç haftadır kiralık eve çıkmaya çalışıyorum ama kesinlikle ev yok. nezih bir yerde tepeme yıkılmayacak evler arıyorum haziranın ortasından beri. ev fiyatları 1 ayda 2 katına çıktı. benim maaşımsa çok çok az arttı. sizce bunun sonu ne olacak? %25 olayının kalkmasını mı bekleyeyim bir sene? aynı apartmanda 4-5k'ya oturan insanlar varken bana 23k'ya muadil daire verilmiyor. gerçekten şaşkınlık içerisindeyim. 1 ay falan beklesem düzelir mi bu saçmalık? dün emlakçıyla konuştum 27k'lık evi gezmeye gidiyordum belki pazarlık yaparım diye. ben gidene kadar tutulmuş yepyeni ilan. insanlar kaç para kazanıyor olabilir? geleceğe dair bir analizi veya bilgisi olan var mı bu kiralar konusunda?
daha da kötüye gideceğini öngörüyorum.
"1 ay falan beklesem düzelir mi bu saçmalık?"
hayır :)
bu iş ancak şirketler çalıcak eleman bulamayıp anadoluya taşınmak zorunda kalınca/kalırsa düzelebilir. Yani evler yine pahalı olur çünkü kalabilenler var, ama onlar kalabilir herkes İstanbul'a gelmek zorunda kalmaz.
Asgari ücretle veya hatta 20-30 bin ücretle kimse tek başına evde kalamaz. Ya evliler çift maaş ile kalabiliyor, ya ev arkadaşı bulunuyor. Bence "oda kiralama" konsepti İstanbul'da da yerleşecek. Paris'te Londra'da anlatılan gibi g.t kadar odaya 8 bin kira verip 3-5 kişi kalacak insanlar.
Normalde düzelebilirdi ama fena göç var, ev alıp gelen var (daha kötü durumdaki ülkelerdeki zenginler İstanbul'a Antalya'ya falan geliyor) ve bunun üzerine ev üretimi kısıtlı.
Ben git gide anarşist bakış açısına geçtim, çok büyük bir kriz (barınma, sosyal ve ekonomik, yani şirketler batıp büyük sosyal olaylar olup vs.) ve yenilenme olmadan düzelmez bu.
Kaçak göçmen göçü tersine dönmediği ya da Hükümetin konut yapımı için çok çok büyük haddinden fazla büyük bir teşvik başlatmadığı sürece bu işin çözüleceğine inanmıyorum.
Müşterek kullanımlı evler ve evlerde kiralık odalar süreci başlayacak. Rus klasiklerinde örneklerini bol miktarda görmüşsünüzdür. Öyle bir sürece gireceğiz diye düşünüyorum.
sorun göç yada göçmenler değil onlarda 30 bin kira verecek güç yok. sorun ortahalli yada zengin arap rus ukrayna iranlilarin deli gibi vatandaşlık oturum izni almasi. önlem alinmazsa daha kötüye gidecek
1 ay içinde olabilecek tek şey daha da kötüye gitmesi olur.
Bu da yakin süreçte duzelmez. Ülkede is şehirlere yayilmazsa duzelmez. Sadece İstanbul değil izmir, ankara, antalya falan da kötü.
@buenosdias, sorun göçmenlerde değil demiş de, en kötü eve talep patlayıp fiyatı ikiye katlayınca 15.000 liraya kiralan evin fiyatı yerinde sayar mı? Piyasada düşük kiralı ev kalmayınca herkes bir üst fiyattaki eve saldırıyor. Her kademedeki evin fiyatı artıyor.
Ruslar, Ukraynalılar, İranlılar zaten geldiklerinde vatandaşlık alabilmek için ev satın alıyorlar. Ve genelde onların satın aldıkları evler (Antalya bölgesi hariç) bizim ilgi alanımızın çok üzerinde.
eski yeşilçam fimlerinde zaten oda kiralama var. evli çiftler bile kalıyor odalarda. genelde ermeni rum ev sahipleri var tatlı şirin. onlar kiralıyor
Allah'ın Gebze'sinde kiralar 15 bin TL. İşçilerde işten atılma korkusu kalmadı. Çatır çatır bırakıyorlar. Sonuçta hep en düşük maaşı alıyorlar. Yol yemek dışında hak yok. Lojistik depoları sürekli eleman arıyor. Çalıştığım yerin müdürü duraktan adam toplayın diyor. :) Üretim, lojistik durursa anca bir şey değişir ama bu yönetimle zor.
Yılın başından beri hem satılık ev bakıyorum, hem kiracılarla konuşuyorum hem de kendi çevremde gözlem yapıyorum:
- Ev sahibi olmayan İstanbul'dan gidiyor. Kimi ailesinin yanına döndü; kimi daha uygun kiralık evler olduğundan Edirne, Mersin gibi yerlere göç etti. Kiralık evlerle beraber özel okul fiyatları da etkili oluyor.
- Kamuda çalışanlar tayinlerini istiyor. Gidebilen gidiyor.
Bizim toplumda dayanışma olayı var aileler akrabalar birbirine bu konuda yardımcı oluyor. Çalışıyor da olsa çocuğunun kirasının tamamını/bir kısmını ödeyen aileler biliyorum. Şu an birçok kiracı da eski kiralardan oturuyor; yani 2000-3000-4000 TL bandında kira ödeyen kiracı çok. İdare ettikleri kadar edecekler kanun genelde kiracıyı koruyor.
Emlak işinde -gerek kiralama, gerek satın alma- beklediğin her gün her hafta her ay sana daha büyük zarar olarak yazar. "Konut fiyatları çok arttı, satışlar çok düştü, balon patlıyor" tarzı söylemlere kesinlikle itibar etmeyin. Türkiye'nin her sene 700 bin civarı yeni konuta ihtiyacı var ve üretim bunun çok altında. Depremden binlerce konut yıkıldı-kullanılmaz hale geldi. Maliyetler yüksek, kuş uçmaz kervan geçmez lokasyonlarda sosyal konutlar bile 2,5M'dan başlıyor. (THY'nin Arnavutköy'deki konut projesi fiyatlarına bakın) Konut her daim birincil ihtiyaçtır dolayısıyla kesinlikle alım veya kiralamada kararsız kalmayın, beklemeyin, hemen hareket edin.
Peki ne yapmalı? İmkanı olan zaten 1 dakika beklemeden krediye girip konutunu alsın. İmkanı yeterli olmayan ailesinden destek alsın, lüksünden taviz versin "nezih" denen yerlere yüksek kiralar ödemektense şehir merkezi olmayan bölgelerde stüdyo bile olsa mutlaka konut alsın. Dededen babadan kalma arsa-araziniz varsa peşinat yapın. Gerekirse aracınız varsa satın (ben öyle yaptım). Hatta iş durumunuz el veriyorsa ailenizin evine geri dönün birkaç yıl birlikte yaşayın konutunuzu en vasat bölge bile olsa alın, krediye girin kiraya verin.
Sene başından beri İstanbul'da takip ettiğim bir bölgede satılıklarda fiyatlar ortalama %18 artarken kiralar %40 artmış. Bu işin sonu daha pahalı kiralık konut, farklı birşey beklememek lazım. Bu sorun çözülmez, dengeler çok bozuldu, arz artsa bile kimse sıfır dairesini düşük fiyatlardan kiraya vermeyecektir.
Herkesin kendini ve ailesini kurtarması gereken bir döneme çoktan girdik, uzun yıllar kiracılık konusu ciddi sıkıntı olmaya devam edecek.