Şimdi olayımız şu:

Yaşı 40'a dayanmış, yarı emekli bir bilgisayar mühendisiyim. Hobi amaçlı devam ettiğim Fransızca kursuna daha fazla para bayılmamak adına aklıma şöyle bir fikir geldi:
Dedim ben üniversite sınavına dilden gireyim. Eğer İstanbul'da bir devlet üniversitesinde fransızca bölüm (tercüme, edebiyat yahut öğretmenlik vs.) kazanırsam beleşe yakın bir masrafa dilimi ilerletebilirim. Diploma şart değil, istediğim derslere girerim. Amaç ayda 3-4 bin lira kursa bayılmamak.

Fikir güzeldi. Gelgelelim, yks ve ydt aşırı iyi geçti. Muhtemelen ilk 1000-3000 arası bir şey gelecek sıra. Gençken Boğaziçinde okumak içimde kalmıştı. Vakit olarak, mesaim yok ve aylak sayılabilecek bir yaşamım var. Bir maceraya atılıp bu yaştan sonra Boğaziçi'nde bir bölümü mezun olma niyetiyle okumalı mı? (Fransızca bölüm yok. İngilizce çeviribilim, edebiyat, öğretmenlik vs. var) Yoksa bir heves başlayip da elime yüzüme mi bulaştırırım bu yaştan sonra?

Yahut plana sadık kalıp da yıldız, istanbul vs. bir üniversitenin fransızca bölümünü yazıp keyfime göre derslere mi katılayım?

Edit ile ek bilgi: Kariyer, meslek yahut dünyalık adına, kendimden hoşnut bir yerdeyim. Bu bir "kendime hayat ve meslek olarak nasıl bir yol çizeyim" sorusu değil. Soran da zaten yeni mezun değil. İki çocuklu, evli. (Büyüğü liseye gidiyor)

 

boğaziçi'nin adı geçtiği yerde diğerleri seçenek bile değil. herkesin içinde kalmış bir şey türkiye'de boğaziçi'de okuyamamak özellikle sayısal kesim için.

yıldız, istanbul falan sadece dert katar bence. yani sadece kampüs için bile boğaziçi seçerdim, her gittiğimde ulan zamanında dişimi sıksaydım ne olurdu diyorum.

bölüm olarak da boğaziçi çeviribilim'de okuyan arkadaşım zor zor dedi, fakat kız okul zamanı espor yayıncılığı yaparken buna rağmen bir tık uzatmalı bitirdi.

tabii illa fransızca olacak diyorsanız bölüm daha iyi olur.

gule gule

Boğaziçi'nin ortamı eskisi gibi değil. Aslında eğitimi de iyi değil, sadece öğrenciler iyi. Elit bir ortam ve kaliteli eğitim istiyorsan Sabancı, Koç, Bilkent doğru adres.

Bir de Fransızca demek GSU demektir.

roe

Yanlis kurgulamissiniz mevzuyu. Bogazici'nin ozelligi ogrencileri. Bu da demektir ki: Her sene Turkiye'nin en bilincli, hirsli, ve o vakte kadar gorece olarak kendini gelistirmis, iyi okularda okumus 500 (diyelim) 18 yasinda genci giriyor Bogazici'ne. Bunlarla ayni ortamda buyumek 18 yasinda hayati ve modern kulturu yeni ogrenen bir cocugun gelisimin icin de harika bir firsat. Ote yandan 40 yasindaki adam... ne alaka? 18 yasindaki cocuklarla interraile mi gideceksin, tiyatro mu yapacaksin, cimlere uzanip bagimsiz film izleyip vay anasini mi diyeceksin, esli danslar klubune mi gideceksin? Sacma yani.

Bogazici yerine koc diyelim, sabanci diyelim. Durum hala ayni sekilde sacma.

Ikinci olarak dil ogrenmek icin universiteye gitmek belki 80'lerde 90'larda falan bir yontem olabilirdi de gunumuzde asiri gereksiz.

hot potato

tamamen öylesine girdim sınava desen tamam gir bi bak içinde kalmasın denebilir ama bir amaç için girmişsin. boğaziçi'nde okumak ukte kaldı diyorsun tamam ama anladığım kadarıyla alacağın diplomayla hayatında hiçbir şeyi değiştirmeyi düşünmüyorsun. bir hiç uğruna esas amaçtan vazgeçmek çok mantıklı gelmedi. hot potato'nun dediği gibi 18 yaşındakilerle ortama girebileceğini sanmıyorum. o durumda anca kampüse giriş hakkı faydası olur sana o da değer mi franszca üniversite eğitimi isteğinden vazgeçmene, hangisi daha önemli bunlar senin bileceğin şeyler.

bir de diğerlerinin de dediği gibi x okulun fransızca bölümü yerine gsü'ye girsen daha iyi sanki, bilmiyorum senin dereceninin de yetmeme durumu var mı gsü için ama yoktur herhalde.

semaforo de medianoche

Boğaziçi sözel öğrenci profili hırslı fakir falan değil. Tam tersi zengin ve idealsiz. Gelecek kaygısı olmadığı için boun etiketi almak istiyor.

roe

Okunmaz çünkü 4 yıl. Lisede tıp okumayı çok istiyordum. Şu an kazansam okumam. 6 yıl harcamak istemem. Emekli olunca belki üniversite okuyabilirim.

dissendium

aynı şekilde bilgisayar mühendisiyim; benzer şekilde içimde boğaziçi felsefe ukde kaldığı için 25 yaşında boğaziçi felsefe yüksek lisansına başlayıp ilk dönem sonunda bıraktım.

felsefe mezunu olmadığım için ilk sene hazırlık yılıydı, dolayısıyla lisans öğrencisi gibi lisans derslerine girdim sadece (online'dı hepsi, korona dönemiydi). mesela logic'te, her hafta ciddi vakit ayırılması gereken ödevler vardı ve ödevlere vakit ayırmayı absürt bulduğumdan ilk 2-3 ödevden sonra "bu kadar yeterli" deyip kafada bitirmiştim (bir başkası belki hocalar ile konuşabilir ödevler vesaire için de, ben bölümü tamamlama niyetiyle başlamamıştım zaten, girmek ukdeydi sadece).

benim ukde versiyonumda şöyle sonuçları oldu: önceden sürekli kafamda boğaziçi felsefe takılıyken, bölüme bir girip çıktıktan sonra bir daha ukde olarak aklıma gelmedi bölüm hiç. yani, girip çıkmış olmak, 5-10 kez keyfi olarak güney kampüs'e gidip takılmak yeterli ve de çok iyi oldu. ayrıca yüksek lisansa devam etmeyerek, 20-30 yaş aralığındaki üç senemi pek de ilgi duymadığım derslerle, konularla vakit harcayarak heba etmemiş oldum.

sizin durumunuzda, belki boğaziçi tercih edip bir sene (ya da ne kadar isterseniz) durup boğaziçi hevesinizi alabilirsiniz, sonrasında, bir sene sonra zaten yine bir başka -fransızca- bölüme giriş yapabilirsiniz.

ajora

fransızca galatasaray

abi bi dizi buldum on numara

plana sadık kal müdür ya. napacan bu dakikadan sonra ben olsam fransızca yazıp keyfime bakardım.

sizofren06

takil bence, hic mahsuru yok. bence super

camussar

hayata bir kere geliyoruz. hayallerin pesinden kosmak guzel bence. ben destekliyorum. en azindan denemek bile guzel. olmuyorsa birakabilirsiniz. dendigi gibi daha sonra yatay geçiş de dusunulebilir.

ermanen

senin gibi 1-2 "çıkıntı" oluyor bölümlerde onlara denk gelirsen yabancılık çekmezsin
bazı şeyleri zaten biliyor olcaksın sıkıcı olacak
biraz da zamane gençlerinden kendini geliştirmiş örnekleri görürsün
hazırlık sınıfı olur zaten ilk sene

bir soru sorcam

yok atlasa girip Boğaziçi, İstanbul farketmez özellikle sözel ve dil bölümlerine yerleşenlerin mezuniyet yıllarına bir bakın. Öyle bir iki istisna gibi değil. Bayağı ikinci üçüncü üniversite olarak yerleşen sayıları her geçen gün artan bir kesim var. Dünyada da böyle. Üniversite bu demek zaten. Kariyerinizi değiştirmek, ufkunuzu genişletmek. Amacınız her neyse. Ortamdan ziyade bölümün size katacaklarına odaklanırsanız, ders programlarını, eğitmen profilini falan incelerseniz daha mantıklı bir karar alabilirsiniz diye düşünüyorum.

sibertenik
1

mobil görünümden çık