Şiir konusunda en ufak bir teorik, okuma yönüyle hiçbir tecrübem yok. Sadece İsmet Özel şiiri severim. Kendi sesinden dinlemeyi ayrı severim.

Bir süredir mısra denemeleri yapıyorum.

Misal olarak;

"dokunuyor ilmek ilmek
benim için mukadder olan şey
gönlüm
oturup soluklansın dediklerimin
eğreti bir iskemlesidir
kah ağlaya,
kahsa güle
elleri kanatan bir sedayla
iyi günler, güzel çiçekler geçti serimden
ve niçin Ağrı
Silifke değil Rabbim?
sabahı meçhul bir gecenin yarısında ansızın
ürküttüğüm iyi kuşlar, güzel kuşlar konacaktır aklıma"

Konu bütünlüğü, tema hiçbir bilgim en ufak yok. Ne yönde çalışmam daha iyi olur?

 

İsmet Özel bu sorunuza cevap olabilecek bir şey anlatıyor aslında konuşma ve röportajlarında.

Bulursanız bir ara youtubeda şiir Türk'ün iklimi diye bir program vardı, ona bir bakın.

Edebi dergileri bilmiyorum da bir şiir bir de hikaye yarismasinda ödül aldım. Beğenme gerekçeleri post-modern vs vs bulmaları gibi şeyler söylenmişti (şiir için) hikayeyi de cengiz aytmatovun yazımına benzettikleri için vermişlermis (hiç okumamıştım aytmatovu ve bunu diyen yarışma jürisi adında Ömer Seyfettin ismi geçen bir yarışmanın jürisi!)

Şiiriniz iyi bir İsmet Özel taklidi olmuş gerçekten. Başka yerde rastlasam okumadığım bir şiiri mi acaba derdim. Şiire iyi ya da kötü olmuş olmamış demiyorum, taklit olarak iyi.

encokbenisevinnolur

tek bir şiir hiç bir zaman için "olmaz", yeterli değildir. tek bir şiirden üslup anlaşılmaz. sadece şiir için değil, bir çok eser için de bu durum geçerli. siz şu an sadece sevdiğiniz bir şairin üslubunu taklit ediyorsunuz. taklit etmekte bir sıkıntı yok ama tek bir taklit, vasat bir kopya oluşturur.

cutterfly

bence o dergilerde hep aynı çevrenin insanlarının şiirleri yayımlanıyor, kimi tanıdığınıza bağlı olarak. olmuşluğu ile ilgili bir ibare taşımıyor yani yayımlanmış olması.

deartheodosia

"herkes şiir yazar, şiir yazmaya devam edenlere de şair denir" der melih cevdet. aslında cevabı kendiniz şiir yazmaya devam ettikçe, okudukça verirsiniz. şiirin beğeneni de çok çıkar, beğenmeyeni de.

lesmiserables

Hocam önemli (?) dergilerde (Varlık diyelim hadi) eserleri yayımlanmış kişileri otorite bellemenize veya kerteriz almanıza gerek yok. Bir şiirin “olmuşluğu” tamamen sizin içinizdeki hislerle ilgili, kimseyi ilgilendirmez. Bilim yapmıyoruz, sanat da değil bana kalırsa; ne idüğü belirsiz bir şey işte. Nerede okumuştum hatırlamıyorum ancak birileri şiiri uyanıkken rüya görmeye benzetmişti, çok hoşuma gitmişti o tanımlama.

Yine de konuyla ilgili fikrimi ve kendi sistemimi anlatmak istiyorum; ben yazarken, çoğunlukla çok yoğun hissettiğim bir anda çıkarıp döşüyorum dizeleri içimden geldiği gibi. Sonra onu taslak halinde bırakıp arada sırada ekleme çıkarma yaparım; ne zaman “tamam” olmuş hissedersem de kapatırım dosyayı, daha da ellemem. Sahiplik de hissetmem o saatten sonra, özgür bırakmış olurum kafamda. Uçsun gitsin nereye isterse.

Sırf İsmet okumak takıntıdır bu arada. Şiire değil; İsmet’e takıntıdır, idollerinizi öldürün derim ama siz bilirsiniz yine de. Başkalarını da sevebilirsiniz diye şöyle bir İsmet-dışı şiir bırakayım: eksisozluk.com

vedatchilipeppers
1

mobil görünümden çık