
Bence bu ayar iyi ama ben değiştirmek istiyorum derseniz kendinize küçük hedefler koyun. Atıyorum "Almanca seviyem şu olunca ekstra bir şeyle uğraşmadan bir ay takılacağım" gibi.
Ama yineliyorum bence bu ayar iyi. Gelişmek iyidir.


Bu ayara nasıl gelebildin söylersen büyük sevaba girersin. Değişme işte ne güzel ya niye değişmek istiyorsun ki.


bu modern zaman hastalığıdır kardeşim, geçmiş olsun. kurtuluşu kolay değil. internette çok vakit geçiriyorsan onu azaltmak işe yarayabilir. sorun şu ki her gün, her saniye çok fazla uyarana maruz kaldığımız için beyinlerimiz muşmulaya dönüyor. her saniye dopamin saldırısı. mental olarak çok yorgunuz ve bunun karşılığında somut bir sonuç görmeyince moralimiz bozuluyor. üstüne internette her an insanların başarı hikayelerini, olumlu paylaşımlarını görüyorsun. bu kendi içinde ayrı bir mesele. şimdi insta'ya mutlu an koymakta sorun yok, insanlar tabii ki daha iyi hissettirecek veya kendilerini daha iyi gösterecek şeyleri aktarmayı tercih ederler ama bu ister istemez bizim kafamızda bir çeşit survivorship bias yaratıyor: kısacası herkesin çok çalışıp başardığını, mutlu olduğunu görüyorsun. halbuki bir çalışkana karşılık 10 tane "sıradan" yaşayan; bir deneyip başarılı olana karşılık 10 tane deneyip hiçbir şey elde edemeyen insan var.
boş boş yaşama. bir şeyler yapmak istemek güzeldir. insanı hem zihnen hem de bedenen dinç tutar. ama daha küçük ölçekli ve spesifik hedefler belirlemek iyi fikir olabilir. mesela iki saat almanca çalıştıktan sonra "benden iyisi yok len, helal amk, şimdi gidip boş boş dolaşayım" diyebiliyor olman lazım. makine değilsin. olma da.
bak kendin de farkındasın zaten. senin hayatta isteğin, önceliğin, amacın nedir? nereye varmak istiyorsun? sana ne keyif ve mutluluk veriyor? bunların üzerinde düşün. "gelişim bağımlısı" olma; geliş, bundan keyif al ve kendine dinlenecek/boş kalacak imkanı da tanı.
ha baktığın zaman ben kendi yaşayışıyla kesinlikle örnek alınacak bir insan değilim, orası ayrı bir konu ama ben böyle kafayı kendini geliştirmekle bozmuş insanlara üzülüyorum biraz. kendileri mutluysa ne ala... ama dışarıdan bakınca bana üzücü geliyor. hep bir şey kovalamak, hep bir eksiği kapatmaya çalışmak çabası gibi...
çok iyi almanca konuşacağım diyorsan deli gibi almanca çalış. ben yazar olacağım diyorsan otur saatlerce kitap oku, kurgu üzerinde çalış, yaz. bunlar güzel şeyler. ama amacın, hedefin yoksa laf olsun diye kendini paralama abi. bazen bir parkta banka oturup yarım saat insanları izlemek de insana fayda sağlayabiliyor, her şey somut ve hatta işe yarar olmak zorunda değil hayatta.
modern dünyada müthiş bir "işe yarama" baskısı var insanların üzerinde. bu bence çok anormal bir şey. ben sıradan vatandaşım abi, altı dil konuşup beş enstrüman çalamam. yapabilene helal olsun, onu zaten özel ve ayrı bir insan olarak görürüm, takdir ederim ama herkesten bunun beklenmesi saçmalık.
neyse çok dağıttım. kısacası kendi içine yönelip ben bunu niye yapıyorum diye sorarsan belki frenleyebilirsin. ha rahatsız olmuyorsan devam et zaten sorun yok, alkolik oldum filan demiyorsun sonuçta, hoşuna gidiyorsa 7/24 yeni şeyler öğren, ne olacak.


Bence sorun verimlilige takman degil. Mevcut hayatindan kurtulmak icin cikis ariyorsun surekli sunu mu uapsam bunu mu yaosam diye buraya gelmemden bu sonuca variyorum. Sadece arayista olsugun surec bile basli basina verimsizlik.
Bence kacmak istedigin seylerle yuzles ve kararini ver o zaman kafandaki bu takintidan da kurtulursun.


Ben de sabah akşam iş düşünüyorum. Akşam iş yapıyorum. Senin gibi olmak isterdim, yapabilmek isterdim. Akşama kadar yorgunluktan, yoğunluktan hiçbir şey yapamıyorum. Akşam boşsam kafa dinlemek istiyorum.
