Ben mesela aynada baktığımda gayet de beğeniyorum kendimi, gözüme her türlü derli toplu geliyorum. Fotoğraflarda ise kendimi aynada gördüğümden daha farklı bir şekilde görüyorum, daha az beğeniyorum. Bu tamamen fotojenik olmamak ile açıklanabilir bir durum mu onu bilemiyorum tabii.
Sizde nasıl peki? Merak ettim.
Fotojenik bir insan değilim. Herkesten bunu duyuyorum istisnasız.
Hatta bir keresinde biri demişti ki “Genelde insanlarla buluştuğumda fotoğraftakinden daha çirkin olurlar, ilk defa tam tersi bir durum yaşıyorum.”
Maruz kalma etkisi efekti diye bir araştır hocam
Fotojenik ve güleç biriyim. Gülünce ifadem komple değişiyor. Gulmedigim fotolar nadirdir. Arkadaşlar arasında gulmediğim fotolar ve ifadesiz suratım genelde alay konusu oluyor.
aynada yüzünüzü tersten, fotoğraflarda karşıdan düz olarak görürsünüz.
bazı insanlarda ayna, bazılarında fotoğraf daha güzel oluyor.
benim favorim fotoğraftaki halim.
Valla aynaya ne zaman baktigima gore degisiyor benim. Gece 2 de bakiyor isem her turlu ayna kazaniyor cunku
(bkz: gece 02.00 gibi aniden gelen yakışıklılık hissi )
Saka bir yana, ben de genelde kendimi aynada daha cok begeniyorum. Onun bir diger sebebinin de aynanin kameraya gore daha iyi bir goruntu kalitesi olmasi oldugunu dusunuyorum. Elbette cok iyi goruntu kalitesine sahip kameralar var ancak genelde baktigimiz resimler sikistirilmis goruntuye sahip ve bu da bir takim seyleri dogal bir bicimde yansitmayabiliyor.
fotograf cektirmeyi hic sevmem. normalde de guzelligim tavrimdan geldigi icun önce isik sonra ayna diyorum. fotograflarimin %90i gunes gozluklu. yorumlara gore de bana benzemeyen seyler cikiyo ortaya. hele professional fotograflar iyyy aman aman
Ben fotoğraflarda çok fena çıkıyorum. Tamam fotojenik olmayabilirim falan da gerçekten bazı fotoğraflarımda kendimden nefret ediyorum. O derece kötü. Aynadaki halim daha iyi bence ama maalesef gerçeğe yakın olanın ayna değil de fotoğraflar olduğunu okumuştum yıllar önce.
fotoğraflarda çok kötü çıkarım, aynada ortalığı yakarım.
Ayıptır söylemesi çok yakışıklıyımdır. Çok güzel gülerim.
Bu hafta burnumu yaptırdım. Hani estetik olarak ihtiyacım yoktu ama deviasyonu yaparken minik de dokundu doktor. Yok böyle burun. Gözler, elmacık kemikleri, bembeyaz inci gibi dişler. Allahım sana geliyorum. Cüneyt Arkın’ın gençliği.
İlk kez lisede ortaya çıkmıştı bu durum. Ablamın arkadaşları görmüş, bu yakışıklı kim demişler. Benmişim, şu işe bak. Ben kim yakışıklı olmak kim. Üniversitede sınıfın en güzel kızı, Almancı ailenin mankenden farksız, süd gibi, porselen gibi kızı bana yazıyormuş. Arkadaşlar gay misin olm, diyene kadar anlamamıştım. Eski iş yerimde de aynı şekilde, abartısız top model gibi kızlar benden ne hikmetse çok etkilenirdi.
Son senelerde kabul ettim artık. Kendimle barıştım. Eskiden hiç gülmezdim. Konduramazdım. Ben yakışıklı değilimdir, insanlar nazik olduklarından öyle diyorlar derdim. Neyse, fast fwd to 2 sene önce, aynada iyice çalıştım. Şimdi bi poz veriyorum 32 diş. Hemen bir geri bildirim geliyor. Burun ameliyatımın before-after fotoğraflarını gördüler, enişte Filiz Akın gibi olmuşsun hihihi diyorlar, hehe.
Biraz komikli yazdım ama saat 2 olunca aniden gelen yakışıklılık hissi mi acaba demeden de edemedim. Şimdi aldığım geline bakıyorum, özenip de yaratılmış. O baktığına göre var bir şeyler. Bak yine çok konuştum, boş konuştum.
Eger uykusuz falan degilsem normal bir gunde aynaya baktigimda iyi lan elimiz yuzumuz duzgun fena değil diyorum.
Fotografta orangutana benziyorum.
Uykusuz isem ayna fotograf kapi durbunu telefon kamerasi magaza cami yansimasi her türlü orangutana benziyorum.