Şimdi kur düşük desek, yükselse gene fiyat artıracaklar(mi?)
Yok kur normal desek, enflasyon sabit tutup insanların geliri artacak desek bu nasıl olacak anlamadım; hangi şirket Türkiye'de döviz olarak daha fazla para vermek ister? Misal asgari ücret artacak desek e bu sefer ucuz avrupa ülkelerine yaklaşacak (polonya, macaristan, romanya) Bu zaten döviz sabit tutulurken nasıl olacak anlamadım hangi güç ile.
Neyse yani buradan çıkışta süreç nasıl işler?
Öncelikle şu faiz - enflasyon dengesinin yerini bulması lazım bence. Böyle faizi baskılayıp, döviz kurlarını yapay olark belli bir seviyede tutmaya çalıştıkça, üstüne de kur korumalı mevduat gibi bir gariplikle bütçeye açık verdirdikçe ne ödemeler dengesi kaldı, ne de ihracat/ithalat sektöründe doğru dürüst iş yapacak hal. Buradan çıkış sanıyorum ki pek eğlenceli olmayacak; sonuçta o dövizler hiç satılmamış, o oranlar hiç baskılanmamış gibi yapıp hayatımıza devam edemeyiz. Ama yavaş yavaş da düzelmeyecek bir şey değil.
Fiyatların yükselmesinin ana sebebi enflasyonla birlikte aynı zamanda talep. Türkiye'de çok büyük bir nüfus var, bu nüfusun büyük kısmı çok düşük ücretlere geçinirken, kalan kısmı da deli gibi tüketim yapabiliyor. Tüketim yapan kısım buna devam ettiği ve edebildiği sürece o kesime hitap eden fiyatlar artmaya devam edecektir zira arzın kısıtlı olduğu yerde talep oldukça fiyatlar artmaya devam eder. Onun dışındaki nüfus zaten çile çekerek yaşamaya alışmış bir grup o yüzden onların günü kurtarmak dışında bir beklentisi yok.
Bu belirttiğin şeyi çok açıdan incelemek lazım. Mesela üretim sektörü için, eğer üretim maliyetleri burada yüksek olursa, düşük nitelikli sadece ucuz işgücüne dayanan işletmeler türkiyeyi terk eder. Edecek de nereye gidecek, romanya'ya mı, polonya'ya mı? Benim çalıştığım şirket IT sektöründe, türkiye onlar için çok büyük bir pazar, polonya'dan adama türkiye'ye baktırmak yerine türk olan bana daha fazla para verip polonya'ya baktırmayı tercih eder. O yüzden maliyetler yükselse bile türkiye üretim ve insan kaynağı açısından doğu avrupa ve balkan bölgesinde rakipsiz gibi geliyor bana hep.
O yüzden öyle karamsar bakmıyorum, tam tersine şöyle düşünüyorum, türkiye döviz bazında inanılmaz ucuzdu geçtiğimiz yıllarda ve şu an herkes bunun farkına vardı. İstanbul gibi bir şehir bulgaristan'dan, doğu avrupa'dan, ıvır zıvır bir sürü yerden ucuz olamaz ve olmamalı. Mevcutta olması gereken bu, türk insanının alım gücü de döviz bazında arttıkça bu sorun daha görülmez hale gelecektir ve 2000'lerde olduğu gibi döviz bazında avrupalı insanlar kadar kazanan ve harcayabilen nüfusumuz artacaktır.
Genel ekonomi açısından ise en büyük problem ve çözüm KKM. İnanılmaz bir formül ve çok uzun süre ceremesini çekeceğiz, KKM bu kadar cazip olduğu sürece çok uzun süre para basmaya devam edeceğiz bu da enflasyon demek. Ama yavaş bir geçişle bu da bitirilebilir. Dediğim gibi asıl mevzu ülkede güvenilir bir yönetimin olması ve yatırım alması, bunu becerebilirsek çok iyi bir gelecek bizi bekliyor.
Son olarak şunu yazayım: ev fiyatları 2010'larda yine dolar bazında gayet yüksekti. Oturduğum evi mısırlı bir adamdan aldım, 2010'da projeden 200 küsür bin dolara almış. Bana 55 bin dolara satmıştı. Şimdi fiyatı yine 200 bin dolar civarı. Yani aslında bir artış yok, darbe sonrası yaşanan arz fazlasından ötürü bir fiyat dengesizliği oluşmuş.
Mümkün değil kısa sürede düzelmesi. Zengin zenginleşecek, fakir fakirliğe devam edecek. Şu an evlerimden herhangi birini satarak istediğim ülkenin istediğim şehrinden ev alabiliyorum. Döviz geliri olanın bile ev alması çok zor.
Onun dışında gıda da çok pahalı.
Bugüne kadar sıkı sıkıya tutulmuş döviz kuru, yeni düzene geçtik diye koyuverilmez. Ne yapılacaksa çoook uzun vadeye yayarak yavaş yavaş yapılacak. Yapılan her şey de genel bir iyileşme ortaya çıkaracak olsa bile beraberinde zorlukları, hatta yıkımları getirecek.
Bu söylediğime de seçim ekonomisinin ve depremin yıkımı henüz dahil değil. Onlarla ilgili henüz bir şey görmedik.
Yani şöyle düşün. Ekonomik anlamda önümüzdeki sürece nazaran şu ana kadar gördüklerimiz pembe bir tablo. Baharı yaşıyoruz. Kış henüz gelmedi.
katma değerli üretimle, üretim fazlasıyla ve çakallıklara, kartele izin vermeyerek. örneğin üretim fazlası soğanı tarladan toplamıyor adam. başka bir ürünü denize döküyor. ya da stokluyor, arzı azalınca fiyatı arttığında satıyor.
insanların geliri artarken ürünlerin de ucuzlaması lazım. money multiplier etkisini ne kadar artırırsak, yani ekonomide para ne kadar fazla dönerse o kadar büyürüz, zenginleşiriz.
yabancıya ev satışını yasaklayacaksın. göçmenleri göndereceksin. ev arzını artıracaksın. iş kurulması için teşvikler olacak. bürokrasi bizim için çok büyük sorun. kaldıracaksın. adaleti tesis edeceksin. bir kere ihaleye fesat karıştırdığı ortaya çıkan ceza alacak ve cezasını çekse bile bir daha ihaleye giremeyecek. aslında caydırıcı yasal önlemler böyle olmalı.
önümüzdeki 1-2 senede alım gücü şimdikinden daha kötü olacak.
Hangi siyasetçiden şu vaadi duydunuz ''NEREDEN BULDUN YASASI'' nı ayrım yapmaksızın herkese uygulayacağım ? Bu yasa senin ekonomi kitabının birinci maddesi olmak zorunda başka yolu yok. Bahsettikleri ve bahsedecekleri bütün vaatler fasarya kalır bu yoksa.
Devlet dediğimizin yazarkasası vergi , sen bu yasayı çıkarıp hesap sorar ve ona göre vergilendirirsen zaten çok şey hızlıca değişmeye başlar.
Şu an devletin en önemli gelir kaynağı maaşlı adamdan aldığı vergi, peşinen alıyor ama asıl vergi kaynağı olandan almadığı gibi zırt pırt af çıkarıyor.
Herhangi bir ticarethaneye girin vergi tabelası açıkta olmak zorunda, matrahına bakın ; herif 18 bin tl vergi göstermiş altında 4,5 milyon liralık araba var 10 milyon liralık evde oturuyor.
Sen aldın o herife o arabayı, sen aldın o herife o evi.
Çok bir şey yapmaya gerek yok; saçma sapan hezeyanlardan kurtulup aptal bürokratları işten atınca zaten olaylar kendiliğinden düzeliyor. Boş koltuk enflasyonla çok daha iyi mücadele ediyor, o derece...
Bu işlerden pek anlamam ama yabancı yatırımcıya güven verdiğin zaman buradaki ucuz iş gücünü kullanacaklardır.Bu da yatırımların buraya akması anlamına gelir.
katma degeri uretim yapmayi dusunenler gercek rekabeti bilmiyor kendi kolasini bile yaptirmadar. bu kadar bozulan ve geride kalan durumun duzelmesi durumu zor. degisimi cok az kisi istiyor.