Merhabalar,

Bİraz uzun yazacağım şimdiden okuduğunuz için teşekkürler.
Aralık ayında yüksek kaygı, anksiyete, aşırı mükemmelliyetcilik vb sorunlarımdan dolayı ve kendimi biraz daha yakından tanımak amaçlı psikoterapi almaya başladım. İlk olarak haftada 1 başladık daha sonrasında tam olarak nedenini bilmediğim şekilde 10 günde bire indirdi seans aralıklarını. Nedenini sorduğumda öyle daha iyi oluyor gibi genel bir yanıt verdi. Araliklarin artmasının benden bağımsız kendi çalışma temposuna daha uygun olduğu için böyle değiştirdiğini düşündüm.

Aynı zamanda aşırı duyarlı birisiyim (highly sensitive person) Yönetilmesi zor olan bu kişilik tipi hakkında da daha detaylı bilgiler almak ve günlük hayatta kendimi daha verimli bir şekilde yönetmek üzerine beklentilerim vardı terapiden. Ancak her defasında bundan kaynakli rahatsız olduğum noktaları dile getirdiğimde burda benim elimden pek bir şey gelmez, herkeste olan şeyler manasına getiriyor verdiği cevapları. Duyarlilik bir noktadan sonra herkeste olura getiriyor. Özel bir yaklaşım ile ele aldığını düşünmüyorum. Özel olarak bu konuya daha önce tam temas etmemiş sanki. ( Burdaki temel sorunum da şu: uyaranlar çok fazlalasinca özellikle gün sonu beynim mal gibi oluyor. Bilgileri bağdaştırmak ve ortaya bir ürün sunmak işkence gibi geliyor. Ama bunun dışında gün içinde de kendi düşüncelerimden ve İste yapmam gereken taska tam olarak odaklanamiyorum, enerjimi %100 veremiyorum. İki ya da birden çok bilgiyi bağdaştırarak ortaya bir şey sunmam epey vakit alıyor. Ve sonuç olarak sürekli overwhelmed hissediyorum.)

Daha önce de sorunlarımla ilgili ödev tarzı görevler verdi. Yapmaya çalıştım kısmen de olsa ise yaradı ama total sürece baktığımda son 2 aydır çok bariz bir ilerleme göremiyorum. 50 dklık online seanslar bugün nasılsınız nasıl hissediyorsunuz sorusuna seansın çoğunda yanıt verip benzer sorunlarımı anlattığım oturumlara dönüştü gibi. Sema terapi ile ilerliyor kendisi güya,daha önceden de üstüne okumalarımın olduğu bir ekol. Terapinin başında bir test yapmıştı. Ordaki sonuçların birkaçını söyledi (sahip olduğum şemalar) 50 dk çok kısa bir süre biliyorum ama psikologun soruları bu şemalar odaklı olsa ve beni buna göre yönlendirse daha iyi olmaz mıydı?


Ben de kendimi sürekli aynı şeyleri anlatıp herhangi bir arkadaşıma biraz daha detaylı olarak geveliyormuş gibi hissetmeye başladım. Son bir iki seanstır eğer yeni bir adım atmazsan bu döngüden çıkamazsın mesajını veriyor. Halbuki benim bu adımları atmam kimi zaman uzun yıllardır kalıplaşmış düşüncelerimden hem çok zor hem de atsam da bu döngüden kurtulacağım kesin değil diye düşünüyorum.

Size sorularım danışanın psikolog ile ilişkisi nasıl olmalı, sürecin bu şekilde ilerlemesi normal mi? Seansı daha çok psikolog mu yönlendirmeli yoksa danışan mı? Seansların sohbet odaklı olması normal mi yoksa daha çok çözüm odaklı mi olması gerekiyor? Aklımda mevcut psikologu değiştirme konusu var. Ama sürecin nasıl geçtiğini tarafsız olarak size de sormak istedim öncelikle. Ayrıca her ne kadar bu psikoloğa kendimi olabildiğince çıplak anlatmaya çalışsam da yeni bir psikolog ile yeniden başlamaya biraz üşeniyorum:/

Teşekkürler.

 

Terapist olarak önerim Act çalılan bir psikolog bulmanız kesinlikle çok fark edecektir. Bazı yaklaşımlar klinik bir patoloji yoksa çok işlevsiz kalıyor artık terapi de dönüşüyor(3. Dalga terapiler).
Dört beş yıl önce sizin gibi bir danışanla çok yüzeysel çalışırdım bdt odaklı olduğum için, iteleyerek ilerlerdi seanslar bu tip durumlarda çünkü anlamsız bir döngü yaratıyor bdt bu durumlarda. Şimdi öyle bir akıyor ki, çünkü act <3 kabul ve adanmışlık terapisi diye geçiyor.

kullanıcıadımbuolsun

Selamlar, ben de psikoloğum ve ACT odaklı çalışıyorum, daha önce BDT de çalıştım. ACT daha esnek tabii ki bence de. Şema hakkında bir fikrim yok, bununla ilgili bir şey söylemem doğru olmaz ama sizin terapistinizle alakalı soru işaretlerinizi, hissiyatlarınızı mutlaka onunla konuşmanız gerekiyor, ben böyle böyle düşündüm diye. Kendinden çıkıp size dönerse, ne güzel olur, siz de sorularınızı yanıtlamış olursunuz. Bu soruları danışanın sorması, onun hakkında bize fikir verir, dolayısıyla terapist için iyi bir veridir aslında.

Ayrıca şunu da söyleyeyim; kendim için de söylüyorum. Bir terapistin aldığı eğitimler onu uyguluyor olduğu manasına gelmiyor bence. Seansta bir terapi ekolü uygulamak hiç kolay değil ve emek istiyor, hakikaten o Danışan üzerinde çalışmak, kendini güncel tutmak gerekiyor. Öteki türlü evet, günlük muhabbetten öteye gidemiyor pek seanslar. Bunu da psikoloğun yapması, süpervizyonlar, değerlendirmenin olduğu bir ortamdan ve terapistin kendisinin özelliklerinden geçiyor.

Nice eğitimler alıp, EMDR, BDT, klinik yl yüksek lisansı, seansında dini hoca ses kaydı öneren psikologlar biliyorum, ne yazık ki.

Türkiye’de terapi denen şey, öğretiliyor evet ama denetim yok, öğrenmek p yüzden biraz size düşüyor, sertifikayı alıp geçmekle olmuyor. Bunu kendim için de söylüyorum bu arada, umarım hakkıyla mesleği icra edenlerden oluruz tabii ki de.

Velhasıl şema yapıyor mu acaba şüphenizde (ben öyle algıladım) haklı olabilirsiniz ve bunu sorgulamanızda hiçbir sakınca yok. Şemayı, terapiste karşı hislerinizi vs. terapistinize götürün bence, ve olayı algıladığı noktadan onu değerlendirmeye çalışın. Dikkat etmeniz gereken nokta, terapistinizi eleştirirken ya da bırakma aşamasına geldiğinizde başka ilişkilerinizde olan sorunlu şemalarınız (varsa) burada da geçerli mi sizce? Eğer öyleyse kendinizi de değerlendirmenizi tavsiye ederim.

Terapist bulmak çok zor bir iş, kolaylıklar diliyorum :)

damba

Ben psikolog değilim, sadece yazdıklarınızı okuyunca "bence bir psikologla görüşün" deme isteği uyandı bende. Çünkü buraya bunları yazmanıza sebep olacak kadar sıkıntı yaşıyorsunuz bu kişiyle iletişiminizde ve bu sıkıntı bir sorun. Ne var ki sizin seanslarınızda şu anda bu sorun yerine farklı bir şey üzerine çalışılıyor gibi ancak siz de bu sorun dolayısıyla diğer şeye odaklanamıyorsunuz.

Haliyle öncelikli bir sorun diğer şeylerin önünü kapatıyor şu anda ve önce bu konunun çözülmesi gerek.

Bu sebeple bence psikoloğunuzu değiştirin.

akhenaten

Psikoloklarin sevmediğim olayı empati yapmaması. Şiddetsiz iletişimi geliştiren doktor bunu saçma bulmuş ve insanları her seansta empati vererek mutlu edeceğini fark etmiş ve öyle de yapmış. Sonra da insanların çatışmasının (kendi ve başkaları ile) iletişim ile önlenebileceğini düşünmüş ve bir şablon yaratmış. Şiddetsiz iletişim demiş buna. Pedolara, Afrika kabilelerine empati vermiş, savaşın olduğu her yere gitmiş şiddetsiz işletimi uygulamış. Demem o ki kendi kurallarını esnetemeyen insanla bağ kuramaman ve içinde canlı olanı aktarmaman normal ve üzücü. Bir-iki seans parasına şiddetsiz iletişim eğitimi almayı dene. Aradığın tüm cevaplar orada emin olabilirsin. Kendini tanıman ve olduğun halinle kabul etmen cevapları da getirecektir. Psikolojinin tanımları ile kendini etiketlemeyi bırakıp, davranış ve düşünce yapını anlayacak ve eğer sen istersen degistereceksin, çünkü değiştirme gücünü eline alacaksın ve seçimlerini kendini tanımış olarak yapacaksın.

hasmetizm 2046
1

mobil görünümden çık