ben öğretmen olarak çalışıyorum meb'de.
çalıştığım yerde devlet köyden gelen çocuklara öğle aralarında yemek veriyor.
nöbetçi öğretmen yemeklerle ilgili çocukların başında duruyor.
ben sene başında bu yemek şartnamesini istedim müdür geçiştirdi.
yıllar önce şartnameyi görmüştüm. bu sene de büyük ihtimalle değişmedi. yemekler termoslu kaplarda gelmesi gerekirken termossuz kaplarda geliyor. ekmekler paketli yuvarlak ekmeklerden gelmesi gerekirken açık ve dilimlenmiş halde geliyor. çocuklara çatal kaşık tuz peçete seti, paketli halde verilmesi gerekirken sadece açıkta plastik çatal veriliyor. bir de biz kaç çocuk yemek yerse sayıp kağıda işliyorduk, müdür yardımcısı kağıdın o kısmını karalayıp okulda yemek dağıtılan öğrenci sayısını tam olarak tüm aya şimdiden yazmış. halbuki çocukların yarısı yemek yemiyor çünkü tadı falan çok kötü. geçen de çocuklardan biri kıl çıktı diyordu. plastik çıktığını da biliyorum.
müdüre bunları anlattığımda işi "siz obsesif misiniz?" demeye getirdi kibarca. direkt sordu hatta. sözlü olarak ilçe şube müdürlerine söyledim "hocam kimse ihaleye girmiyor, mecburuz" falan diyorlar.
bu durum beni aşırı rahatsız ediyor. küçük bir ilçedeyim ve adım takıntılıya çıkacak. ısrar edersem benle uğraşacaklar ama devlet resmen dolandırılıyor. evet, tek derdim bu. ben öğretmenler gününde hediye kabul etmeyen biriyim. benim için böyle şeyler önemli.
yine parasını devletin ödediği köylü çocukları taşıma işinde de benzer sorunlar yaşanıyor. bazen kafalarına göre şoför değiştiriyorlar, bazen 15 öğrenciye 10 kişilik minibüs geliyor vs.
beni 2 aydır artık yemek ve taşıma işini yapamayacağım yerlere nöbetçi olarak yazmaya başladılar. sırf ben sorun çıkarmayayım diye.
ve iş arkadaşlarımın gözünde de sorunlu, onların da işini zorlaştıran, baş ağrısı biri olma yolundayım.
kendimi namuslu filmindeki şener şen gibi hissediyorum. bırakın ben namuslu falan olmayayım ama çok zoruma gidiyor.
biraz daha uzatırsam yarın ilçe milli eğitimden okula gelip "ya senin öğretmen dosyandaki yıllık planların tarihleri doğru yazılı mı?" falan diye salça olacaklar.
okuldan 200 tane kitap kayboldu, soruyorum kimse bilmiyor. "yıllar önce müdür pandemi yüzünden kaldırmıştı." falan deyip susuyorlar. kitaplar hala yok. müdür de değişti.
yok mu ulan bu devletin sahibi. öyle bir durumdayım ki kime şikayet etsem benim yaptığım anlaşılacak ve "zaten takıntılıydı bu" diye benim başıma üşüşecekler.
ne yapayım, nerelere gideyim?
edit: lütfen bu yazıyı herhangi bir yerde paylaşmayın. merak etmeyin bir şekilde çözeceğim. ama şimdi siz konuşun.
zaten bariz bir şekilde "doğru olmayanı" yapan müdürle diyaloğa girmeniz saçma olmuş.Bence bir süre bekleyin, ardından bakanlık ve cimer'e şikayet edin. Bir aksiyon alınmaz ise farklı, yeni yöntemler düşünebilirsiniz.
Acikcasi takildiginiz seylerin cogu bence de gereksiz ozunde. Is hayati uzlasma demektir, hic bir sey mukemmel degildir, bazi seyler beklenenden iyi gider bazisi da gormezden gelinir.
Ozellikle acik plastik catal, acik ekmek falan gereksiz detaylar elinizde ozellikle yolsuzluk yapildigina dair kanitlar yoksa. Illa ki bir sey yapmak istiyorsan o enerjiyi en onemli sorunlara harca. Yabancilar “choose your battles” der. Yoksa ekmegin plastik icinde gelmesi falan hijyen tiyatrosu.
www.youtube.com
Bu videoyu bir izlemenizi öneririm... Ben hüngür hüngür aglamistim. Sorularinizin cevabi da burada bence.
Takilmakta cok haklisin. Helal olsun ayrica ayriksi sorunlu gorunmek ugruna bile ugrasiyorsunuz.
Net sikayet edin ekran goruntuleriyle birlikte. Hatta keske tanidik bulup bakanliga oyle sikayet edebilsen.
Nerdesiniz bilmiyorum, belki yerel bi gazeteciye çıtlatabilirsiniz, o haberini yapabilir belkiiii.
Ayrıca hala bizim gibi insanlar olduğunu görmek o kadar güzel ki yemin ederim dıygulandım, kocaman sarılıyorum size
yaptıklarınızda haklısınız ama bu ülkede haklı olsan neye yarar ? sadece görev olarak size verilen ve sorumluluğu sizde olan şeylere yorum yapın bence.
pandemi zamanı değil de 2016 temmuz'undan sonra bazı yayınevlerinin kitapları toplandı kütüphanelerden. yemek için gerçekten çok az ücret veriliyor ama bu kötü yemeklere bahane olamaz. düzeltmezlerse cimer'e yazacağınızı söyleyebilirsiniz. cimer de ilçe milli eğitime gönderecek, onlar da okula soracak. bu şekilde çözülmezse il milli eğitim'e dilekçe yazabilirsiniz. bu arada onlar da sizi şikayet ederse başka bir şey için okula müfettiş gelirse ne ala işin aslını müfettişe anlatırsınız belki sorun o şekilde çözülür. plandaki eksiklik çok mühim değildir başınız ağrımaz ama sizin anlattıklarınız idarenin başını ağrıtır.
Eger gerçekten soyledigin hiçbir şey dikkate alinmiyorsa nöbet defterinin ilgili kısmına tutanak tutarsin.
o yemek işi için bakanlıktan bir bütçe geliyor. o bütçe de orada bu üçkağıtçıdan başkasının ihaleye girip hakkıyla yemek dağıtmasına yetmiyor demek ki.
bak ilçedeki müdür demiş mecburuz diye... bazı şeyler acı ama gerçek oluyor ve mecbur kalıyorsun bu memlekette.
bu işi çözmek için ta ildekilere kadar insanların başını ağrıtman lazım. çünkü şu anda herkes üstünden aferin alıyor sorun çıkmadan, gelen az para ile o iş yürüdüğü için. sen bu aferinlerin önünü keseceksin.
gazetecilerden, twitter mahkemesinden yardım isteyebilirsin. şu aralar öğrenciye yemek mevzusu moda. üstüne atlayanlar çıkabilir. ama orada anonim kalmak da mühim. elbette müdür bu işin bir kenarından senin tuttuğunu bilecek ve sana yine gıcık olacak. işini zora koşacak, saçma sapan bir ders programı yapacak falan. bu aşamada evraklarını iyi tut. açık verme.
hocam çare mevzuları tutanak altına almak olacaktır ama direkt hedefe oturursunuz. başınız çok ağrır yani. sizinle koordine olabilecek öğretmenler var ise önce onlarla bir ittifak yoluna gidin. aşama aşama olayı ele alın. sizin gibi öğretmenlerin olması da ayrıca sevindirici.
Yemek ve taşıma için öğrenci başına kaç lira veriliyor?