Gerçekten oralarda birey önemli mi? Mesela orada otobüs şoförü sizi istemediğiniz halde keyfi istiyor diye bir durak ötede bırakamıyor mu? Trafikte araçla karşılaştığınızda öncelik hep yayada mı? Orada devlete ya da başka kurumlara memur alındığında torpil yapılamıyor mu? Yapıldığı zaman yapanın canını mı yakıyorlar? Ya da devlet başkanının oğlunu bile nezarete atıyorlar mı gerekirse? Yargı bizdeki gibi istediği boku yiyemiyor mu? Adil olmak zorunda mı?

Bunlar sadece örnek. Gerçekten oralarda adalet bizdekinden çok daha iyi mi işliyor? Birey bizdekinden daha önemli mi? İnsanlar birbirlerine saygılı mı?

Sadece oraları gidip görenlerden cevap rica ediyorum. Bir de "oralar güzel ama memleketimiz de çok güzel yea" şeklinde cevapları yazmayalım lütfen. Ben oraları soruyorum. Buralar bildiğimiz gibi. Umarım sorumda derdimi anlatabilmişimdir.

 

Birey onemli, evet. Adelet daha iyi isliyor, evet.

Mukemmel degil tabi, ama daha iyi.

wpi

yasalar soylendigi kadar mukemmel degil. torpil her daim isliyor sadece bu tip konular ya da problemler haber niteligi tasimadigindan basinda cok cikmiyor o sebepten her sey mukkemmel saniliyor.
devlet dairelerindeki prosedurler zinciriyle kafayi yemen isten degil.insanlarin cogu okumus yazmis ama ozgurlugun adi yok.sadece karsindakina saygi mevzusu had safhada o da kimi yerlerinde.cidden abartmamak gerek.
kuzey avrupada zaten nufus az o sebepten insan cok degerli.senin komsunsam eger senin evde ictigin sigara beni rahatsiz ediyorsa bunu polise bildirip hakkinda cezai islem uygulatabilirim.
umarim yeterli olmistur

underscene

yaya geçidi olayı çok acayip. türkiye'den alışkın olduğum üzere yaya geçidinde arabaların geçmesini beklerken hızla gelen arabanın bile zınk diye durmasına anlam veremiyordum başlarda. yani cidden, o anda anlam veremiyordum, arabanın şöförüne mal mal bakıyordum bir süre. sonra farkediyordum ki adam (kadın ya da) ben geçeyim diye durmuş. ulan nasıl alıştırdılarsa türkiye'de, yaya geçidinin olayı bu zaten. nacizane arz ederim.

dekila olmeka

underscene'e katilmiyorum. arada bariz bir fark var.

dedigim gibi, orada ornegin torpil yok degil, ama buradakinden daha az. fark edilir derecede az. ayni sekilde adalet sorunlari da yok degil, ama buradakinden daha az.

nufus da bir bahane degil farklar icin. almanya'nin nufusu 81 milyon, turkiye'den fazla.

wpi

esas mesele her yaşam ile ilgili her şeyi kurgularken bunlar insan için yapılıyor diye düşünüyorlar, otobüs şçfçrü bile yaptığı işin insana hizmet olduğunu farkında. Ancak tabi bunlar yüzlerce yıllık birikim sonucu olmuşlar, bizde 150 yıl önce insanlar padişahın basit kullarıydı.

thefin

4.5 senedir isviçre, lozan'da yaşıyorum. yazacaklarım sadece lozan için geçerli diğer yerler için yorum yapamam.

otobüs şöförü sizi istediğiniz durakta birakır ama geç kalıp şoför kapıyı kapattıktan sonra dur ineyim derseniz o zaman özel durumlar dışında (hamile, yaşlı, bebek) hayatta durmaz, bir sonraki durakta inmek durumunda kalırsınız. tabi aynı şekilde adam kapıları kapattığında koşa koşa otobüse yetişmeye çalıştığınızda %99 sizin için durup kapıyı açmaz (ki bu son otobüs veya çok seyrek çalışan bir otobüs olsa bile)

yaya geçidinde cidden öncelik yayaların, yaya geçidine adımınızı attığınız anda dururlar, siz güvenle kaldırıma çıkana kadar da beklerler. buna alışınca yalnız istanbula her geldiğimde ciddi hayati tehlike atlatıyorum ilk 1-2 gün.

torpil ve rüşvet olayını hiç duymadım, bizdeki durumdan bahsedince çok şaşırıyorlar.

işler düzenli yürüyor, herşey organize ama aslında rahatsız edici bir düzenlilik ve sistem söz konusu. örneğin polise direk gidip acil bir durum için sikayette bulounamazsınız, çünkü polisin merkesden emir gelmeden müdahale etme yetkisi yoktur. yarım yamalak fransızcanızla polise derdinizi anlatmaya çalışırsınız polis hiç kaale almaz merkezi ara der.

suç oranı düşük görünür, çantanız telefonunuz çalındığında karakola gidip zabıt tutturmak istersiniz, imei numarasıyla telefon bulma diye birşeyin olmadığını öğrenirsiz bir de üzerine polis nasılsa bulunmaz ki diyerek zabıt tutup suçu kayda almadan sizi evinize gönderir.

herşey çok organizedir, ama dediğim gibi abartılı organize. tuvaletiniz sızdırır, kendiniz tesisatçı çağıramazsınız, emlakçıya haber verirsiniz, emlakçı-tesisatçı-kiracı üçgeninde yazışmalar sonucu sonunda tesisatçı teşrif eder, bakar ve "e bu tuvalet tıkalı değil" der meğerse o sadece tıkanıklık açan tesisatçıymış ki siz zaten tuvaletiniz tıkalı değil sızdırıyor demişsinizdir emlakçıya. neyse sonra sızdırmadan sorumlu tesisat bakanı gelir ertesi gün, bakar tamir edemez çünkü pratik çözümler üretmek onların yaşamında yoktur, söker tuvaleti yerine yenisini takar.

very pigmented melanosome
1

mobil görünümden çık