En önemli sebep ve bu soruyu sorma sebebim şu, bu hayvanın kapılara vurma huyunu nasıl engelleyebiliriz?
Yatak odasına girmesini istemiyodum, her gün yatak odasının kapısına tak tak vurmaya tırmalamaya başladı diye "tamam girsin" dedim. İçeri girince bu defa da dolap kapaklarını her gece tırmalamaya başladı. Koridordaki dolaplara vuruyor,yatak odasının dolaplarina vuruyor. Gece 1den sonra evden duyulan tek ses "tak tak tak" sesleri. Dayanılacak gibi değil artık. Her güne uykusuzluktan mutsuz uyanmaya başladım.
Kulak tıkacı aldım, rahatım dedim artik, bu defa uyurken ayaklarimi tırmalıyor. Uyandirmanin yolunu buluyor.
Gündüz yoralım dedik, degisen bi sey yok. 1 tam gün takip ettim, gündüz her uyumak istediginde uyandırdım ki gece uyusun ama yok.
"Gece uyusun" seklinde bi istegim yok bu arada. Tek istegim gece kapilara dolaplara vurmasin. Bunu nasil engelleyecegim ben? Tum kapilara dolaplara peluş kılıf kaplatmak tek çözüm mü?
Vurmasını engelleyemezsiniz, laftan ya da kızmaktan anlayıp yapmaması gereken şeyi kolayca öğrenen hayvanlar değilller malesef. Ama gece yatarken yatak odasından en uzak odaya mamasını, kumunu yanına koyup kapatabilirsiniz. Sabaha kadar orda takılır, bir süre sonra canı sıkılır uyur zaten. Birileri "ama yazık hayvana, odaya kapatılmaz" diyecektir tabi ama ben tam olarak öyle düşünmüyorum bu noktada. İşkence olacak bir durum burda hayvana, sabaha kadar 5-6 saat maması ve kumuyla gayet de bir odada takılabilir.
Tabi oda mümkünse ufacık da olmasın, o zaman sıkılabilir.
kedi kısır mı bilmiyorum ama benim oğlan belli kızgınlık dönemlerinde pencere camını tırmalıyor aklınca dışarıya koku gönderiyor. kısır değilse kızgınlık sebebiyle yapıyor olabilir.
- dün mamasinin suyunun kumunun olduğu odaya kapattik ilk defa, son çare diye. Bu defa o odanin kapisina vurup durdu 1 saat boyunca, o da care olmadi malesef.
- evet kisir bi kedi.
Bebek olduktan sonra biz de yatak odasına almamakta başlayınca gelip kapıyı tırmalıyordu ısrarla. Kapıya ve çerçevesine onun erişebileceği noktaya kadar vicks sürdük. Siz de kapattığınız odanın kapısına aynısını yapabilirsiniz ama kediyi her gün akşamları o odaya kapatamazsınız, yazıktır zaten bir süre sonra miyavlar yine ses yapar.
O zaman belli ki hayvanın canı sıkılıyor. Sakn huylu olduğundan emin olduğunuz bir kedi daha alarak çözüm bulabilirsiniz belki. Birbirleriyle oynarlar, enerjilerini öyle atarlar. Ama yeni kedi de şımarık ve enerjisi yüksek bir kedi olursa eski günleri aratabilir tabi. Ama bu tarz durumlarda ikinci kedi genelde kesin çözüme en yakın seçenek oluyor.
Kediler düzene isterler, ve düzen kurmaya çalışırlar. Düzenli alışkanlık oluşturmak için insanlarda en az 21 gün gerekiyor. Kedilerde de benzeri olduğunu gözlemledim.
Geceleri mama ve kumun olduğu odaya koyup, 21 gün dayanın. Başka bir çözüm var mı bilemiyorum. Büyük ihtimalle çözüm olacaktır.
Bir de önemli kurallar: Odanın sıcak olmasına dikkat edin. Mama ve suyu yanyana olmasın, en az 2-3 metre birbirinden uzak koyun. Akşam bir saat kadar oyun oynayıp, yorulmasını sağlayın. Yemeğini oyun oynadıktan sonra verin, yedikten sonra uyusun :)
benim kedi de ilk geldiğinde ortalığı ayağa kaldırıyordu kapıyı açayım diye. şimdi geliyor 2 kez miyavlıyor açmayınca gidip uyuyor.
eger eve yeni geldiyse, (yavru da degil, belki oncesinde bir duzeni vardi) evi tanimaya calistigini dusunuyorum. birazcik zaman verin, size de eve de alisacaktir.
bizim de kedimiz vardı, eşim ve ailesi kedilere inanılmaz düşkünlerdi. ben çocuk istiyordum, eşim istemiyordu bu nedenle kediye dört elle sarıldım sanırım. kedi yemiyordu, hastaydı ve veteriner yönlendirmesiyle şırıngayla besliyordum. devamlı etrafa çiş ve kaka yapıyordu (yıllarca devam etti bu ve eğer çocuk olsaydı wc eğitimi almıştı çoktan) hem temizledim, hijyenini hep ben takip ettim vesaire. çok yorucu birkaç yıldı benim için. evcil hayvanın bakımı çok zor (çocukla kıyaslanamaz tabii). taraflardan biri istemiyorsa zorlamamak gerek.
bu yasadiginiz biraz normal aslinda. kediler tipki insanlar gibi bir surec geciriyor ve bir donem gecmesi gerekiyor hem eve alismalari icin, hem de sizin yasaminiza alismasi icin.
onu boş bir tahta olarak görün. şimdi üzerine notlar almaya başlıyor. işi kolay değil. size en büyük tavsiyem, şiddetle kızmak veya hafif bile olsa şiddet uygulamak gibi şeylere yönelmeyin. her şeyi mahvedersiniz ve düzeltmek çok zorlaşır. sizden korkmasın. sadece anlaması gerekiyor.
yapmasını istemediğiniz bir şeyi yaptığında "şşşş" sesi çıkarın. bu ses onun dur sesi olsun. miyavlarken bu sesle susturun. her miyavlamayı tekrar deneyişinde devam edin. sonunda ayak uydurduğunu göreceksiniz. ödüllendirmeyi unutmayın. severek de olur. "aferin" kelimesini de öğrensin hem. benim kedim temel fiilleri ve kelimeleri biliyor sayılır. "hayır" dediğim anda üzgün ses çıkarıp "uslu ol" pozisyonuna geçer mesela, kıyamam kalkıp hemen oynarım onunla. çok zekiler ve hemen her şeyi anlamaya başlayacaklar kısa süre sonra. o yüzden hafife almayın.
bir süre sonra göreceksiniz ki sizinle aynı anda yatıp kalkmasa bile sizin uyku saatinize saygı gösteriyor. benim kedim sabahları 10'dan önce miyavlamaz bile. kendi başına takılır. saat 11 olduğu anda, eğer uyuyorsam, vakit geldi der kısık kısık miyavlar. genelde kalkıp oynar, ilgilenirim hatta teşekkr ederim geç saate bırakmadığı için beni. ancak bazen uyuma ihtiyacım oluyor. o zaman da "şşşş" yapıyorum. "aaww....." yapıp gidiyor. bunu şiddet vs zerre uygulamadan başardım çünkü zeki hayvanlar, anlıyorlar. bazı insanlar orasına burasına vurun diyorlar. sakın yapmayın. bunu tolere edemeyeceklerinden demiyorum, dengelerini bozarsınız.
bir de daha kısa vadeli ve gerçekçi bir tavsiye vereyim. öğlen çok uyutmayın. yani ara ara uyandırıp oynatabilirseniz bunu yapın. biraz mamasını eksik verin. yani son mama saati siz uyumadan 30 dk öncesine gelsin. en azından birkaç günlüğüne denemek için. geceyi bir kapanış olarak sunun ona. geceye çok enerjisi kalmasın. kesinlikle gün içinde oynatın. o da bir canlı. bizim gibi durduğu yerde bile düşünerek vakit geçirebilen yaratıklar değil onlar. biraz daha fiiliyata bağlı yaşıyorlar.
gece enerjisi kalmayınca, üstüne bir de siz rahatsızlığınızı "şşş" sesiyle belli edince, bir süre sonra o saatte miyavlamaması gerektiğini de, siz yataktayken genelde şş sesini duyduğundan siz yatağa girdiğinde susması gerektiğini de öğreniyor. hatta şöyle diyeyim. kedime "olmaz.. olmaz.." yapınca, "şş" yapınca, saat gece 00:00 civarıysa kendisi yatağına gidiyor. bu onun "denedim ama şımarmama müsaade edilmedi, rutine döneyim" yaklaşımı mesela. sizinle beraber yatmayı delice ister bu arada. çünkü hem sizi koruma içgüdüsü var, hem de kendi korunmak istiyor. aynı davranışı tuvalet sırasında da yapar. siz tuvaletteyken yanınıza gelmek ister, aynı şekilde kendi tuvalet kabına giderken miyavlayarak çağrı yapabilir.
yukarıdakileri okumasanız bile çözülebilen problemler olduğunu bilin ve çözmenin yollarını bulun. biraz düşünmek ve biraz denemek, 1-2 hafta da sabretmek kafi. gece sizle uyusa bile 3-4 gibi tekrar uyanır, birkaç saat sessizce kendi başına oyalanır. eğer çim alabilirseniz (tohumuyla toprağıyla 50 lira gibi bir şeye 2-3 ay yetecek çim alabilirsiniz, trendyol'da falan da var) kendisi gidip arada onu çiğner, sakinleşir, sindirimine iyi gelir. birkaç oyuncağı olursa kendi başına gider oynar. gürültüden rahatsız olduğunuzu ona öğretin yukarıda anlattım şekilde. sonra bir yerlere vurmak dahil hiçbir şeyi yapmamaya başlayacak. yapsa bile (bazen kızılsa bile bilerek yaptıkları oluyor) siz sakince uyarıp peşini bırakmadığınızda 30 saniye içinde çözülür iş.
biraz karışık oldu ama tecrübelerimi aktarmaya çalıştım.
kısırlaştırılmış olmasına rağmen böyle olmasını alışma süreci olarak görüyorum hem size hem de eve.