teknik olarak hiçbir fark yok.
sadece komisyon oranları farklı olabilir.
daha ileride vadeli (viop) işine girersen ona da bakmak lazım. midas'ta var mı bilmiyorum.
not: bist için yazdım. amerikan borsaları için işler farklı.
ahanda benim çarpıldığım konu:
selamlar; ben bu konuda kendi kalesinde golü görmüş birisi olarak bildiklerimi anlatayım:
Şimdi bu borsalar; son kullanıcıyla uğraşmamak için devletimizin yetkilendirdiği bu tür aracı firmalarla çalışıyor. işbankası da, vakıfbank da, koçbank'da bunlardan.
Eskiden galiba işbankasından ve 1 bankadan daha yapılabiliyormuş bu işlemler, sonra çok şükür akp döneminde bunlar hep sona ermiş(bu kulak dolması bilmiyorum)
sen bu aracı firmalara paranı verip benim adıma xyz işlemini yap diye yetki veriyorsun. takasbank'da bunu senin faydan için kontrol ediyor.
işbankasından da işlem yaparken aynı yetkilendirmeyi yapıyorsun, midastan da, gmc'den de, gedikten de,kuveyt türk'den de...
bunlar arasındaki fark;
1- firmaların güvenilirliği(lan bu benim paramı alır kaçar mı acaba fikri-ki bunu devlet de denetliyor)
2-senin adına parana başka işlemler yaptırır mı ?(bunun da aslında bürokratik aşamaları var ama uygulamada kendi insiyatiflerinde-karşılıklı iyi niyet üzerine çalışıyorlar)
3- En önemlisi bu, işlemlerden aldıkları komisyon oranları...
normalde bu firmaların gelir kaynağı aslında sadece bu; yani işlem başına müşterilerinden(senden) aldıkları komisyon miktarları. bu da %0.3 - %0.03 gibi değişiyor. Yani sen 100k'lık bir işlem yaptığında devlete ödediğin vergiler v.s dışında bu aracı firmalara da(işbankası ve midas gibi) ilaveten bir komisyon ödüyorsun(hizmet bedeli)
eğer temelde uzlaşmazlık çıkmazsa; devletin yetkilendirdiği firmalar arasında; müşteri ilişkileri-kullanıcı arayüzleri ve komisyonu en az olan aracı en iyi aracı oluyor.
Ama aynı aracılar, herhangi bir uzlaşmazlık çıktığında; içlerinden canavar çıkmış kişilere dönüşüyorlar. Bunu da biz geçen senelerde viop'da yapılan aksiyonda yaşadık.
O tür bir marjinal zarar durumunda, spk son kullanıcı vatandaşı bilmeyip bu aracıyı biliyor. Ama bu aracı da neden parayı cepten versin diye: son kullanıcıya öyle sözleşmeler ve tepkilerle yön veriyor ki ortalık fena karışıyor. Yoksa bunların sigortası v.s' filan da var ama işte adam kaskosu bozulsun istemeyen ferrari sahibi gibi davranıyor.
Peki burada kazananı kim belirliyor: yine devlet. Vay arkadaş, bu nedir ya...
neyse:
yani sözüm ona; iş bankası ile midas ya da başka bir aracı firma arasındaki fark; işler iyi gittiği müddetçe(bu kar zarar etmen değil; devletten kaynaklanan marjinal durumlar(yönetmelik değiştirmeler, siyasi dönüşlerin piyasa üzerindeki ani ve yüksek etkisiyle alabora olması) haricindeki durumlarda komisyon miktarı fark ediyor.
Ama bu tür marjinal olaylar olduğunda da; aracı firmanın insiyatifine kalmış oluyorsun. Sözlükte bunun hakkında whatsapp grubu dahi kuruldu, her firma başka başka refleksler gösteriyor.