Sizlere şu küçük beynimin alakasız bir kısmını etkileyen saçma bir takıntımdan bahsedip, yorumlarınızı almak isterim.
Kısa yazmayı beceremeyen bir insan evladıyım, bu sebeple şimdiden özür dilerim.
Ben gezmeyi seven bir insanım, ama bu yapacağım her keyif veren, güzel aktiviteyi kendi kendime baltalamamı sağlayan bir huyum var.
Çok basit bir örnek vermek gerekirse, şu an çok güzel İtalyanca bir şarkı dinliyorum. "Eşimi, oğlumu alsam bir yaz tatile gitsem, böyle şarkılar dinleyip sokaklarda gezsek, keyif yapsak ne güzel olur." diyorum. Sonra çat, 2 ms sonra "Gitsek ne olacak, sürekli birşey değil ki bu, 1 hafta durucaz geri gelicez. Orada yaşayıp, o hayatı tecrübe etmedikten sonra ne manası var."
Son 15 yıldır nedense hep Londra'da yaşamak istedim. Eşime söyleyince, "Çok pahalı orada yaşnmaz, gezmeye gideriz" diyor. Ben ise, "Turist gibi gitsem ne olur, orada bir mahallede yerel olmadıktan sonra, canım sıkılınca metroya binip bir müzeye gidemeyince ne olacak. 1 hafta neyi değiştirir" diyorum.
Japonya takıntım var, gideyim Tokyo'da yağmur yağarken ara bir sokakta gideyim büyük bir kasede tüten yemeğimi yiyeyim. Ama yok "E yedin, gördün geri gelicen, gereksiz"
Ben nasıl kendimi baltalamaktan kurtulurum? Hayır zaten gidebileceğimden değil, iki dakika hayal kurup bir hormon salgılayıp keyifleniyorum, ona bile hakkım yok gibi. Nedir bu? Evde bir odada oturmaktan depresifiz zaten.
Söyledigin his genelde ekonomik olarak güven hissetmedigimde yada
yapacagim gezileri kafamda planladigimda geliyor. Kafamdaki introdan sonra oralari gezmis gibi hissediyorum ve artik gitmeye gerek yok hissi geliyor.
Ama en güzeli fazla düsünmeden bileti alip gitmek gerekiyor..
tatilin amacı aslında günlük yaşamından uzaklaşıp 1 hafta keyifli vakit geçirmek. bunu türkiye'de yapacağın bi tatilde de yapabilirsin ama yurt dışındayken her şeyden uzaklaşmak gerçekten güzel bi his. mesela mart başında almanya'ya gittim, altılı masa dağıldı haberleri çıkmış falan. hiç takip etmedik bile, aman neyse dedik. o kadar güzel ki uzak olmak :)
1 haftalık tatilde bile insan bi şeyler öğrenebiliyor. tatil beklentini bu yönde değiştirmek belki daha iyi olabilir. maksat farklı bi yer görmek, o insanların yaşantısına şahitlik etmek ve rutinden uzaklaşmak. türkiye'de herhangi bi yere gitmekle yurt dışına gitmek arasında çok büyük bi fark yok bence. yurt dışı farklı bi deneyim oluyor sadece.
abi tuvalete niye gidiyorsun? yine gelecek. gereksiz. içinde tut boşver. içinden gelmeye devam ettikçe tuvalete gitmenin ne manası var.
bak ne kadar saçma bir laf oldu.
sadece yaşayacağın keyifli şeylere odaklan.
Herkesin söylediklerine biraz az biraz çok katılıyorum. Sanırım bendeki sıkıntı biraz @sert siyah krom'yun söylediğine yaklaşıyor. Düşününce bu tatil gezi konusu ilk büyük şey gibi geldi ama, bakınca, ekşi'de bir entry yazıp, göndermeden sildiğim onlarca yazım oldu son birkaç yılda. Uzun uzun yazıp, "yazsam ne olur, kim okuyacak da yararlanacak" diye çat diye tek hamlede çok sildim, vazgeçtim. Böyle böyle çok kendi hareketlerimi yarıda kesiyorum. Tuvalet tabii ki ekstrem saçma bir örnek ama, sanırım anlatabildim.
Teşekkürler yorumlar için bu arada.
normalde zevk aldığınız şeylerden de zevk alamıyorsanız, anhedoni hali de hafif depresyon belirtisidir. bir psikiyatriste danışılabilirsiniz böyle bir durumda.
Turistlik bos is ya. Gidip de ne olucak, kendi hayatinin rezilligini, kendi sehirlerinin cirkinligini gorup sefil yasaminin daha da farkina variyorsun. Ne hayatlar var, millet yasiyor bu hayati diyip geri donuyorsun sonucta:) Ignorance is bliss demisler adamlar. AKPli dayilar gibi Avrupa'da raflar bos, sise topluyorlar kafasi daha iyi.
@unalub: Yaş ilerlemesiyle, eskiden keyif aldığım şeylerden keyif alamaz oldum. Ama farklı şeylerden keyif almaya başladım. Bu tarz bir sıkıntım var gibi gelmiyor. Örneğin güzel bir çiçek kokusu aldığımda dünyam renkleniyor, ufacık şeylerden büyük keyif alabiliyorum. Sanki farklı birşey yaşıyorum, emin değilim.
@freedonia: Öyle bir durumda da değilim maalesef. Türkiye'de yaşamıyorum, İngiltere'deyim ve o tarz "Burası kaka orası güzel" gibi birşey de hissetmiyorum. Zaten sizler yazdıkça bunun turist kafasından daha farklı birşey olduğunu görmeye başladım. Bakalım biraz daha deşmem gerek sanırım.
turistik gezinin en guzel yani oranin yabancisi olmak bana gore. her sey farkli ve ezbere hareket edemiyosun bu yuzden gezmeyi cok kafa acici buluyorum. bir yerlerde saf saf yurumek degil de iklimini, havasini, suyunu hissetmek, yemeklerini tatmak, degerlerini okumak. bunlar da cicek kokusu kadar basit ve buyuleyici. siz useniyosunuz ve depresif buldum yazdiklarinizi. desmeye devam
yani herkesin keyif beklentisi ayrıdır ama bence bir yerin turisti olmanın, yerlisi olmaktan farklı bir havası var. mesela istanbul'da yerlinin bilmediği, ancak turistin girdiği gördüğü bir çok tarihi ilginç yapı vardır. turistik yerlere gitmek de o bakımdan daha keyifli oluyor bence. illa yerel gibi yaşamak gibi bir beklentim yok benim, turistik yerlerini göreyim o da yeter. hatta bazı şehirlerin yerlisi, turistinden daha sıkıcı yaşıyor genelde.
bu dediğin hissi ben sadece avrupada bir çok şehri arka arkaya gezince yaşamıştım, 3 aşağı 5 yukarı tüm avrupa kentleri birbirine benziyor çünkü. ama atıyorum zanzibar, bangkok, bali, luxor, tulum, şeyseller, tokyo, mesela bunların hepsi bambaşka bir dünya. şu an bir avrupa şehrini daha görmeye vakit ayırmak yerine, daha egzotik yerlere gitmeyi tercih ederim, bu sayede seyahat etmeye tekrardan heyecan duymaya başladım.