selamlar, aslında kasım ayındaki düzce depreminden (fena sallamıştı) beri düşünüyordum ama artık son depremle beraber kararımı verdim. çalıştığım starup'ta home office devam edip, memleketime dönmek istiyorum. şu an istanbulda yaşadığım bina 20 yaşından küçük değildir. bu olayı nasıl çözeceğiz? istanbul'da eski binalarda yaşayıp memleketinde daha güvende olacak ve home office çalışabilecek kişiler olarak birlik olunması lazım diye düşünüyorum. pandemi bir fırsattı ama dar görüşlü işverenler bunu değerlendiremedi. linkedin'de iyiden iyiye dillendirilmeye başlandı bu olay. siz ne durumdasınız? çalıştığınız yerde dillendirilmeye başladı mı?




 

çoğunlukla home office çalışan bilişim sektörü çalışanıyım.

bu olayı nasıl çözeceğiz?
ya herkes patronuna gidip, yeni bir binada yaşayabilecek gerçek maaşları talep edecek.
ya da herkes yine patronuna gidip, şehir dışında çalışabilmek için gerekli izinleri alacak.
bu şirketle ve kendi politikasıyla alakalı bir şey. şirket bazında birlik olunabilir ama sektörel olarak bir şey yapılabileceğini düşünmüyorum.

roket adam

@roket adam
konu sadece güvenli bina değil. istanbul (aslında marmara bölgesi depremi) depremi sonrası çevre iller ile beraber 30 milyon insan etkilenecek. marmara bölgesine kara yollarından ulaşım kalmayacak muhtemelen. depremde enkaz altında kalmasak bile sonraki süreçte salgın hastalık, donma, susuz-besinsiz kalma, yağmacılık vs. gibi sorunlar var. güvenli ev olayı çözüm değil bu yüzden

stationary traveller

home office çalışıyorum 6-9 ay içerisinde doğru planlama ile şehir dışına taşınacağım.

konya'yı düşünüyorum. sırf bu sebepten iş görüşme süreçlerimi askıya aldım.
home office olmayan tüm görüşmelerimi iptal ettim.
bence ses yükseltmedikçe yapılar buna dönüşmeyecektir.
özellikle beyaz yaka çalışanlar bunu yapabilmeli.
ibb başkanı'na da yazdım, geri dönerse şehrin kademeleri olarak depremsiz illerle anlaşılarak aktarılması görüşümü paylaşacağım.
daha önce istanbul adalar'daki at arabaları için özel kalem danışmanıyla konuşmuştum.
umarım faydası dokunur.

baldan kaymak

Proje bazlı ve ekibe göre değişebiliyor ama hemen hemen tüm projelerimiz uzaktan çalışma yöntemiyle ilerliyor.

İzmir, Ankara, Diyarbakır, Gaziantep, Balıkesir vb. birçok şehirden çalışanlarımız var. Deprem özelinde farklı bir konu olmadı şirketin %80'i uzaktan devam.

Birlik olunması konusuna katılıyorum. X firması Linkedin üzerinden yazıyor, haftada 3 zorunlu ofis çalışması diyor. Ofise gidiyorsun, tüm toplantıların çevrimiçi, işin telefonla, Teams ile, Outlook ile. O zaman neden haftada 3 gün zorunlu ofis? Bu şekilde talepte bulunan firmalar ile görüşmediğimi belirtip başından kesip atıyorum. Yılda 2-3 defa iş seyahati şeklinde İstanbul'a gidip gelinse yeterli bence.

Lethe

benim gördüğüm yerler home office de olsa aynı şehirde olup istendiğinde ofiste olmanı istiyor. Bir çoğu 2-3 gün ofis istiyor. Önceden planlı olunabilse ve haftaya pazartesi toplantı var gelin deseler hızlı tren rotasında olan insanlar gelip gidebilir bence. Eskişehir, Ankara, Konya vb. bu açıdan mantıklı.

Talep edildikçe şirketler şekil alacaktır bence ve esas herkes "düzgün binanın kirası 20 bin, ben 20+x maaş istiyorum" derse ve bütçelerine göre işçi bulamazlarsa o noktada orta yol bulunur. Tabii o zaman İstanbul'da alınan maaşı vermezler büyük ihtimalle, burada 30 alan anadolu şehrinde 20-25 alarak aynı şirkete çalışmaya devam eder böyle şirket de olayı kendi kafasında mantıklılaştırmış olur vs. vs.

Bence devlet de İstanbul'u Anadolunun geri kalanından ayrı düşünmeli artık. İstanbul için farklı bir asgari ücret, farklı vergi (Anadolu'da daha az vergi) gibi şeylerle göç herkes için cazipleştirilmeli, İstanbul da zorlaştırılmalı.

nhk ni youkosu
1

mobil görünümden çık